Yunus Emre şair tezkirelerinde neden yer almadı?
Yüzyıllar ve çağlar ötesinden Türkçeyi "ses bayrağı" yaparak günümüze kadar yaşatan dil ustası Yunus Emre, kültürümüzün temel taşlarındandır. Daha yaşarken şiirleri dillere destan olan ünlü mutasavvıfın, Osmanlı'da şairlerin biyografilerini içeren pek çok tezkirede yer almadığını biliyor muydunuz? Büyük Türk mutasavvıfı, hak aşığı ve Türk dilinin usta yorumcusu Yunus Emre'ye dair ayrıntıları sizler için derledik.
Giriş Tarihi: 05.05.2020
16:45
Güncelleme Tarihi: 26.04.2022
12:15
Doğum tarihine dair kesin bir bilgi bulunmayan Yunus Emre'nin 13. yüzyılın ortası ile 14. yüzyılın ilk çeyreği arasında Anadolu'da yaşadığı tahmin edilmektedir. Büyük Türk düşünürü, tasavvuf ve halk şairi Yunus Emre, Anadolu'nun manevi mimarlarından sayılmaktadır.
Bütün zamanların şairi: Yunus Emre
YUNUS EMRE NASIL BİR YAŞAM SÜRDÜ?
Yaşamı hakkında kesin bilgilere sahip olmasak da son yapılan tetkiklere göre Yunus Emre, Tabduk Emre adlı bir Babai şeyhine intisap ederek muhtelif İslam memleketlerinde gezdikten sonra tekrar Anadolu'ya memleketi olan Sakarya'ya döndü ve orada yaşadı. Daha yaşamında menkıbeleri bütün Anadolu'ya yayılan Türk dilinin büyük halk şairi Yunus, birçok ilahi ve nutuk y azdıktan ve onların halk arasında yayıldığını gördükten sonra 707 tarihini takip eden seneler içinde öldü.
Allah Aşkının Şairi: Yunus Emre
MİLLİ KÜLTÜRÜMÜZÜN TEMEL TAŞI
Millî kültürümüzün temel taşlarından biri olan Yunus Emre hakkında ortaya konan en büyük iddia şairin "ümmi" old uğu düşüncesiydi. Eski tarihi kaynaklarda ve menkıbelerde Yunus'un "ümmi" yani okuma yazma bilmeyen bir derviş olduğu sıklıkla vurgulanmıştı. Fakat Yunus hakkında ilk önemli ilmi çalışmayı yapan Fuat Köprülü Türk Edebiyatı Tarihi isimli eserinde bu iddiaları reddetti.Ona göre Yunus, İran edebiyatındaki belagat kaidelerine vakıf olmamakla beraber Mevlana'nın Farsça eserlerine hakimdi ve Anadolu'da yaygın olan tasavvuf felsefesini Mevlana'dan hiçbir surette aşağı kalmayacak şekilde kavrayabilen bu şair, "harfleri heceleyemeyecek kadar ümmi olamazdı." Nitekim Yunus'un bir beyiti de tahsil gördüğünü kanıtlar nitelikteydi:
"Dört kitabı ma'nisin okudum tahsil ittüm Işka gelicek gördüm bir uzun hece imiş."
"Dört kitabın manâsın okuyup tahsîl ettim/Aşka gelince gördüm ki aşk bir uzun hece imiş!"
Yunus Emre'nin en çok sevilen 15 şiiri
TÜRK TASAVVUF EDEBİYATI'NIN ANADOLU'DAKİ KURUCUSU
Her müminin arzuladığı ilahi aşkı anlattığı şiirlerini halk diliyle yazan Yunus Emre, Türkiye Türkçesinin tarihi devresinin ilk safhasını teşkil eden ve "Eski Anadolu Türkçesi" adı verilen bu şivenin oluşmasında rol oynamakla beraber Türk tasavvuf edebiyatının Anadolu'daki kurucusu olarak da kabul edildi.
Yunus Emre Divanı'ndan seçmeler
Ümmi olduğu iddia edilen, Türk-İslam halk düşüncesini n en önemli yapı taşlarından Yunus Emre'nin 1307-1308'de yazdığı "Risaletü'n-Nushiyye" i le vefatının ardından sevenlerinin derlediği şiirlerinden oluşan "Divan" isimli iki önemli eseri bulunuyor. Yunus Emre'nin "Risaletü'n-Nushiyye" adlı mesnevi tarzında kaleme aldığı eseri dini ve tasavvufi öğütleri, diğer eseri "Divan"ı ise henüz hayattayken Anadolu'da dilden dile dolaşmaya başlayan şiirleri içerdi. Eskiden beri halk arasında çok fazla okunduğu için Yunus Divanı'nın eski nüshalarına rastlanmamaktaydı. Hayattayken dahi dilden dile dolaşan Yunus'un Divanı'nında yer alan ilahiler, asırlar boyunca Anadolu'dan Balkanlar'a kadar Türk- İslam kültürünün ortak bir sesi haline geldi.
Bir aşk eri; Yunus Emre