Osmanlı’dan günümüze 15 minyatür sanatçısı
Minyatür sanatı, Osmanlı saray kültürünü yansıtan, el yazmalarını süsleyen, genelde padişah ve diğer yüksek mertebeli kişilere sunulan bir sanattı. Bu sanatın Osmanlı himayesinde gelişip "özgün Osmanlı minyatürü" haline gelmesi II. Mehmet'ten I. Süleyman'a kadar olan dönemde gerçekleşti. 18'inci yüzyıla kadar da minyatür sanatı, sarayda önemli bir yer teşkil etti. Osmanlı'dan günümüze, Matrakçı Nasuh'tan Levni'ye minyatür sanatını icra eden 15 sanatçıyı sizlerle buluşturuyoruz.
Giriş Tarihi: 26.09.2019
12:06
Güncelleme Tarihi: 26.09.2019
12:12
Minyatür, genel anlamda çok ince işlenmiş, sembolist yaklaşıma sahip, çok küçük boyutlu resimlere ve bu resimlerin üretildiği sanata verilen addır. Bizde minyatür sanatına "nakış", yapana da "nakkaş" denmiştir.
Minyatür, kitapları resimlemek amacıyla yapıldığından küçük tutulmuştur. Ayrıca minyatürlerin çevresi tezhip denilen bezemeyle süslenir.
DERİNLİK, PERSPEKTİF, IŞIK VE GÖLGE YOKTUR
Minyatürde sulu boyaya benzer bir boya kullanılırdı. Çizgileri çizmek ve ince ayrıntıları işlemek için yavru kedilerin tüylerinden yapılan "Tüykalem" denen ince fırçalar kullanılırdı.
Minyatürde derinlik, perspektif, ışık ve gölge yoktur. Renklerin parlak ve canlı olması en önemli özelliklerindendir. Osmanlı'dan günümüze minyatür sanatına gönül veren, tarihin önemli olaylarına nakşettikleri minyatürlerle tanıklık eden 15 minyatür sanatçısı…
NAKKAŞ NİGARİ (1494 – 1572)
Asıl adı Haydar Reis'tir. Ünlü kişilerin minyatürlerini yapmasının, portre minyatüründe çok başarılı olmasında rolü büyüktür. Çizdiği insanların, yüzlerini asıllarına benzetmekte çok başarılıdır. II. Selim, Yavuz Sultan Selim, Kanuni Sultan Süleyman, Barbaros Hayrettin Paşa'nın minyatürlerini yapmıştır.
Bu minyatürde, II. Selim'i (Sarı Selim) çizmiştir. Selim'i sol elinde yay, sağ elinde de ok fırlatmış olarak, arkasındaki silahtar ağasını sağ elinde karanfil, sol elinde de birkaç ok ile çizmiştir. Kaftanın sol kolunun çıkmış, sağ kolunun giyinir vaziyette olması, ok atarken ağırlığı hafifletmek için olsa gerek.
NAKKAŞ SİNAN BEY (13. YÜZYIL)
13'üncü yüzyılda yaşamış minyatür sanatçılarındandır. Fatih Sultan Mehmet tarafından İtalya'ya gönderildi. Doğal olarak, İtalyan ve Rönesans resim sanatının etkisinde kaldı.
Bu minyatüründe, Fatih Sultan Mehmet'i tasvir etmiştir. Fatih'i gül koklarken betimlemiştir. Gül, Hz. Muhammed'i ve dolayısıyla İslam'ı simgelemektedir. Fatih'i azametli bir şekilde tasvir etmiştir. Bellini'nin Fatih portresi ile benzerliği dikkat çekicidir.
NAKKAŞ OSMAN (16. YÜZYIL)
16'ıncı yüzyıl sonrası Osmanlı Sarayı'nın başnakkaşıdır. Orhan Pamuk'un Benim Adım Kırmızı romanındaki başnakkaştır. Tabii ki romandaki olayların bir kısmı kurgusaldır. Osmanlı minyatürlerinde en küçük detaylara dikkat çeker.
Hayali sahneler yerine tarihsel gerçeklere odaklanır. Bu minyatürü, mimarlar loncasını anlatıyor. Osmanlı'da mimarlar resim üzerinde değil de maketler üzerinde çalışırdı. Bir cami maketi üzerinde çalışan mimarların el, kol hareketleriyle duygularını yansıtmaya çalışmış.