Ahiretin varlığına delil 15 Ayet
Kur'an-ı Kerim'de birçok ayet düşünmeyi, tefekkür etmeyi açıklar. Kainata bakıldığında en ufak bir işte bile birçok gaye ve maksadın gözetildiğini görüyoruz. Gökte devasa cisimler devasa hızlarla, çok ince ve hassas ölçülerle hareket ediyor. Böyle bir sünnetullah, vazifesini yerine getirip iyi hizmet edenlere neden mükafat vermesin ve itaatsizlik edip isyan edenlere karşılığını ödetmesin? Evrene bakıldığında başka bir yerde büyük bir mahkeme olduğunun delilerini görürüz. Bu yüzden sizlere Kur'an-ı Kerim'den ahiretin varlığına delil tam 15 ayeti tefsirleri ile beraber bir araya getirdik.
Önceki Resimler için Tıklayınız
Yargı günü hepsinin belirlenmiş günüdür.
Duhân Suresi 40. Ayet
Duhân Suresi 40. Ayet Tefsiri
◾ Dünyanın fâni, insanların ölümlü oldukları açıklanınca yeniden dirilişi takip edecek zaman içinde nelerin olacağı, insanların dünyada yapıp ettiklerine göre ebedî hayatta nelerle karşılaşacakları, kötüleri bekleyen cehennemin nasıl bir yer olduğu, oraya girenlerin çekecekleri ceza, iyiler için hazırlanmış olan cennetin tasviri, buraya girme bahtiyarlığına erecek olanların nâil olacakları çeşitli nimetler; insanların dünyadaki idrakleri, hayalleri, arzuları ve korkularından yola çıkılarak, bu kavramlar kullanılarak anlatılmaktadır.
Herkese yaptığının karşılığı tastamam ödenir; Allah onların yaptıklarını en iyi şekilde bilmektedir.
Zümer Suresi 70. Ayet
Zümer Suresi 70. Ayet Tefsiri
◾ Putperest Araplar, aslında Allah'ın varlığına inanıyor, sorulduğunda O'nun yaratıcı kudretini tanıdıklarını ifade ediyorlardı; fakat putlarını aracı tanrılar saydıkları için Allah'ı bırakıp putlara tapıyor, onlara sığınıyor, onlardan yardım istiyor, böylelikle şirk inancına sapıyorlardı. Oysa onların insanlara yardım etmek şöyle dursun, Allah'tan gelen bir zararı veya bir rahmeti, nimet ve bereketi önleme güç ve imkânları yoktu.
Önceki ölümümüzden başka ölüm yok; azap da görmeyeceğiz.
Sâffât Suresi 59. Ayet
Sâffât Suresi 59. Ayet Tefsiri
◾ "Artık bir daha ölmeyeceğiz değil mi?" anlamındaki soru cümlesi, cennet hayatının sonsuzluğu konusunda bir kuşku ifadesi değil, orada bulunanların, nâil oldukları nimetlerden dolayı hissettikleri şaşkınlık ve mutluluğun büyüklüğünden dolayı söylenecek bir sözdür (Râzî, XXVI, 139). "Önceki ölüm"le bireyin dünya hayatının son bulduğu ölümü kastedilmiştir. "Amel sahipleri böylesi bir kurtuluş için çalışmalıdırlar" ifadesi ise âhiret mutluluğunu kazanmanın, dünyada bu uğurda harcanacak çabaya bağlı olduğunu göstermektedir.
Sana indirilene ve senden önce indirilene iman ederler ve âhirete de onlar kesin olarak inanırlar.
Bakara Suresi 4. Ayet
Bakara Suresi 4. Ayet Tefsiri
◾ Allah bir olduğuna, din de Allah'ın gönderdiği, kendisiyle kulları arasında bir bağ, kulları için bir irşad, bir hayat düzeni olduğuna göre gerçek bir peygamberin aracılığı ile Allah'ı tanıyan ve O'na iman edenlerin diğer peygamberlere ve hak dinlere de iman etmesi kaçınılmazdır. Ancak böyle bir imanla tevhide ulaşılır: Allah birdir ve bütün insanlar bir tek, eşi ve ortağı olmayan Allah'ın kullarıdır, bütün peygamberler bir Allah'ın elçileridir, bütün hak dinler bir Allah'tan gelmiş ve aynı esasları getirmiştir.
İnsanlardan bazıları da vardır ki inanmadıkları halde "Allah'a ve âhiret gününe inandık" derler.
Bakara Suresi 8. Ayet
Bakara Suresi / 8. Ayet Tefsiri
◾ Hak dine inananlarla bunu açıkça inkâr edenlerden sonra üçüncü bir inanç ve davranış grubu olarak münafıklara geçilmiştir. Münafık "gönülden inanmadığı halde Allah'ı, Peygamber'i ve onun bildirdiği diğer iman ilkelerini benimsediğini söyleyen, müslümanmış gibi görünen kimse" demektir. Bu grubun en belirgin özelliği ikiyüzlü oluşlarıdır; inanmadıkları halde inanır görünmeleri ve akıllarınca müminleri kandırmalarıdır. Açık inkârcılardan ve bilinen İslâm düşmanlarından, gizli olanlar daha tehlikeli oldukları ve bunların doğru yolu bulma ihtimalleri daha zayıf bulunduğu için kâfirlerin en aşağı tabakada olanları bunlardır.