Hakkında çok az şey bildiğimiz muamma: Ruh
Kur'an-ı Kerim'de 21 farklı yerde geçen ruh ifadesi, sahabilerin Peygamber Efendimiz'e mahiyetini sormalarının üzerine İsra suresi 85. ayet-i kerimede, hakkında biz kulların çok az bilgiye sahip olduğu kavram olarak tanımlanır. Kimi alimler bu ayet-i kerimeyi 'Allah ruhla ilgili bilgiyi sadece kendisine ayırmıştır' şeklinde yorumlarlar. Peki mahiyeti, varlığı, özellikleri hakkında çok fazla bilgiye sahip olmadığımız ruh kavramı ile ilgili ayetler nasıl tefsir edilir?
Önceki Resimler için Tıklayınız
🔹 Nasıl ki bedenin yaşayabilmesi için hava, su ve gıda zaruridir; aynı şekilde ruhun da hayati derecede birtakım ihtiyaçları vardır. Hatta ruhun ihtiyaçları, bedenin ihtiyaçlarından çok daha ehemmiyet arz eder. Zira vücut, sonunda toprağın kesif karanlığına gömülecekken; ruh, ebedi yolculukta seyrine devam eder.
Kesif ne demek?
Yoğun manasına gelir.
🔹 Kendimizden çok sakındığımız ve muhafazasına gayret ettiğimiz ruhumuzun en elzem gıdası ise ibadettir. Eğer var oluşumuzun bel kemiği olan bu nadide varlığımızı, ibadet ve taat ile beslemezsek, ruhun kendisinde var olan letafet, nuraniyet ve zerafet niteliklerini kaybetmesine sebep oluruz.
🔹 İslam düşünce tarihinde, ruhun gerçek bir varlık olduğunu kanıtlamak üzere şu fikirler öne sürülür;
1. İnsan doğar, büyür ve ölür. İnsanın bu serüvende bedeni sürekli değişir ve gelişir ancak kişiliği daima aynı kalır. Burada kişiliğin değişmemesi ruhun varlığına bir delildir.
2. Toplum içerisinde hemen hemen her yerde bir ahlak anlayışından bahsetmek mümkündür. İnsanın, hukuki yönünden gelen sorumluluğunun bir tezahürü olan ahlak, ruhu kanıtlar nitelikteki bir kavramdır. Zira şu halde bizdeki ahlaki ve hukuki kişiliği oluşturan ruhtur.
3. İnsan bilinç, irade, seçme özgürlüğü gibi belirli yetenek ve kapasitelere sahiptir. Bu yeteneklere sahip olan ve bunlarla bedeni hareket ettiren esasında ruhtur.
4. İnsan sadece maddi ve bedensel açıdan bakıldığında pek çok canlıdan daha aşağı seviyededir. Ancak akıl, zihin, muhâkeme, irade, seçme ve karar verme özgürlüğü gibi ruha ait yetenekler insanı hayvanlardan ve pek çok canlıdan üstün kılar.
İnsan olabilmenin ilk şartı: Merhamet
5. Ölüm olayının gerçekleşmesi, esasında ruhun bedenden ayrılması hadisesidir. Beden neredeyse aynı beden olmasına rağmen ölümün ardından, canlılık özelliği gösteremez. Bu da ruhun vücuttaki canlılığın ve hareketliliğin kaynağı olduğunun bir delilidir.
🔹 Ayet-i kerime de ruh konusunda insanlara pek az bilgi verildiği belirtilir. Bazı alimler ayet-i kerimede geçen insana pek az bilgi verildiği ifadesini, "Bütün insanlara her konuda az bir bilgi verildi" olarak yorumlarlar.
🔹 Kur'an-ı Kerim'de 21 ayet-i kerimede geçen ruh kelimesi, dört yerde "er-rûh" şeklinde yalın olarak, on iki yerde bizzat Allah'a (CC) izafe edilerek, diğer dört yerde "rûhu'l-kuds", bir yerde de "er-rûhu'l-emîn, güvenilir ruh" anlamında geçer.
"Onun şeklini tamamladığım ve ona ruhumdan üflediğim vakit siz de hemen onun için secdeye kapanın."
Hicr Suresi 29. ayet-i kerime meali
Hicr Suresi 29. ayet-i kerime tefsiri
🔹"Allah Teâlâ (CC), Hz. Âdem'in (RA) bedenini yaratıp "ona ruhundan üfledikten" sonra yani ilk insanın biyolojik gelişimini tamamlayıp ruh-beden birliğini sağlayarak bu suretle adına "insan" denilen en gelişmiş canlı türünü yarattıktan sonra meleklere, Âdem'in önünde secdeye kapanmalarını emretti; meleklerin hepsi de secde ederken İblîs, kendi âciz aklıyla vardığı mantıkî sonucu Allah'ın buyruğundan daha önemli sayarak buyruğa karşı geldi.
Bakara ve A'râf sûrelerinde de görüldüğü gibi Allah Teâlâ (CC), Kur'an-ı Kerîm'inde insan oğluna yaratıcısını ve kendi aslını, atasını tanıtmayı, hatırlatmayı yararlı gördüğü durumlarda ilk insanın yaratılışını ve onu takip eden gelişmeleri, ilgili âyetlerin bağlamına göre az çok farklı ifadelerle tekrar etmiştir."