Ayet ve hadisler ışığında İslam'da hac ibadetinin önemi
İslam'ın beş esasından biri olan hac, ihrama girerek belli günde Arafat'ta bulunmak ve Kabe'yi usulüne uygun olarak ziyaret etmektir. Hac ibadetini eda etmek; namaz kılmak ve oruç tutmak gibi farzdır; Allah'ın emri olduğu için yapılır. Bununla beraber bütün ibadetlerde olduğu gibi hac ibadetinde de insanlar için pek çok yarar vardır. Sizler için ayet ve hadisler ışığında İslam'da hac ibadetinin önemine dair bilgileri derledik.
Giriş Tarihi: 09.01.2020
17:24
Güncelleme Tarihi: 09.01.2020
18:04
Müslümanlara İslam'ın muhteşem geçmişini hatırlatan hac, üstün amellerden biridir. Bütün ibadetlerin manalarını bir araya toplayan bir ibadet olan hacda Allah'ın misafirleri, "Şüphesiz müminler ancak kardeştir" ilahi hitabını anlar.
Hac sözlükte "kastetmek, yönelmek" anlamına gelen bir kelimedir. Fıkıh terimi olarak ise hac, "Mekke şehrindeki Kâbe'yi ve civarındaki kutsal sayılan özel yerleri, özel vakit içinde, usulüne uygun olarak ziyaret etmek ve yapılması gereken diğer menâsiki yerine getirmek" demektir. Bunların hepsine birden hac törenleri anlamında "menâsikü'l-hac" denir.
Mukaddes bir yolculuk: Hac
Kur'an-ı Kerim'in bildirdiğine göre, daha önce tahrip olmuş Kabe'nin eski temelleri Hz. İbrahim ve oğlu Hz. İsmail tarafından bulunarak Kutsal Mabed yeniden inşa edildi. Hac suresinin 27-29. ayetlerine göre de insanları hac yapmak üzere Mekke'ye ilk davet eden peygamber Hz. İbrahim'di. Bu tarihten itibaren diğer peygamberler ve inananlar da Kabe'yi ziyaret ettiler.
Kabe'nin tarihi nedir?
İslam'ın doğuşu sırasında Kabe'yi tavaf, Umre, Arafat ve Müzdelife'de vakfe ve kurban kesme gibi adetler devam ettirilmekte, ancak hac, putperest geleneklerine uygun olarak sürdürülmekteydi. Hicretin 9. yılında nazil olan;
"Şüphesiz, insanlar için kurulan ilk ibadet evi, Mekke'de âlemlere rahmet ve hidayet kaynağı olarak kurulan Kâbe'dir. Onda apaçık deliller, Makâm-ı İbrahim vardır. Oraya kim girerse güven içinde olur. Yolculuğuna gücü yetenlerin haccetmesi, Allah'ın insanlar üzerinde bir hakkıdır. Kim inkâr ederse şüphesiz Allah bütün âlemlerden müstağnîdir.'' ( Âl-i İmran, 96-97)
ayetleriyle Müslümanlar üzerine farz kılınan hac, Hz. Peygamber tarafından putperest âdetlerinden arındırılarak İslâmî usullere uygun hale getirilmiştir.
Hac , Peygamberimizin Mekke'den Medine'ye hicret etmesinden 9 yıl sonra farz kılınmıştır. Bu yıl Peygamberimiz Hz. Ebu Bekir'i "Hac Emiri" tayin etmiş, kendileri de bir yıl sonra yani hicretin onuncu yılında haccetmişlerdir. Bu, Peygamberimizin ilk haccı olduğu gibi buna "Veda Haccı" da denir. Çünkü Peygamberimiz bundan sonra vefat ettikleri için haccetmemiştir.
Hac ve umrenin önemi hakkında 40 hadis
Hac kimlere farz kılınmıştır?
Haccın farz olduğu hükmü, Kur'ân-ı Kerîm ve sünnette bildirilmiş ve bu hüküm konusunda Müslümanların görüş birliği (icmâ) gerçekleşmiştir. Kur'ân-ı Kerîm'de: "Yoluna gücü yetenlerin evi (Kâbe) hac ve ziyaret etmeleri, insanlar üzerinde Allah'ın bir hakkıdır." (Âl-i İmrân 3/97) buyrulmuştur. Peygamberimiz de haccı Müslümanlığın beş esasından birisi olarak saymış, haccın önemini ve yararlarını belirtmiş ve bu törenlerin nasıl yapılacağını fiilen göstermiştir.
Mukaddes bir yolculuk olan haccın faziletleri