En çok hadis rivayet eden sahabeler
Varlığını Hz. Peygamber'den alan hadis ilmi, O'nun söz ve davranışlarını içerir. Sahabeler, nebevi kaynaktan gelen her bilgiyi büyük ciddiyet ve dikkatle dinledi, sözleri hafızalarına nakşettiler. Öyle ki Resulullah'ın lafızlarını en iyi şekilde tespit edebilmek için hayatlarını bu ilme adadılar. Sizler için rivayet ettikleri hadisleri gelecek nesillere aktararak İslam'a büyük hizmette bulunan sahabeleri derledik.
Giriş Tarihi: 09.09.2020
20:14
Güncelleme Tarihi: 11.07.2022
11:28
📌 Hz. Peygamber'den (SAV) binden fazla hadis rivayet eden sahabelere , çok hadis rivayet eden anlamında "el-müksirûn " denilir. Bunlar arasında sırasıyla Ebû Hüreyre, Abdullah bin Ömer, Enes bin Malik, Hz. Aişe, Abdullah bin Abbas, Câbir bin Abdullah, Ebû Saîd el-Hudrî yer aldı.
📌 Bazı sahabeler Resullullah'ın yanından ayrılmayarak uzun süre birlikte olmasına rağmen az sayıda hadis rivayet etti. Bunun nedeni devlet işleri, savaşlarla meşgul olmalarından ya da erken yaşta vefat etmeleri nden kaynaklanıyordu.
📌 Örneğin Efendimizin (SAV) sadık dostu Hz. Ebubekir (RA), erken yaşta vefat ettiğinden dolayı kendisinden günümüze ulaşan rivayet sayısı oldukça azdır.
Ebû Hüreyre, Peygamber Efendimizden 5374 hadis rivayet etti. Müksirûn arasında ilk sırada yer alan sahabeden 800 kadar ravi hadis aldı.
📌 Koyun otlatırken bulduğu kedi yavrularını eteğine koyup onlarla oynadığı için kendisine "Ebû Hüreyre" denirdi. Efendimiz ona Ebû Hir diye hitap ederdi. Zaman içinde lakabı, isminin önüne geçti.
📌 628 yılında Tufeyl b. Amr ed-Devsî vasıtasıyla Müslüman olan sahabe, Medine'ye gittiği günden itibaren kendini tamamen İslam'a adadı.
📌 Resulullah'ın yanından ayrılmayarak hiçbir dünyevî arzuya meyletmedi . Öyle ki savaşlardan sonra Hz. Peygamber (SAV), kendisine ganimetten pay isteyip istemediğini sorduğunda kendisine Allah'ın verdiği ilimden kendisine bir şeyler öğretmesini istedi.
Ashab-ı Suffe mensubu sahabeler
📌 İslam'ı geç benimsemesinden dolayı kaybettiği zamanı telafi etmek için açlıktan bayılacak hale gelse de Mescid-i Nebevî'deki Suffe'den ayrılmazdı. Hadis ilmine verdiği önemi ve ilgisini şöyle anlatırdı:
"Muhacirler çarşıda ticaretle, ensar bağ ve bahçelerinde ziraatla uğraşırken ben karın tokluğuna Resûlullah'a hizmet eder, hadislerini toplar, böylece başkalarının bilmediği şeyleri öğrenirdim" (Buhârî, "ʿİlim", 42; Müslim, "Fezâʾilü's-sahâbe", 159-160).
Peygamberimizin feyizli ve bereketli 'rahle-i tedris'i: Suffe
EBÛ HÜREYRE’NİN RİVAYET ETTİĞİ HADİSLER
Ebû Hüreyre'den (RA) rivayet edildiğine göre Resûlullah (SAV) şöyle buyurmuştur:
Hiçbir çocuk babasının hakkını tam olarak ödeyemez. Ancak babası birinin kölesi olur da, o da onu satın alıp azat etmiş olursa belki.
Müslim
📍 Ebû Hüreyre'den rivayet edildiğine göre Peygamber (SAV) şöyle buyurdu:
"Başka bir gölgenin bulunmadığı kıyamet gününde Allah Teâlâ, yedi insanı, arşının gölgesinde barındıracaktır: Âdil devlet başkanı, Rabbine kulluk ederek temiz bir hayat içinde serpilip büyüyen genç, kalbi mescidlere bağlı Müslüman, birbirlerini Allah için sevip buluşmaları da ayrılmaları da Allah için olan iki insan, güzel ve mevki sahibi bir kadının beraber olma isteğine "Ben Allah'tan korkarım" diye yaklaşmayan yiğit, sağ elinin verdiğini sol elinin bilemeyeceği kadar gizli sadaka veren kimse, tenhâda Allah'ı anıp gözyaşı döken kişi."
(Buhâri, Ezan 36, Zekât 16, Rikak 24, Hudûd 19; Müslim, Zekât 91. Ayrıca bk. Tirmizî, Zühd 53; Nesâî, Kudât 2)