Kudüs'teki İslam mirasının izleri
Kudüs'te bulunan gerek Kıble Mescidi gerek Kubbet-us Sahra gerek "Kadim Aksa" dediğimiz Burak Mescidi dâhil olmak üzere bütün bu kutsal mekânlar, 144 dönümlük mukaddes "Harem"in içinde yer alır. Kudüs, asıl burasıdır. Sizler için mukaddes şehir Kudüs'teki 10 İslam mirasının izini derledik.
Giriş Tarihi: 15.12.2018
12:07
Güncelleme Tarihi: 12.05.2021
15:28
İslâm mimarisinin bilinen ilk kubbeli eserlerindendir ve Kudüs'ün fethinden sonra Hz. Ömer tarafından yaptırılan mescidin yerine inşa edildiği için, daha çok Batılılar tarafından, Ömer Camii olarak da tanınır. Kubbetü's Sahra, İslam mimarisinde günümüze kadar ulaşan en eski ve en güzel örneklerden biridir. Hz. Peygamber'in Miraç'a yükseldiğine inanılan Muallak Taşı'nın üzerine inşa edilen Kubbetü's Sahra, Mescid-i Aksa'nın tam ortasında, zeminden 4 metre daha yüksekte bulunuyor.
Düzgün bir sekizgen üzerine inşa edilen esas camii, Hacer-i Muallak taşının üzerindedir. Bu, Hz. Muhammed'in miraca çıktığı kaya olarak bilinir. Mescid-i Aksa'nın tam ortasında, zeminden 4 metre daha yüksekte bulunuyor. Kubbenin bulunduğu alana sekiz farklı kemerden geçilerek ulaşılabiliyor. Emevi halifesi Abdülmelik bin Mervan tarafından inşa ettirilen bu kubbenin yapımı 692 yılında tamamlandı.
1099 yılında Haçlılar Kudüs'ü işgal edince, Kubbetü's Sahra'yı kiliseye çevirdiler ve adını "Templum Domini" yani "Rabbin Mabedi" şeklinde değiştirdiler. Muallak Taşı'nın etrafına, insanların ondan bir parça koparmak istemelerini önlemek amacıyla geniş bir duvar yaptılar. Haçlıların bu tahakkümü 1187 yılında Selahaddin Eyyubi'nin Kudüs'ü fethetmesine kadar devam etti.
Kubbe önceleri ahşap ve üstü kurşunla kaplıydı ancak daha sonra Kanuni Sultan Süleyman bu kubbeyi altın ile kaplattı. Çinilerle kaplı olan kubbe kasnağında İsra suresinden ayetlerin yer aldığı sülüs bir yazı kuşağı bulunur.
Kubbetü's Sahra, cephelerdeki 40 ve kubbe kasnağındaki 16 pencere ile aydınlatır. Üst pencerelerin kenarlarını süsleyen çiniler yine Kanuni Sultan Süleyman dönemine aittir. Kubbetü's Sahra'da, İslam mimarisinin ilk mihraplarından biri bulunur. Bu mihrapta yekpare mermer kullanıldı.
Buradaki ilk namazı ise halife Abdülmelik b. Mervan kıldırdı. Bugünkü görünümüne ise Osmanlı padişahları tarafından birçok kez yapılan tamirat ve eklemelerle kavuşturuldu. Yüzündeki Çiniler tamamen Osmanlı ürünüdür. Kubbetü's Sahra içerisinde 4 ayrı kapı bulunuyor. Kubbe, Muallak Taşı'nın üzerini örter şekilde yapılandırıldı. Farklı dönemlerde çok sayıda restorasyona uğrayan Kubbetü's Sahra, Selahaddin Eyyübi, Memlüklü Sultani Nasır Muhammed, Kanuni Sultan Süleyman, Sultan Abdülaziz tarafından yaptırıldı. Aynı zamanda hasarlı olan balkonu Mimar Sinan tarafından onarıldı.
Kıble Mescidi, Mescid-i Aksa'nın güneyinde yer alır. Müslümanlar, 638 yılında Kudüs'ü fethettikten sonra o dönem boş bir arazi olan Mescid-i Aksa'nın bulunduğu Harem alanı Hz. Ömer önderliğinde, imara başlanıp Kıble Mescidi'ni inşa ettiler. Kıble Mescidi yapılırken ilk olarak Muallak taşının üzerine koyulmak istendi fakat daha sonra Hz. Ömer'in talimatıyla Aksa'nın güneyindeki duvarı ortalayacak şekilde mescidin mihrabı yerleştirildi. Fakat günümüzdeki Kıble Mescidi, ilk inşa edilen bu halinden daha farklıdır. Hz. Ömer'in inşa ettirdiği halinden hiçbir eser kalmayan mescit, ilk yapıldığı dönemde şu anki halinden iki kat daha büyük bir yapıdaydı.
Günümüze kadar ulaşan Kıble Mescidi'ni inşa ettiren Emevi halifesi Abdülmelik bin Mervan, bu inşa sürecinde Hz. Ömer döneminden kalan kalıntıları da kaldırttı. Fakat yaşanan depremden sonra zarar gören mescit Abbasi halifesi el-Mehdi tarafından onarıldı. Daha sonraki Haçlı döneminde ise Haçlılar mescidi kiliseye çevirmekle kalmayıp içerisindeki İslam simgelerini de değiştirdiler. Bu durum Selahattin Eyyübi'nin Kudüs'ü fethetmesine kadar sürdü.
Selahaddin Eyyubi'den sonra yine eski halinde kullanılmaya başlanan mescit için Osmanlı döneminde d e birçok faaliyet oldu. Kanuni Sultan Süleyman, Sultan Abdülaziz ve Sultan II. Abdülhamid Kıble Mescidi için yaptırdığı çok sayıda çalışmalar da oldu. Mescidin içerisinde Zekeriya Mihrabı, Ömer Mescidi, Yahya Mihrabı gibi önemli ziyaret yerleri bulunur.
Emeviler döneminde burada bulunan başka bir kubbenin yerine inşa edilen Miraç Kubbesi, Hz. Peygamber'in Miraç'a yükselişinin bir hatırası olarak inşa ettirildi. Kubbe otuz sütunun taşıdığı sekizgen şeklinde bir yapıdan meydana gelir. Kubbenin içerisinde güney kısımda yer alan bir mihrap bulunuyor. Miladi 1200 yılında Kudüs valisi Osman bin Ali ez-Zencebilî tarafından restore edildi. Kubbenin üzerinde duran taca benzeyen süsleme, Miraç Kubbesi'ni diğer kubbelerden ayıran bir özellik.