İnsanın acziyetinin en güzel ifadesi duanın önemi
İnsanlık var olduğundan bu yana sürekli bir ihtiyaç olan ve varlığı her daim süren dua kavramı, bir çağrı ve yakarıştır. Dua kulun acziyetini idrak etmesini, Allah Teala'ya yönelmesini ve Allah Teala'ya olan ihtiyacını kavramasını sağlar. İslam'ın temel kaidelerinden olan dua, Kur'an-ı Kerim'de ve Allah Resulü'nün hadislerinde de önemli yer tutar. Dua mefhumunun önemini araştırdık.
"İnsanın başına zararlı bir şey geldiğinde yan üstü yatarken veya otururken ya da ayakta iken hemen bize dua etmeye koyulur; onu zararlı durumundan kurtardığımızda ise -sanki başına gelen zararı gidermeye bizi çağırıp yalvarmamış gibi- inkârcılığa dönüp yoluna devam eder; haddi aşanlara işte bu şekilde yaptıkları güzel görünmektedir."
Yûnus Suresi 12. Ayet
Yûnus Suresi 12. Ayet Tefsiri
◾ Bu iki âyet bize insanı tanıtmakta; onun tabiatı, eğilim ve zaafları konusunda önemli bilgiler vermekte, fıtratında din duygusu da bulunduğu halde bunu körelten ve yaratıcıyı inkâr yoluna sapanlara Allah'ın nasıl muamele ettiğini açıklamaktadır. Bütün peygamberlere ve müminlere karşı inkârcıların tipik bir tepkisi, "Dedikleriniz doğruysa Allah bizi hemen cezalandırsın" cümlesiyle ifade edilebilir. Halbuki Allah'ın irade ve kararı, bu dünyada kendisine inansın inanmasın bütün insanlara maddî nimetlerini belirli bir davranışa bağlı olarak değil, kendi dilediği biçimde hemen vermek, inkâr ve isyan edenlerin cezasını ise âhirete ertelemektir.
◼ Dua, bittikten sonra insanın ruhunda farklı iklimlere kapı açan bir özelliği haizdir. İnsanın duanın ardından kendini ferahlamış ve rahatlamış hisseder.
◼ İnsanlık tarih boyunca bir yakarma içinde olmuştur. Ama bu yakarma, bu acziyet kabulü Allah Teala'nın katında tek din olan İslam ile bir mana kazanmıştır.
İlahi bir emir olarak dua
◼ İslam'ın en önemli kavramlarından birisi olarak kabul edilen dua, Allah Teala ve Resulullah (SAV) tarafından övülmüş ve teşvik edilmiştir. Bundan dolayı dua ilahi bir emirdir.
"Rabbinize yalvara yakara ve gizlice dua edin. Bilesiniz ki O, haddi aşanları sevmez. Islah edilmesinden sonra yeryüzünde bozgunculuk yapmayın. Allah'a korkuyla ve ümitle dua edin. Muhakkak ki iyilik edenlere Allah'ın rahmeti çok yakındır."
A'RÂF SURESİ 55-56. AYET
A'raf Suresi 55-56. Ayet Tefsiri
◾ Yukarıda bir tek âyette Kur'an'ın ulûhiyyet öğretisi veciz bir şekilde verildikten sonra bu iki âyette, tam yeri gelmişken, insanlara çok önemli iki hatırlatma yapılıyor: a) 55. âyette insanlardan, rablerine yakarır bir tarzda, gizli gizli veya alçak sesle dua etmeleri istenmekte; Allah'ın, aşırı gidip buyruğundan çıkanları, bu cümleden olmak üzere duada yakarış ve gizlilik sınırını aşanları sevmediği bildirilmekte; bu suretle, hadiste "ibadetin özü" diye nitelenen (Tirmizî, "Du'â", 1) dua münasebetiyle insanın rabbi ile ilişkisine bir disiplin getirilmektedir.
Resulullah (SAV) buyurdu:
"Ey Allah kulları! Size dua etmenizi tavsiye ederim."
(Hâkim, De'avât, I, 493; Tirmizî, De'avât, 102)
Allah Resulü (SAV) buyurdu:
"Duayı terk etmek isyandır, günahtır."
(Heysemî, Ed'ıye, 2, No: 17194)
Resul-i Ekrem (SAV) buyurdu:
"Dua etmekte aciz olmayın, çünkü dua eden hiçbir insan helâk olmaz."
(İbn Hıbbân, Ed'ıye, No:871; Hâkim, De'avât, I, 494)
◼ Duayı günlük hayatının içine yedirmiş mümin Allah (CC) ve Resulü'nün (SAV) emrine uymuş, ibadet ederek Hak Teala'nın sevgisini kazanmış olur.
Resulullah (SAV) buyurdu:
"Allah'ın fazlından isteyin, çünkü Allah kendisinden bir şey istenmesini sever. En faziletli ibadet (dua edip) bir sıkıntının kalkmasını beklemektir."
(Tirmizî, De'avât 116)