Arama

Türkülerde dağ imgesi

Milletimizin asırlardır yaşadıkları ve bunlar karşısında aldığı tavırlar milli hafızamızı oluşturdu. Bu hususlar arasında belki de en çok sevilen ve sürdürülebilir olan ise türküler oldu. Türkü kültürümüz milli benliğimizi temsil ettiği gibi zihinsel kodlarımızı da öne çıkardı. Milletimiz içinde bir şekilde türkü dinlememiş, duymamış bir kimse dahi yok. Çünkü türküler milletimizin sesi, ortak hafızası ve yüzlerce yıllık mirasın bir devamı. Ahmet Hamdi Tanpınar bu hususiyeti, "Biz bu türkülerin milletiyiz" cümlesi ile dile getirmişti.

🔸 Bu gerekçeler neticesinde dağlar, türkülerimizde önemli bir imge olarak kendisine yer buldu. Ulu ve yüce sıfatları ile türkülerde öne çıkan dağ kavramı; dertleşilen, sığınılan, barındıran, yoldaşlık eden, gurbetin temsili, ayıran ve engelleyici gibi vasıflarıyla bilindi. Dağlar türkülerimizde coğrafi öge olmaktan ziyade canlı bir varlık olarak kabul edildi.

🔸 Tabiatın en güzel varlıklarından olan dağlar, milletimizin hafızası olan türkülerin ayrılmaz imgelerinden birisiydi. Türküler içinde dağlar en çok; kendisine sığınılan ulu varlık, gurbetin yegane temsilcisi, zafere giden yolun ayrılmaz parçası, yüceliğin temsili, dert paylaşan varlık olarak öne çıktı.

🔸 Dağlar milletimiz için tarih boyunca bağrına sığınılan yüce bir varlık, ulu bir mekan olarak da idrak edildi. Türkülerimizde dağ imgesi güvenme, dayanma, sığınma gibi anlamlarıyla da yer buldu. Bunun en meşhur örneği ise Dadaloğlu'nun kaleme aldığı türküde kendini gösterdi.

"Hakkımızda devlet vermiş fermanı
Ferman padişahın dağlar bizimdir"

ORTAK DEĞERLERİMİZ "DAĞ"

🔸 Dağların insanın gördüğü en ulu varlıklardan biri olması, onları irfan türkülerinin vazgeçilmez unsurlarından birisi yapmıştı.

"Yüce dağ başından indiremedim
Yönünü yönüme döndüremedim
Bir yarin aklını kandıramadım"

🔸 Anadolu'yu en sarih biçimde anlatan kavramlardan birisi de hiç şüphesiz gurbet. Pek çok vesileyle gurbet, milletimizin gündeminde yer aldı. Uzun yolculuklar, kavuşamama, uzak kalma ifadeleri dağların pek çok türkü içinde gurbeti temsil etmesine vesile oldu. Aşık ile maşuk arasına giren dağlar bu bakımdan hem sitayişe hem de sevince sebep oldu.

Yol ver bana yol ver ey yüce dağlar
Yol ver artık ben sılama gideyim
Şimdi çicek açtı bizim yaylalar
Yol ver artık ben sılama gideyim

🔸 Sivas yöresine ait "yol ver ey yüce dağlar" türküsünde kavuşmanın yegane yolu dağların yani bir bakıma gurbetin yol vermesidir.

PİYADENİN GEÇEMEDİĞİ GİDEN GELMEZ DAĞLARI

🔸 Milletimizin kader çizgisinin en belirgini olan türkülerde dağların en belirgin vasfı ise yüce bir varlık olmalarıydı. Türkülerde dağların yüceliğine atıf yapılarak hem dertler anlatılır hem de durumun büyüklüğüne dikkat çekilirdi.

"Yüce dağ başında yanar bir ışık
Düşmüşem derdine olmuşam aşık
Öyle bir yar sevdim zülfü dolaşık
Dividim, kalemim, yazarım"

2024 Fikriyat. Tüm hakları saklıdır.
BİZE ULAŞIN