Esma-i Hüsna'nın insandaki tecellisi
Rabbimizin güzel isimleri yeryüzündeki tüm canlılara tezahür eder. Bu, Allah'ın (CC) insanlara bahşettiği bir armağandır. Her kula, Esma-i Hüsna çeşitli şekillerde tecelli eder. Kiminde Rabbimizin celal sıfatları varken kiminde de cemal sıfatları vücud bulur. Asıl mesele, içimizde hangi Esma'ların tecelli ettiğini ya da etmediğinin farkında olup eksik yönlerimizi kapatmaktır. Bu minvalde Fatma Bayram Hoca, "insanların bütün Esma'nın tecellisi olarak yaratılması" konusu üzerinden mühim bir sohbet icra etti. İşte sizin bu sohbetten derlediklerimiz…
Önceki Resimler için Tıklayınız
🔸 Müfessirlerin dediğine göre rabbimizin iki el ile yaratması, celal ve cemal sıfatlarının hepsinin birden insanda tecelli etmesi demektir. Her insan kendine özgü bir esma bileşenine sahiptir ve başlı başına bir âlemdir.
🔸 Her insanda Esma-i Hüsna çeşitli kombinasyonlarda tecelli eder. Biri öne çıkar ama birkaçı da neredeyse yok gibi olur. Kişi kendi fıtratındaki Esma'yı ortaya çıkarır.
🔸 Mesela sadece merhamet ve şefkat varsa ondan iyi bir yönetici olur mu? Bunun cevabını hepimiz biliriz.Hayat insana fırsat olarak verilmiş ve düzenlenmiş bir senaryodur. Şikâyet ettiğimiz hayat, bizim şansımızdır.
Müfessir ne demek?
Kur'ân-ı Kerim âyetlerini tefsir usûlüne göre açıklayan, bu hususta eser yazan kimseye verilen isim.
🔸 İnsan, içindeki cevheri çıkarmalı ve bu doğrultuda yaşamalıdır. Örneğin sabır kaç kişi de var? Ya da sabır nedir? Sabır, bir duygunun gereğini yerine getirebilecek ve elinde böyle bir güç varken onu uygun bir zamana ertelemek demektir.
🔸 Mesela sabırlı olmayan 5 vakit namaz kılamaz. Sabırlı olmayan diyet yapamaz. Sabırlı olmayan bir ödevi vaktinde teslim edemez. Çünkü elindeki işi yapabilmesi için bazı hazları bırakması gerekir.
🔸 Sabır, kişinin kendini kontrol etmesiyle mümkün olur. Dayanması ve iradesiyle mümkün hale gelir. Eğer katlanıyorsanız sizi hasta eder.
🔸 Dilcilere göre insan kelimesi iki kökten türer. Bu iki kelime ünsiyet ve nisyandır. Ünsiyet, kelime anlamına göre "dostluk, yakınlık" demek, nisyan ise "unutkanlık" demektir.
🔸 İnsan unutkandır. Unutmak bir yerde en büyük nimettir. "Bir şey hariç o da Rabbimize verdiğimize sözü unutmak." Allah (CC) ile aramızda "ben Müslümanım" ahtimiz bulunur. Bu verilmiş ve unutulmaması gereken sözlerin en büyüğüdür.
🔸 Yaşanan olayların zihinde ilk gün ki gibi kalmaması nimettir. Bir kaybınızı ilk gün ki gibi hissettiğinizi düşünün… Unutmanın kıymetini idrak edeceksiniz.
🔸 İnsan, bütün Esma'nın tecellisi olarak yaratılır. Bütün mahlûkat insanın emrine musahhardır. İnsan vahşi hayvanları terbiye edebilir, nehirlerin yatağını değiştirebilir. Madenleri tespit edip yer altından çıkarabilir. Kısacası bütün doğa güçlerini kullanabilecek durumdadır.
🔸 Bütün kâinat insan için yaratılmıştır. İnsan da kendilerinden bir şey görüyorlar, bir tecelli bir ortak nokta görüyorlar. İnsan mümkün varlıkların hakikatleri anlamındaki isim ve sıfatların tümünün bir araya geldiği yegâne varlık olduğu için her varlık kendisinden bir parçayı insanda bulundurur.
Musahhar ne demek?
Büyülenmiş ve tesir altında kalmış kimselere verilen isim.
🔸 Nisyan ise "unutmaktır" insanın unutması bir şeyi bırakıp başka bir şeye geçebilmesini sağlar. Bu sayede insan sürekli "şeyler" ile ilgilenebilir.
🔸 Sürekli bir ilgi alanı olabiliyor ve unutabiliyoruz. Eğer unutmasaydık tek bir yere takılıp kalırdık. Bu da onun kuşatıcılığını sağlar. İslam kozmolojisine göre, yaratılışın başlaması henüz tasarım halinde olan varlıklara ilahi isimlerin dolmasıyla olur.
🔸 İbn-i Arabi'nin teorisidir ve bu konuyla alakalı şunları söyler: "Bütün varlıklar Allah'ın (CC) ilminde taslaklar halinde önce var edilmiştir."