Dik duruşuyla rol model bir Müslüman kadın: Hz. Aişe
Kadınlık üzerine yapılan tartışmalar, günümüz dünyasının en önemli gündemini teşkil etmekte. Özellikle kadınlık, her kesim tarafından önemi malum hassas bir mevzu, fakat bu tartışmalar sürerken unutulan en temel nokta Kur'an-ı Kerim ve sünnet referansıdır. Nitekim Allah ayet-i kerimesinde ilke olarak insanların en değerlisini, "Takvada en üstün olanıdır."(el- Hucurât 49/13) şeklinde tanımlar. Hal böyle iken kadın ve erkeğin birbirinin önüne geçme, birbirinden rol çalma ve üstünlük kurma çabaları anlamsızlıktan ibaret kısır bir döngüdür. Kadınlığı tanımlaya çalışırken yine unuttuğumuz bir diğer mevzu ise İslamiyet'teki öncü kadınlardır. Bu kadınların başında ise Hz. Aişe gelmektedir. Hz. Aişe'nin hayatına baktığımızda gerek ilmi yönü gerekse dönemine göre bütün erkekleri karşına alabilecek cesareti kendisinde bularak gösterdiği entelektüel karşı çıkış; altı çizilmesi gereken bir konudur. İşte, Hz. Aişe'nin her manada Müslüman kadınlara rol model olacak hayatı…
Önceki Resimler için Tıklayınız
614 yılında Mekke'de doğan Hz. Aişe'nin annesi, Kinâne kabilesinden Ümmü Rûmân bint Âmir b. Uveymir babası ise Hz. Ebubekir'di. Babası Ebû Bekir b. Ebû Kuhâfe, es-Sıddîk lakabıyla tanındığı için kendisine de Âişe es-Sıddîka, binti's-Sıddîk denildi.
Çocukluğu Hz. Ebubekir'in gençliği ise Hz. Muhammed'in etrafında yetişmesi Hz. Aişe'ye büyük katkılar sağladı. Çocukluğu ve gençliği hakkında ise detaylı bir bilgiye rastlanmamaktadır.
Hz. Peygamber‟in en genç hanımı olan Hz. Aişe, hem ahlak, fazilet ve takva bakımından hem de ilmî anlamdaki üstünlüklerinin yanında "Mü‟minlerin annesi" olarak da anıldı.
Efendimiz ile kaç yaşında evlendiğine dair çeşitli rivayetler yer alsa da bunlar ekseriyetle dini karalamak adına oluşturulan yorumlardır.
Daha öncesinde de söz konusu edildiği gibi İslâm kadınla erkeği aynı düzlemde ele aldı, hedef olarak onlara aynı ufku gösterdi. Müslüman erkekler ne kadar yükselebilirse, kadınların da o kadar yücelebileceğini söyledi. İlim anlamında yükselen Hz. Aişe, bunun en somut örneğidir.
Peygamber-i Ekber'in baş asistanı olma şerefi, Hz. Aişe'yi İslâm kadınlarına "başmuallim" olma makamına yükseltti. Hz. Aişe, sahabenin takıldığı ilmi meselelerde hacet kapısıydı. Dünya tarihinde ilk defa bir kadın ilme merci oldu. Sahabe hiçbir yerde bulamadığı cevapları ondan dinledi. Zaman zaman kibar-ı ashab da Ondan fetva sorardı. Bu noktada Ebû Musa el-Eşarî (v. 50 h.) şöyle demektedir: "Biz Peygamber'in ashabına bir hadis müşkil olduğunda/bir mevzu anlaşılmadığında gider Hz. Aişe'ye sorar; konuyla alakalı onda yeterli derecede ilim bulurduk."[Tirmizî, H. No: 38]