Adaletin kapısı Hz. Ömer’in fıkıh alanındaki icraatları
Hz. Ömer, "adaletin kapısı" olarak bilinen bir sahabeydi. İslam devletinin ikinci halifesi olan Hz. Ömer, Peygamber Efendimizin (sav) hem arkadaşı hem de yardımcısıydı. Bu nedenle onun hükümlerindeki maksadını ve hikmetini öğrenme fırsatı bulmuştu. Pek çok olayda vahiy gelen ayetler, onun öngörüsünü ve hükmünü destekler nitelikteydi. İslam hukuku ve yargılama usulünün temellerini atan, gerçekleştirdiği içtihatlarla gelecek nesillere örnek olan Hz. Ömer'in fıkıh alanındaki icraatlarını derledik.
Giriş Tarihi: 27.08.2020
19:06
Güncelleme Tarihi: 27.08.2022
12:38
Sesli dinlemek için tıklayınız.
PEK ÇOK MESELEDE VAHİY ONUN GÖRÜŞÜ GİBİ GELDİ
◾ Şûra meclislerinde ileri sürdüğü isabetli görüşleriyle dikkatleri üzerinde toplamış ve Hz. Peygamber'in iltifatlarına mazhar olmuştur. 20'ye yakın meselede vahyin onun görüşlerine uygun biçimde geldiğini belirtmek üzere kullanılan "muvâfakâtü Ömer" tabiri teşrîin ruhunu kavrama hususundaki özelliğini vurgulama amacı taşır.
◾ Fıkhın gelişme çağı olan sahabe devrinde en çok fetva vermekle meşhur yedi sahâbînin başında bulunduğu, Hz. Ebû Bekir'in hilâfet makamına gelince yargı işlerini yürütmekle onu görevlendirdiği dikkate alındığında Hz. Ömer'in fıkıh tarihindeki yeri daha iyi anlaşılır.
ÖNCE KUR’AN VE SÜNNETE BAŞVURURDU
◾ Hz. Ömer hüküm verirken önce Kur'an'a, ardından sünnete, sonra da re'ye başvururdu. Haber-i vâhid şeklinde rivayet edilmiş olsa da sünnete aykırı olduğunu sonradan öğrendiği konularda kendi görüşünü terk ederek sünnetle amel etmiştir.
◾ Hadisin sağlamlığının tespitine özel itina göstermiş, bunu temin için değişik tedbirlere başvurmuştur. Bu bağlamda bazen râviden, rivayet ettiği hadisi Hz. Peygamber'den (sav) duyduğuna dair şahit getirmesini istemiş, daha güçlü bulduğu bir delile aykırı gördüğü, bu yüzden sıhhatine güvenmediği hadisleri kabul etmemiştir.
(x)Hz. Ömer kimdir? Hz. Ömer nasıl Müslüman oldu?
HADİS RİVAYETİ KONUSUNDA DİKKATLİYDİ
◾ Hz. Ömer, sünneti ikinci teşrî' kaynağı olarak kabul edip hüküm konusunda ona başvurmasına rağmen çok hadis rivayet edilmesine taraftar olmamış, değişik bölgelere gönderdiği irşat heyetlerine Kur'an eğitimine öncelik verip çok hadis rivayet etmemelerini telkin etmiş, bu arada çok hadis rivayet eden bazı sahabeleri uyarmıştır.
◾ Hz. Ömer'in bu telkin ve uygulamaları, sünneti hüküm kaynağı olarak kabul etmediği şeklinde bazı aşırı yorumlara dayanak yapılmaya çalışılmışsa da onun bu davranışının râvileri hadis rivayeti konusunda dikkatli olmaya sevk etmek, kötü niyetli kişilerin hadis uydurma teşebbüslerini önlemek, Kur'an eğitiminin yerleşmesini sağlamak ve Kur'an ile sünnetin birbirine karıştırılmasını önlemek gibi gerekçelere dayandığı açıktır.
HZ. ÖMER 500’ÜN ÜZERİNDE HADİS RİVAYET ETTİ
◾ Hz. Ömer çoğu fıkhî meselelerle ilgili olmak üzere 500'ün üzerinde hadis rivayet etmiş , kendisinden başta Hz. Ali, Abdullah bin Mes'ûd, Abdullah bin Abbas ve Abdullah bin Ömer olmak üzere birçok sahabe yanında Saîd bin Müseyyeb, Kâdî Şüreyh, Esved bin Yezîd ve Kays bin Ebû Hâzim gibi pek çok tâbiî rivayette bulunmuştur.
◾ Hz. Ömer'in rivayet ettiği hadisleri Ebû Bekir en-Neccâd Müsnedü Ömer bin el-Hattâb ve İbn Şeybe Müsnedü emîri'l-müʾminîn Ömer bin el-Hattâb adlarıyla bir araya getirmiştir.
HÜKÜMLERİNDE RE’Y USULÜNE ÖNEM VERİYORDU
◾ Kur'an ve Sünnet'te hükmü bulunmayan meseleleri re'ye başvurarak hükme bağlayan Hz. Ömer, Ebû Mûsâ el-Eş'arî'ye ve Kâdî Şüreyh'e gönderdiği mektuplarda onları da re'y ile ictihada teşvik etmiştir.
◾ O devirde re'y, "Kitap ve Sünnet'te hükmü açıklanmayan meselelerin naslardan çıkarılan prensipler ışığında çözüme kavuşturulması " anlamında kullanılıyordu. Re'ye verdiği önem sebebiyle Hz. Ömer'in "ehl-i re'y" adıyla bilinen fıkıh ekolünün oluşmasında çok etkili olduğu kabul edilir. Irak'ta ortaya çıkan bu ekole Hz. Ömer'in etkisi, onun en yakın müşavirlerinden Hz. Ali ve Abdullah b. Mes'ûd vasıtasıyla olmuştur.
Hz. Ömer'in veba salgını karşısındaki tutumu neydi?