Ayet ve hadisler ile Allah'ı her durumda anmak
Müslümanlar yaşamın her anında Allah'ı hatırında tutarak, kulluğunun bilincinde olmalıdır. Müminin Rabbini anması kalbin gıdası ve kurtuluş vesilesidir. Nitekim ayet-i kerimede de "Bilesiniz ki gönüller ancak Allah'ı zikrederek huzura kavuşur" buyrulmaktadır. Peygamber Efendimiz, otururken, uyurken, konuşurken, bir işe başladığında kısacası her zaman Rabbini anardı. Sizler için Allah'ı her durumda anmanın önemini belirten ayet ve hadisleri derledik.
Önceki Resimler için Tıklayınız
Ebû Hüreyre'den (ra) rivayet edildiğine göre Resûlullah (sav) şöyle buyurmuştur: Allah Teâlâ'nın, yollarda dolaşıp Allah'ı zikredenleri arayan melekleri vardır. Onlar Aziz ve Celil olan Allah'ı zikreden bir topluluk bulunca birbirlerine, "Gelin, aradıklarınız buradadır!" diye seslenirler ve melekler Allah'ı zikredenleri, dünya semasına kadar kanatlarıyla çevrelerler. Allah Teâlâ, onların hâllerini meleklerden daha iyi bildiği hâlde, meleklere:
"Kullarım ne diyorlar" diye sorar. Melekler "Seni tesbih ediyorlar, tekbir getirerek sana hamdü sena ediyorlar ve seni yüceltiyorlar.""Bu kullarım beni gördüler mi (ki böyle tesbih edip, tekbir getiriyorlar?)"
"Hayır, vallahi seni görmediler."
"Peki, beni görseler ne yaparlar?"
"Onlar seni görseler, sana daha çok kulluk ederler, seni daha çok yüceltirler ve daha çok tesbih ederlerdi."
"Benden ne diliyorlar?"
"Cenneti istiyorlar."
"Onlar cenneti gördüler mi?"
"Hayır yâ Rab, vallahi onlar asla cenneti görmediler."
"Ya cenneti görselerdi ne yaparlardı?"
"Cenneti görmüş olsalardı, cennete karşı arzu ve hevesleri daha çok olur, cenneti daha fazla isterlerdi."
"Onlar nelerden Allah'a sığınıyorlar?"
"Cehennemden Allah'a sığınıyorlar."
"Cehennemi gördüler mi?"
"Hayır, vallahi onu görmediler."
"Ya cehennemi görselerdi ne yaparlardı?"
"Eğer cehennemi görselerdi, ondan daha çok kaçarlar, daha fazla korkarlardı."
(Bunun üzerine) Allah Teâlâ şöyle buyurur: "(Ey melekler), siz de şahit olun ki ben onları bağışladım."Meleklerden biri der ki: "Filanca onlardan değil, sadece bir ihtiyacı için gelmişti." Yüce Allah "(Zikir meclislerinde) oturanlar öyle kimselerdir ki, onlarla birlikte bulunanlar da kötü olmaz." buyurur.
(Buhârî, Deavât, 66)
Ebû Hüreyre ve Ebû Saîd el-Hudrî'nin (ra) naklettiğine göre, Resûlullah (sav) şöyle buyurmuştur: "Bir topluluk Allah'ı zikretmek için bir araya gelirse melekler onları kuşatır, rahmet onları sarar ve üzerlerine sekînet (huzur) iner. Allah yanındakilere (meleklere) onlardan övgüyle söz eder."
(Müslim, Zikir, 39)
Ebû Vâkıd Hâris b. Avf (ra) anlatıyor: Bir gün Resûlullah (sav), mescitte insanlarla birlikte otururken üç kişi geldi. İkisi Resûlullah'a (sav) doğru yöneldi, diğeri ise gitti. Allah Resûlü'nün yanında kalan iki kişiden biri, halkada gördüğü bir boşluğa, diğeri halkanın arkasına oturdu. Üçüncü şahıs ise dönüp gitmişti. Resûlullah (sav) işi bitince: "Bu üç kişinin durumunu size haber vereyim mi? Bunlardan biri, Allah'a sığındı, Allah da onu barındırdı. Diğeri, hayâ etti, Allah da onun hayâsını kabul etti. Öbürü ise yüz çevirdi, Allah da ondan yüz çevirdi." buyurdu.
(Buhârî, İman, 8, Buhârî, Salât, 84; Müslim, Selâm, 26)
Ebû Saîd el-Hudrî anlatıyor: (Bir gün) Muâviye (ra) mescitte bir halka hâlinde oturan bir grubun yanına varıp, onlara: "Niçin toplandınız" diye sordu. "Allah'ı zikretmek maksadıyla toplandık" dediler. "Allah aşkına söyleyin, gerçekten sadece bunun için mi toplandınız" dedi. "Evet, sırf bunun için toplandık" dediler. (Bunun üzerine) Muâviye (ra) şöyle dedi: "Ben, size inanmadığım için yemin etmenizi istiyor değilim. Resûlullah'ın yanında benim konumumda olup da, benden daha az hadis nakleden kimse yoktur. Bir gün Resûlullah (sav), ashâbından halka hâlinde toplanmış bir cemaatin yanına geldi de onlara "Niçin toplandınız?" diye sordu. Onlar: 'Bize İslâm'ı ihsan buyurmasından dolayı Allah'ı zikretmek ve O'na hamd etmek için oturduk' dediler. Resûlullah (sav) 'Allah aşkına söyleyin, gerçekten sırf bunun için mi toplanıp oturdunuz?' 'Allah'a yemin ederiz ki sırf bunun için toplandık' dediler. Bunun üzerine Peygamber Efendimiz: 'Ben, size inanmadığım için yemin etmenizi istiyor değilim. Fakat (bilin ki) Cebrail (as) bana geldi ve yüce Allah'ın sizin ne kadar üstün ve değerli olduğunuzu meleklere gösterdiğini haber verdi' buyurdular.
(Müslim, Zikir, 40)
Ebû Hüreyre'den (ra) rivayet edildiğine göre Resûlullah (sav) şöyle buyurmuştur: Kim sabah akşam yüz defa "Sübhânallâhi ve bihamdihî" derse (Allah'ı tesbih eder ve O'na hamdederse), kıyamet gününde hiçbir kimse bu adamın söylediği bu zikirden daha faziletli bir şeyle gelemez. Ancak birisi onun söylediğinin (tesbih ve hamdin) benzerini veya daha fazlasını söylerse o başka.
(Müslim, Zikir, 29)