İmanın şartları nelerdir? İmanın şartları ayet nedir?
İslam dininin temelini oluşturan ögelerden biri olan imanın şartları, bir Müslüman'ın taşıması gereken ön koşullardandır. Bir Müslüman'ın imanın şartları nelerdir? imanın şartları kaçtır? gibi soruların cevabını bilmesi gerekir. Nisa Suresi'nin 136. ayetinde imanın şartları açık olarak belirtilmiştir. Peki, imanın şartlarıyla ilgili ayet ve hadisler nelerdir? İmanın şartlarını öğrenmek için işte detaylar…
Önceki Resimler için Tıklayınız
Allah'ın insanlara peygamberler gönderdiğine ve bu peygamberlerden bazılarına içinde doğru yolu, iyiliği ve kurtuluşu gösteren kitaplar indirdiğine inanmaktır. Buna göre:
Hz. Mûsâ'ya Tevratın,
Hz. Dâvûd'a Zebur'un
Hz. İsâ'ya İncil'in
Efendimiz'e de Kur'an'ın indirildiğine inanmaktır.
Ayrıca İslam'da bu dört kitap dışında bazı peygamberlere adına suhuf denilen vahiyler indirildiğine ama bu sahifelerin günümüze ulaşmamış olduğuna da inanılır.
Diğer kitaplar özünü kaybederek tahrif edilmiş olsa da Kur'an mahşere kadar özgünlüğünü koruyacak ilahi kelamdır.
Allah'ın peygamberler gönderdiğine inanmak. Buna göre: Onların ilki Hz. Adem sonuncuları da Efendimiz Hz. Muhammed'dir. Peygamberler, Allah'ın kendilerine peygamberlik vermekle lütufta bulunduğu kimselerdir, Allah'ın elçileridirler. Cenâb-ı Hakk, Hz. Muhammed'i bütün insanlığa göndermekle peygamberliği sona erdirmiştir. Efendimizden sonra peygamber yoktur.
"Bu Elçi, Rabbinden kendine indirilene inanmıştır. Müminler de öyle. Her biri Allah'a, meleklerine, kitaplarına ve elçilerine inanmıştır. "Onun elçileri arasında bir ayırım yapmayız" derler. Şunu da söylerler: "İşittik ve boyun eğdik! Bağışla bizi ey Rabbimiz! Dönüş sanadır!" (Bakara 2/285)
Ahiret'e, yânî âhiret gününe, inanmaktır. Buna göre: Ahiret günü; Allah'ın insanları kabirlerinden diri olarak çıkarıp onları bir arada toplayacağı gündür. O gün onlar ya nimetleri bol cennet yurduna ya da elem verici azabın olduğu cehennem yurduna gireceklerdir.
Ahiret gününe imân; öldükten sonra kabirde karşılaşılacak ceza ve ödül, sonraki diriliş, toplanma ve hesap verme, ardından da cennete ya da cehenneme girilmesi gibi ölümden sonra gerçekleşecek olan şeylere îmân etmektir.
Kadere, yani olmuş ve olacak her şeyin (hayrın ve şerrin) Allah'tan olduğuna inanmak. Buna göre: Allah'ın ezeli ilmi ve bilgeliğinin gereği olarak evrenin yönettiğine, her şeyin onun bilgisi dahilinde olduğuna ve huzurundaki "Levh-i Mahfuz"'da yazıldığına inanmaktır. Allah evreni dilemiş ve yaratmıştır. Onun iradesi ve yaratışı olmadan olmuş hiçbir şey yoktur.
"Önce inanan, sonra görmezlikten gelen, sonra tekrar inanan, sonra yine görmezlik eden ve görmemeye devam edenler var ya; Allah böylelerini ne bağışlar ne de yola getirir." (Nisa 4/136-137)