İletişimin ögeleri ve dilin kullanımından doğan türleri
Dil, bir toplumun milli kimliğini oluşturan en önemli unsurlardan biri olduğu gibi aynı zamanda bir milletin hafızası, kültürel taşıyıcısıdır. Çeşitli sosyal, coğrafi ve siyasi nedenlerden zaman içerisinde değişime uğrayabilen filolojik unsurlar; ağız, şive, lehçe gibi aynı dil içinde farklı türleri ortaya çıkarır. Peki dilin kullanımından doğan türler nasıl oluştu? Sizler için araştırdık.
Önceki Resimler için Tıklayınız
🔶 Bir dilin bilinmeyen, metinlerle izlenemeyen döneminde kendisinden ayrılarak çok büyük farklılıklar gösteren ve farklı bir dil oluşturma yoluna giden kolları lehçe olarak adlandırılır.
🔶 Lehçe, dilin ses ve yapı özelliklerinde büyük farklılaşmaların ortaya çıkmasıyla oluşur. Lehçelerin oluşumunda coğrafi ve kültürel koşulların etkisi çok büyüktür. Türk dilinin Çuvaşça ve Yakutça olarak iki lehçesi bulunur.
Yeni bir dil yeni bir karakter
🔶 Bir dilin bilinen, metinlerle takip edilebilen dönemlerinde kendisinden ayrılmış olan bazı ses ve yapı farklılıkları gösteren kollarına şive denir. Şivelerdeki ses değişimleri yazı diline de yansır. Şivelerdeki farklılaşma lehçeye göre daha az orandadır. Bundan dolayı dil bilimcilerin bazıları şiveyi "yakın lehçe" olarak nitelendirir.
🔶 Bir dilin şiveleri arasında ses, yapı ve söz dizimi bakımından benzerlikler bulunur. Örneğin Türkiye Türkçesinde "gelirim" sözcüğü Orta Asya bulunanTürkistan şivelerinde "kelür men" şeklinde yazılır. Azerbaycan Türkçesi, Türkiye Türkçesi, Kazak Türkçesi, Kırgız Türkçesi, Türkmen Türkçesi, Özbek Türkçesi, Azerbaycan Türkçesi, Kazak Türkçesi, Tatar Türkçesi Türk dilinin şiveleridir.
Ağız nedir?
🔶 Bir şive içinde bulunan ve söyleyiş çeşitliliğine dayanan küçük kollara ayrılan, bir ülkenin çeşitli bölgelerinde sözcükleri söyleyiş bakımından birbirinden farklı konuşmalarına "ağız" denir. Türkiye Türkçesinin "Trabzon ağzı, Elazığ ağzı, Ankara ağzı ve Kayseri ağzı" gibi yörelere özgü ağızları vardır. "İstanbul ağzı" denilen ağız yazı dilimizin temelini oluşturur.
🔶 Bir dildeki ağız sayısı ne kadar fazlaysa o dili konuşan ulusun o kadar farklı kültürden etkilendiği düşünülür. Ağız çeşitliliği aynı zamanda bir kültür zenginliği olarak görülür. Günümüzde teknoloji ve iletişim imkanları artttığı için yerel ağızların da zamanla unutulduğu görülür. Ülkemizdeki ağızlarla ilişkin ilk araştırmayı A. Maksimov'un yaptığı bilinir.
Doğan Cüceloğlu'nun İletişim Donanımları Adlı Eserinden 20 Alıntı
Argo nedir?
🔶 Aynı meslek gruplarının ya da aynı sosyal ortamda bulunan insanların konuşma dilinden ayrı olarak benimseyip kullandıkları, herkes tarafından anlaşılmayan bir dildir. Kendilerine özgü kelime ve deyimlerin yer aldığı özel dildir. Argonun kaba ve küfürlü bir dil olarak algılanması yanlış bir bakış açısıdır. Sokak argosu olarak tabir edilen jargon, argoya göre daha kabacadır.
🔶 Argo, bir toplumda belli kesimlerin kendi aralarında anlaşmayı sağlamak amacıyla kullandıkları özel dil olduğuna göre yeryüzündeki bütün dillerde argoya rastlanır. Argo, genelde toplumun alt tabakasına özgü sözler olarak bilinse de gerçekte bu dil türü, toplumun aydın kesimi de dâhil bütün katmanlarında görülür. Ama her grubun argosu değişiktir ve bu yüzden konuşulduğu yere göre isimlendirilen argo türleri bulunur.
Örnek argo kelimeler
Araklamak: Çalmak
Atmasyon: Uydurma, yalan söz.
Volta: Bir yukarı, bir aşağı dolaşma.
Tırnakçı: Hırsız, yankesici.
🔶 Belli gruplar arasında dayanışma ve çıkar ilişkisini devam ettiren ve koruyan, diğer kişiler tarafından anlaşılmayan yapay dile "jargon" denir.
🔶 Jargon, o gruptaki üyelerin sıkça kullandığı düşünceleri kısa bir şekilde ifade edebilmek için geliştirilen bir dildir. Jargon, genellikle dil iletişimini engeller. Çünkü grup dışındaki kişiler söylenenleri anlamazlar.
🔶 Doktor, marangoz ya da bir terzi gibi belirli bir meslek grubuna ait kişilerin kendi aralarında konuştuğu, yani toplumun çoğunun anlamadığı terimler de jargon kavramının içine girer.