Yeni bir dil yeni bir karakter
Konuştuğumuz dillere göre bambaşka kişiliklere büründüğümüzü hissederiz. Araştırmalar, insanların farklı dillerde farklı kişilik özellikleri gösterdiğini söyler. İtalyanca konuşurken eğlenceli ve hareketli biriyken Almanca iletişim kurarken daha ciddi olabilirsiniz.
Bir Çek atasözü: Yeni dil öğren ve yeni bir ruh edin
↪ "İspanyolca konuşurken hiç utangaç hissetmiyorum. Esprili ve arkadaş canlısıyım…"
↪ "İngilizce konuşurken kibar ve rahatım."
↪ "Rusça konuşurken sert biriymiş gibi hissediyorum."
🌍 Farklı diller konuşurken başka bir kişiliğe geçiş yaptığını veya değişik karakteristik özelliklere büründüğünü söyleyen arkadaşınız oldu mu?
🌍Araştırmalar insanların her dilde farklı kişiliğe bürünebileceğini söylüyor. Birden fazla dilde iletişim kuranlar, her bir dil için ayrı düşünce tarzı geliştirerek ona uygun hareket ediyor.
🌍 Ana dilin konuşulduğu ortamın koşulları, basit veya zor cümle yapıları, konuşma tarzımızı ve insanlarla iletişim kurma biçimimizi değiştirebiliyor. Öyle ki karar verme sürecinden olayları nasıl algıladığımıza kadar tüm düşünce sistemimizi etkiliyor.
🌍 İngiltere'de Lancaster Üniversitesi'nden Dr. Panos Athanaspoulos, İngilizce ve Almanca bilen kişilerin belirli olaylara verdikleri tepkileri inceledi. Yaptığı araştırmalara göre Almanlar olaylara başlangıç, gelişme ve sonuç odaklı yaklaşırken İngilizler sadece gelişmeye, eylemin akışına yoğunlaşarak diğer iki kısmı yok saydığı ortaya çıktı.
🌍2001 ve 2003 yılları arasında yapılan bir araştırmada da dilbilimci Jean Marc Dewaele ve Aneta Pavlenko, binden fazla kişiye farklı dilleri konuşurken 'Değişik bir insan gibi hissedip hissetmediklerini' sordu. Gelen cevap ilginçti. Bin kişinin neredeyse üçte ikisi buna "evet" cevabını verdi. Bilim adamlar ayrıca düzenli olarak ikinci dilde konuşan kişinin dünyayı algılayış biçiminin değiştiğini açıkladı.
🌍 Kaliforniya Berkeley Üniversitesi'nde 1964'te yapılan bir araştırmada ise Amerika'da yaşayan ve iki dil bilen 65 Fransızla bir çalışma yapıldı. Çalışmada 65 kişiden bir dizi illüstrasyona bakmaları ve onları 3 dakikalık hikâyeler şeklinde anlatmaları istendi. Çalışmanın sonucunda ise Fransızca ve İngilizce yazılan hikâyelerde farklı konuların vurgulandığı görüldü.
🌍 İngilizce yazılan hikâyelerde fiziksel ve sözlü şiddetten kaçınma girişimleri konu alınırken Fransızca hikâyelerde ise suç ve akranlara karşı saldırı ön plana çıkıyordu.