Bayramdan önce okunması gereken kitaplar
Yüce Allah, Kur'an-ı Kerim'de En'am suresinde şöyle der: "De ki: Şüphesiz benim namazım, kurbanım, hayatım ve ölümüm hepsi âlemlerin Rabbi Allah içindir." Kurban bayramının yaklaştığı şu günlerde kurban ve hac ibadetini daha iyi idrak etmek için siz Fikriyat okurlarına bir okuma listesi hazırladık.
"Otuz üç sene millet ve devletim için, memleketimin selâmeti için çalıştım. Elimden geldiği kadar hizmet ettim. Hâkimim Allah ve beni muhakeme edecek de Resûlullah'tır."
"Günün birinde umumî bir harbin çıkacağına hiç şüphe yoktu. Fakat bizim bu işe atılmamız büyük bir cehalet ve tedbirsizlikti. Selâmetimiz tarafsız kalmaktaydı." Sultan Abdülhamid
Meşrutiyet'le başlayan, 31 Mart ile devam eden ve tahttan azille son bulan çalkantılı bir devrin padişahı: Sultan II. Abdülhamid. İstanbul'da Yıldız Sarayı'nda başlayan, Selânik'te Alâtini Köşkü'ne uzanan ve yine İstanbul'da Beylerbeyi Sarayı'nda sona eren bir ömrün hikâyesi...
Osmanlı Devleti'nin ve dahası dünyanın talihini değiştiren bu devrin en yakın şahitlerinden biri: Sultan II. Abdülhamid'in kızı Ayşe Osmanoğlu. Sultan olarak sarayda doğan, özenle yetiştirilen, sonra ülkesinden kovulan, gurbette hayata tutunmaya çalışan bir kadının, unutulmasın diye yazdığı ve Türk milletine yadigâr bıraktığı hatıraları...
Elinizdeki bu hatırat, Abdülhamid'i sadece padişah olarak değil; bir oğul, eş ve baba olarak okuyucuyla buluşturuyor. Unutulmuş saray âdetlerinden bayram sofralarına; Abdülhamid'in kişisel yaşamından, döneme dair başka hiçbir yerde bulunamayacak bilgilere yer veren eserde dedikodu ve rivayetler üzerinden aktarılan bir dönem, o zamanları bizatihi yaşamış birinin kalemiyle aydınlatılıyor.
Osmanlı İmparatorluğu'nun son dönemleriyle ilgilenen okurlar, hakikatin peşine düşen tarihçiler ve tarihseveler için bir başucu eseri!
"...Bunu söylemek ne kadar tuhaf olsa da benim için Muhammedilik, Haça tapmaktan (Hıristiyanlıktan) mukayese edilemeyecek kadar yüksekte duruyor. Eğer insan, seçme hakkına sahip olsaydı, aklı başında olan her bir insan, şüphe ve tereddüt etmeden Muhammediliği; tek Allah'ı ve onun Peygamberini kabul ederdi."Lev N. Tolstoy
Ünlü Rus yazarı L. N. Tolstoy, 1908 yılında, Abdullah El-Sühreverdi'nin Hindistan'da basılmış "Hz. Muhammed'in Hadisleri" kitabını okudu. Okuduğu hadislerden bir risale tertip etmiş, bunu Rusya'nın 'Posrednik' adlı yayınevinde bastırdı. Rus halkı ve özellikle Rus aydınları, L. N. Tolstoy'u ilahi bir kuvvete sahip görüyor ve onun İslamiyet'i kabul etmesinin duyulmasının Rus toplumu içinde İslam'a güçlü bir akım başlatabileceğini biliyorlardı. Bu yüzden de Tolstoy'un Hz. Muhammed'in hadislerinden derlediği kitapçığını KGB gibi Rus istihbarat birimleri gizli tutmaya, unutturmaya ve basılmasını engellemeye çalışıyorlardı.
Tolstoy, bu risale ile Rus okurlarını Hz. Muhammed'in hadisleriyle tanıştırdı. Hadislerden seçtiği konularda 'fakirlik' ve 'eşitlik' gibi kavramları esas alıp Rus halkına ve onları aldatanlara bir ders verir nitelikte olmasına özen gösterdi. Tolstoy, seçip kitapçık haline getirdiği bu hadislerle, gerçek adalet ve eşitliğin, kardeşlik ve fedakârlığın, insana saygı ile sevginin İslam'da olduğunu vurgulamak istemiştir…
Muhyiddin İbn Arabî'ye göre insan ve genel olarak kâinat ilâhî isimlerin bilinmesi ve tecelli etmesine vesile oldu. Kulun, çeşitli halleri ilâhî isimlerin farklı tecellileriyle bağlantılıdır. Bir insanın Hakkı müşâhede ve tanıması hangi ilâhî isimle gerçekleşirse, Hak kendisine o isimle tecelli eder ve o ismin kulu diye nitelenir ve örneğin Abdullah, Abdurrahman, Abdürrahîm vb. denilir. Aynı şey diğer isimlerde de geçerlidir. Allah böyle görülmezse, kişi ya oluşu görmekle hakikatten veya yaratılanları görmekle Haktan perdelenmiş veya hakikatin içinde oluştan veya Hakta halktan habersiz kalır. Bir şahıs halkı bilmediği ölçüde Haktan uzaklaşır, çünkü yaratılan ve rızıklanandan habersiz iken Allah'ın yaratan ve rızık veren olduğunu bilmez. Şu halde rızıklanan ve yaratılan bir şeyi gördüğünde er Rezzak ve el- Halık'ı müşahede etmeyen, oluş nedeniyle hakikatten perdelenmiş kimsedir. Bu kimse Allah'ı göremez, O'nu göremeyen ise gerçek mârifeti yitirmiştir, çünkü o el- Halık, er Razık, en- Nâfi gibi isimleri müşahede etmemiştir.
Vecdi Akyüz bu kitabında, kurban kavramı, kurban çeşitleri, kurban yükümlüsü, kurbanın geçerliliği, kurbanın kesilmesi ile hayvan hakları, çevre ve kurban başlıkları çerçevesinde kurban ibadetiyle ilgili temel dini hükümler ve karşılaşılan ilginç durumlar duru ve anlaşılır bir dille anlatılır.
Allah rızası kazanmak düşüncesiyle kurban ibadetini yerine getirmek isteyen Müslümanlar için yazılan bu kitapta şu konular yer alıyor:
* Kurban ibadeti ile ilgili ayet ve hadisler
* Kurban ibadeti tarihi
* Kurban ibadetinin maddi ve manevi yararları
* Kurban ibadeti ve takva
* Kurbanın hükmü ve çeşitleri
* Kurban edilecek hayvanlar ve özellikleri
* Kurban kesim işlemi
İslam medeniyetini anlamak için kuşkusuz İslam'ın Müslüman hayatında ve tarihinde oluşturmuş olduğu etkiye bakmak gerekir. Bu etki kendisini ibadetlerde, kurumlarda, düşüncede ve manevi hayatta belirgin kılmıştır. İlk çağlardan günümüze insanın Rabbine yaptığı ibadetler içinde kurban ibadetinin kendine özgü niteliği ilgi çekici olmuştur; çünkü diğer ibadetlerden farklı olarak kurban ibadeti genellikle insanın yaşayan bir canlıyı Allah'a sunması düşüncesine dayanır. Antik ve yaşayan dinlerde kurban düşüncesine ve bunun günümüzdeki algılanış biçimine değinilmiş olan bu eserde, İslam'daki kurban kavramı geleneksel ve modern kurban düşünceleri ışığında tartışılır.