İslam mimarisinde ilk minare nerede inşa edilmiştir?
Gündelik hayatın telaşında bize hayatın çok kısa olduğunu haber veren minareler, değişik bölge ve kültürlerde birbirinden farklı biçimlerde genellikle taş, tuğla ve ahşaptan inşa edildi. Gövdeleri yuvarlak veya dört köşe, sade yahut bezemeli olan minareler İslam dünyasının doğusunda ve batısında farklı özellikler kazandı. Peki, İslam'da ilk minare hangi camide inşa edilmişti? Minare yapımında kullanılan tuğla, görevini ne zaman taşa devretmişti? Sizler için minareler hakkında önemli detayları derledik.
Amr b. Âs Camii'nin eski ve restorasyon sonrası yenilenmiş
duvarlarını bir arada gösteren sağ cephesi – Kahire / Mısır
Camiye ilk minareyi ekleyen kişi Emevî Halifesi I. Muâviye'nin Mısır valisi Mesleme b. Muhalled'di. Mesleme, Mısır fâtihi Amr b. Âs'ın Fustat'ta yaptırmaya başladığı, fakat bitiremediği Amr b. Âs Camii'ni tamamlatırken binanın köşelerine birer minare koydurmuştu.
Sultan III. Mesud tarafından Gazne'de yaptırılan minare
Ana hatlarıyla bir minare kürsü, pabuç, gövde, şerefe, petek, külâh ve alem bölümlerinden meydana gelir. Kürsü minarenin toprak üstündeki tabanıdır ve camiye bitişik yahut ayrı, kübik, silindirik ve çokgen prizma şeklinde olabilir; kapı genellikle buradan açılır.
Yivli minare – Antalya
Pabuç kürsüyle gövde, gövde pabuçla şerefe arasındaki bölüm, şerefe ise müezzinin minare etrafında dolaşarak ezan okumak için kullandığı balkondur. Adı "çıkıntılı yer, burç" anlamındaki "şürfe" kelimesinden gelen şerefenin başlıca kısımları üstünde yürünen taban, tabanı taşıyan çıkmalar ve kenarlarındaki korkuluklardır. Şerefeler minare üzerinde birkaç adet olabilmektedir.
Anadolu Selçuklu Hükümdarı I. Alaaddin Keykubat tarafından 1230 yılında inşa ettirilen Yivli Minare Camii, Anadolu Türk mimarisinde benzeri olmayan yivli minaresinin formuyla dikkat çekmektedir. Bunun yanında, altı kubbeli ibadet mekanı ile Anadolu'daki çok kubbeli cami tipinin günümüze ulaşan en eski örneği olduğu kabul edilmektedir.
Kutup Minâr – Delhi / Hindistan
Osmanlı geleneğinde birden fazla minare ve şerefe sadece hânedan mensupları tarafından yaptırılan selâtin camilerine mahsustu. Gövdenin üstündeki konik çatıyı (külâh) taşıyan petek bölümünün kıble yönünde şerefeye açılan kapı yer alır. Osmanlılar'da genellikle ahşap iskeletli ve kurşun kaplamalı olan külâhların bazıları İslâm dünyasının diğer bölgelerinden etkilenilerek geç devirlerde taştan ve değişik biçimlerde yapılmıştır. Minarenin en üst kısmında bulunan alem daha çok Osmanlı minarelerinde görülür ve gövdenin zarif biçimde sona ermesini sağlar.
Konya İnce Minareli Medrese'nin minaresi
Genel konum ve biçimler dışında farklılık arz eden örnekler arasında yalnız gövdeden ibaret şerefesiz minareler (Mimar Sinan Mescidi), yapının dışına cumba şeklinde asılanlar (İstanbul Timurtaş Mescidi), bir çeşme ya da şadırvan üzerine oturtulmuş cumba şeklinde olanlar (Bursa Timurtaş Paşa Camii), özellikle Kayseri-Nevşehir bölgesinde görülen ve doğrudan yapıya veya avlu duvarının bir cephesine bitişik bir merdivenle çıkılan bir şerefeden ibaret köşk tipi minareler bulunmaktadır.