Yusuf Atılgan'ın ortaya çıkan ilk şiirleri
Cumhuriyet dönemi edebiyatına yeni bir soluk getiren isimdir Yusuf Atılgan... Aylak Adam, Anayurt Oteli gibi romanlarıyla kitapseverlerin gönlünde taht kurmuştur. Ancak edebiyat tarihinin arka sayfaları onun da sırlarını saklamaktadır. O, iyi bir roman yazarı olduğu kadar bir de şairdir. Sizler için Yusuf Atılgan'ın şairliğinden miras ilk şiirlerini derledik.
Giriş Tarihi: 26.06.2019
10:48
Güncelleme Tarihi: 26.06.2019
16:44
Yusuf Atılgan, yakın zamana kadar şairliği yönüyle değerlendirilmeye alınmamıştı. Edebiyatımızın müstesna yazarlarından Atılgan, 1959 yılında kendisi ile yapılan bir röportajda lise yıllarında gizlice şiirler, hikâyeler yazdığını, fakülte yıllarında şiir ve hikâye ile hemhâl olmaya devam ettiğini, bir günde 4-5 sayfa tutan şiirler yazdığını, fakat bu metinlerin "o biçim şeyler" olduğunu belirtir. O biçim şeyler söz grubuyla yazarın bu dönemde yayımladığı metinleri çok da hatırlamak istemediğini anlaşılıyor.
Nitekim yazar, aynı röportajda yayımlanan ilk eseri olarak -hakikat öyle olmasa da Tercüman gazetesinin 19552 yılında düzenlediği hikâye yarışmasında birincilik kazanan "Evdeki" adlı hikâyesi olduğunu belirti
Mehmet Can Doğan, Kitaplık dergisinin 181'inci sayısında Atılgan'ın şiirlerine dikkat çekmiş ve usta romancının Kara İnci dergisindeki üç şiirini yayımlamıştır. Bu şiirlerden ilki, 1941 yılının Kasım ayında Çınaraltı dergisinde neşredilen "Üzülme Adaş"tır:
-Yusuf Ziya Ortaç'a-
Malazgirt meydanında sürmedinse atını Kosova'yı şahlanıp kükreyip geçmedinse Üzülme, akınlarda görmedinse adını, Tuna kaynaklarında bir tas su içmedinse.
Mohaç ovalarında yakmadınsa meşale, Cengi sensiz geçtiyse kahraman Barbaros'un, Kıralların tacını geçirmedinse ele, Fatih'ini görmedinse Girit ile Rodos'un...
Üzülme, milletinin her sayfası şeref, şan Hepsini yaşamağa bir tek ömür yetişmez, Türk'ün altın kanile yazılan en son destan, Şehamet ölçüsünde onlardan geri düşmez!
Gölgesi bir her yerde mukaddes yıldız, ayın Savaş, yalnız sınırlarda meydanda değildir Yetişir inkılâpta en küçük şeref payın Kalem tutan el de bir, kılıç tutan el de bir.