Hanif ne demek? Hanif kime denir? Kur’an-ı Kerim’de ve hadislerde hanif…
İslam öncesi dönemde Hz. İbrahim'in tebliğ ettiği dine mensup olanlara Hanîf denilirdi. Hanif dine inananlar, Yahudilik ve Hristiyanlığı benimsemedikleri gibi putperestliği de reddederlerdi. Tevhid inancına bağlı olan Hanîfler, Allah'tan başkası için kesilen hayvanların etlerinden yemezler, içki içmezler, hac görevlerini ifa ederler ve Hz. İbrahim'in şeriatına uyarlardı. İslam, bu tebliğleri yaşatan bir din olarak insanlara müjdelenmiş; Hz. İbrahim gibi Peygamberimiz Hz. Muhammed'in de bu aynı dini tebliğ ettiği âlimlerce vurgulanmıştı. Peki, Hanif ne demek? Hanif kime denir? Kur'an-ı Kerim'de ve hadislerde hanîf din nasıl yer almıştır?
Önceki Resimler için Tıklayınız
🔸 Ehl-i kitap bir ümmet veya ümmetler topluluğu olarak düşünülebilirken Kur'an-ı Kerim'de ve sonraki İslami kaynaklarda hanifliğin içine dâhil edilmemiştir.
🔸 Dini bir topluluğa atfedilen bir terim olarak hanîf kavramı sıkı bir şekilde Kur'an-ı Kerim'in Hz. İbrahim'le ilgili görüşlerine bağlanmıştır.
🔸 Başka bir ifadeyle bu kelime insanoğlunun itaat, inanç ve saflık içerisinde bulunması için Allah tarafından vazedildiğine inanılan aslî din manasına gelir.
🔸 Kur'an-ı Kerim'de hanîf sözcüğünün İslam ile eş anlamlı olarak kullanıldığı da görülür.
🔸 İbn Mes'ud, Âl-i İmrân suresinde geçen "Allah katında yegâne din İslâm'dır" ayetindeki İslam yerine "hanifiyye" kelimesini koyarak iki kavramın birbirini tamamladığına ilişkin bir mana ortaya koymuştur.
🔸 Hanif kelimesinin, Kur'an'da hem putperestliğin hem de Yahudilerle Hristiyanların bozulmuş tevhid inancının karşıtı olarak kullanıldığını gösterilir.
🔸 Kur'an-ı Kerim Araplardan putlara tapmayan, Yahudi ve Hristiyan olmayan, bir tek ilâhın varlığına inanan ve O'na kulluk eden bir cemaate işaret etmiştir.
🔸 Hunefâ ya da ahnâf olarak bilinen bu kimseler, Yahudi ve Hristiyan olmadıklarını, Hz. İbrahim'in dinini takip ettiklerini, Allah'a şirk koşmadıklarını söylerler.
"Onlar, "Yahudi veya Hristiyan olun ki doğru yolu bulasınız" dediler. Sen de şöyle de: "Hayır! Biz, Hanîf olan İbrahim'in dinine uyarız. O, müşriklerden değildi."
🔸 İbn Abbas'tan rivayet edilen bir hadise göre Hz. Peygamber'e, "Allah katında hangi din daha makbuldür?" diye sorulduğunda, "Kolaylaştırılmış Haniflik" demiştir.
Müsned, I, 236; Buhârî, Îmân, 29
🔸 Burada Resul-i Ekrem'in (sav), "Allah katında hak din İslâm'dır" ve "Sizin için din olarak İslâm'ı seçtim ve ondan râzı oldum" mealindeki ayetlere ters düşecek bir beyanda bulunmasının mümkün olmadığı bu sebeple de "kolaylaştırılmış Haniflik" ifadesiyle İslam'ı kastettiği belirtilir.
🔸 Buhari'de yer alan başka bir rivayete göre Zeyd bin Amr bin Nüfeyl hakiki dini aramak amacıyla Şam'a gitmiş, rastladığı bir Yahudi ve bir Hristiyan âlimine dinlerini sorup beklediği cevabı alamayınca kendilerine hangi dini önerdiklerini sormuş, onlar da Hanifliği tavsiye etmişlerdir.
🔸 Hanifliğin Hz. İbrahim'in dini olduğunu, onun Yahudi ve Hristiyan olmadığını, sadece Allah'a kulluk ettiğini belirtmişlerdir
Buhârî, Menâkıbü'l-ensâr, 24
🔸 Peygamberimizin (sav), "Allah, 'kullarımın hepsini hanîf olarak yarattım' buyurdu"* mealindeki hadisiyle, "Ben Yahudilik ve Hristiyanlıkla değil kolaylaştırılmış Haniflik'le gönderildim"** birlikte değerlendirilmiş ve Hanifliğin, tüm peygamberlerin tebliğinde ortak ilkeleri ifade ettiği düşünülmüştür.
🔸 İslam'ın bu ilkeleri yaşatan bir din olması sebebiyle de Hz. İbrahim gibi Peygamberimiz Hz. Muhammed'in (sav) de bu aynı dini tebliğ ettiği sonucuna ulaşılmıştır.
* Müsned, IV, 162; Müslim, Cennet, 63
** Müsned, V, 266; VI, 116, 233
🔸 İslam öncesi dönemde kendilerine hanîf denilen kişilerin varlığı bilinmektedir. Onların hangi inanca mensup ve nasıl bir cemaat oldukları hususunda çeşitli görüşler ileri sürülmüştür.
🔸 Ancak, o dönemde bilinen iki önemli din olan Yahudilik ve Hıristiyanlığı benimsemedikleri, putperestliği reddettikleri ve tevhid inancına bağlı bulundukları kesin olarak bilinmektedir.
🔸 Zira Kur'ân-ı Kerîm'de verilen bilgiler de bu durumu kanıtlar niteliktedir.
🔸 Cahiliye Araplarının nazarında sünnet olan ve Kâbe'yi tavaf eden herkes hanîf olarak görülse de kimi müşriklerin de bu uygulamalarda bulundukları ifade edilmiştir.
🔸 Taberî'ye göre, hanîf olmanın şartlarından biri tevhid ehlinden olmaktır. Bazı kaynaklar, bu niteliklere putlardan uzak durmayı ve cünüplükten dolayı yıkanmayı da eklemişlerdir.
🔸 Diğer taraftan hanîflerin putlara kurban edilen, Allah'tan başkası için kesilen hayvanların etlerinden yemedikleri, içki içmedikleri de nakledilir.
Fahreddin er-Razi ve Taberî, İslam âlimlerinin Haniflik'le ilgili görüşlerini dört maddede özetlemişlerdir:
🔸 Haccetmek, hakka tâbi olmak, Hz. İbrâhim'in getirdiği şeriata uymak ve sadece Allah'a kulluk etmek.