Arama

Unutturulan öykücü: Bahaeddin Özkişi

Türk roman ve hikâyesinin önemli isimlerinden Bahaeddin Özkişi, ne yazık ki uzun yıllar Türk edebiyatında hak ettiği ilgiyi bulamadı. 2000'li yıllarda Milli Eğitim Bakanlığının yüz temel eserin arasına bir romanına yer verilmesiyle Özkişi'ye geç de olsa bir iade-i itibar edildi. Peki, Tanpınar'a öykülerini gösterdiğinde, "Devam et evladım. Sen on tane Sait Faik edersin" diyerek yazmaya teşvik ettiği Bahaeddin Özkişi kimdi, edebi anlayışı nasıldı?

  • 1
  • 10
Bahaeddin Özkişi kimdir?
Bahaeddin Özkişi kimdir?

"Susmak, konuşmanın bir başka türüydü burada."

Özkişi'nin roman ve hikayeciliğe değinmeden evvel kısaca hayat hikayesine de bir göz atmak gerekir.

"Bir fikre adanmamış, sadece yemek, içmek, uyumak ve mülk sahibi olmak için yaşanmış hayat, sorarım size hayat mıdır?"

19 Haziran 1928'de İstanbul, Fatih'te dünyaya gelen Özkişi'nin Nüfus kaydında ismi Mehmet Bahaeddin iolarak geçmektedir. Babası Nakşî şeyhlerinden Hacı Halit Efendi'nin oğlu Ömer Lütfi Efendi'dir. Karagümrük'te doğup büyüyen Bahaeddin Özkişi mutasavvıf bir aileden gelmişti bu sebeple tasavvuf kültürü yazarın yetişmesinde çok etkili olmuştur.

  • 2
  • 10
Vefatına kadar üç roman yazdı
Vefatına kadar üç roman yazdı

"Özlemek" dedi." Aşk kadar önemli değil mi?"

Yazar eğitim hayatına Karagümrük'te başlamış, Karagümrük Ortaokulu'ndan mezun olduktan sonra Sultanahmet Sanat Enstitüsünde eğitimine devam etmiştir. Mezun olduktan sonra muhtelif görevlerde çalışan Özkişi, Almanya'da 2 yıl eğitim aldıktan sonra Kaynak Öğretmen Okulu'nu bitirmiştir. Usta yazar, edebiyat çalışmalarının yanı sıra 1956'dan vefatına kadar da İTÜ'de kaynak öğretmeni olarak çalışmaya devam etmiştir.

Evlendikten sonra eşinin desteğiyle yazmaya başlayan Özkişi, 10 Kasım 1975'te vefat edene kadar üç roman yazmıştır.

  • 3
  • 10
Edebiyata “hikaye” ile atılan adım
Edebiyata hikaye ile atılan adım

"Zihnim ister istemez geçmişin muhasebesine kayıyor, toplam çizgisi altındaki rakamların pek bir değer taşımadığını üzülerek görüyordum ne yapmıştım ben? Yaşamamdan maksat bir lisan öğrenmek, bir meslekte söz sahibi olmak mıydı? Yaradılışın ve yaradılışımın sırrı bu kadar mahdut olabilir miydi? Tabiatın kucağında yaşanması gereken hayat böyle mi sarfedilmeliydi? Beni tutup sürükleyen rüzgar neydi?"

Gençliğinde hikaye ile meşgul olan Özkişi, bahsedildiği gibi hikaye yazma konusunda Tanpınar'ın teşviklerini de almıştır. 1959'da Bir Çınar Vardı isimli kitabında bütün öykülerini toplamış, evlenene kadar hikaye yazmasına karşın bunları kitaplaştırmamıştır

  • 4
  • 10
Yazarın öldüğü gün basılan öykü kitabı: Göç Zamanı
Yazarın öldüğü gün basılan öykü kitabı: Göç Zamanı

"Maddeye hakimiyet insanı bir cephesiyle kuvvetli kılar sadece. Oysa insan her yönüyle gelişmeli ve yükselmeli değil mi?"

Üç öykü kitabı olan Bir Çınar Vardı, Göç Zamanı ve Papağan Dedi ki, kitaplarının bir araya getirilmesiyle oluşan Göç Zaman, yazarın vefat ettiği gün basılır. Göç zamanı daha çok metafizik, mistik, tasavvufi konuları ihtiva eder.

Özkişi, insan olmanın, hayata geliş gayesinin, öncelikle nefsi köreltme noktasında başarılı olmanın, erdemli insan olmanın önemini satır aralarında hep vurgulayan bir yazar olmuştur. Ömer Lekesiz Bahaeddin Özkişi'nin Öyküleri, isimli yazısında yazarın öykülerini, "Kısa kısa öyküde kurmaca tarzını, dilini, söylemini, bakış açısını, felsefi yaklaşımını kesinleştirmiş bir yazarın öyküleri" şeklinde tanımlamıştır.

"Menfaatin perdelediği göz kadar kör bir şey düşünülebilir mi?"

  • 5
  • 10
Yazarın öyküsündeki belirgin özellikler
Yazarın öyküsündeki belirgin özellikler

Özkişi'nin öykülerinde paradoksal bir anlatım dikkat çekicidir. Buna yönelmesindeki asıl sebep ise, sıradan gerçekçiliği, gündelik anlatımı, düz bir anlatım için yeterli görmemesinden kaynaklanmaktadır.

Yazar, öyküde geçen kişilerin psikolojik durumlarını vermek yerine doğrudan ruhsal çözümlemeyi tercih eder. Onun öykülerinde asıl başka bir yön ise, metafiziktir.

2024 Fikriyat. Tüm hakları saklıdır.
BİZE ULAŞIN