İslam'a göre doğruluk nedir? Kur’an-ı Kerim’e göre doğru kişilerin özellikleri nelerdir?
Bir Müslümanın en önemli özelliği, doğruluğudur. Öyle ki Peygamber Efendimiz (sav) hadis-i şerifinde kurtuluşun bu hasletten geçtiğini buyurur: "Daima doğruluğu araştırın. Tehlikeyi doğrulukta görseniz de doğruluktan ayrılmayınız. Zira kurtuluş ancak ondadır." İslam'ın özünü oluşturan bu davranış, huzurlu bir toplumun da en temel özelliğidir. Peki, İslam'a göre doğruluk nedir? Kur'an-ı Kerim'e göre doğru kişilerin özellikleri nelerdir? Peygamberimizin doğruluk hakkında tavsiyesi nedir?
Giriş Tarihi: 22.02.2022
10:58
Güncelleme Tarihi: 22.03.2022
09:05
Sesli dinlemek için tıklayınız.
◾ Doğruluk , insanın söz, davranış ve niyetiyle dürüstlükten yana olması anlamında kullanılan bir ahlaki kavramdır. Esasında tüm insanlığın sarılması gereken evrensel bir kuraldır.
◾ İnsanların niyetlerini, konuşmalarını, eylemlerini kapsar. Bunlara dikkat edilerek geçirilen bir ömür, Allah'a kul olmanın gereğidir.
◾ Yüce Allah, kullarının doğruluktan ayrılmamasını ister. Bu minvalde sıddıklarla (doğru kimseler) birlikte olmak dinin gereğidir.
◾ Doğruluk bir Müslümanın en belirgin özelliğidir. Bir mümin doğru konuşup, doğru yaşamalı ve doğru yaşayanlarla beraber olmalıdır.
◾ Bir müminin kalbi, dinin hoş görmediği davranış ve sözlerden rahatsız olur, tereddüt hisseder. Böyle bir gönül, Müslümanlar için yol gösterici olur.
◾ Kur'an-ı Kerim'de de doğruluk iman ile birlikte zikredilir.
"Senin yanında hak yola dönenlerle birlikte, sana buyurulduğu gibi dosdoğru ol! Siz de azıp sapmayın. Allah, yaptıklarınızı çok iyi görmektedir." (Hûd suresi, 112. ayet)
(x) 🔎Hûd suresi 112. ayetin tefsiri
(x) "Âyette İslâm'ın esasını teşkil eden iki ilke yer almaktadır: Emrolunduğu gibi dosdoğru yaşamak ve haddi aşmamak, yani Allah'ın belirlediği sınırların dışına çıkmamak. Rivayete göre Resûlullah kendisine uygulanması bundan daha zor gelen bir âyet inmediğine işaret etmek üzere, "Hûd sûresi ve kardeşleri beni ihtiyarlattı" buyurmuştur. Sûrenin nesinin kendisini ihtiyarlattığı sorulduğunda, "Sana emredildiği gibi dosdoğru ol!" meâlindeki âyetin kendisini ihtiyarlattığını söylemiştir."
(x) 🔎 Hûd suresi 112. ayetin tefsirinin tamamını okumak için tıklayın
Peygamberimizin doğruluk hakkında tavsiyesi
◾ Doğruluk üzere olan Resulullah (sav), kendisinden nasihat isteyen ashabına tavsiyede bulunur. Abdullah oğlu Süfyan (ra) şöyle demiştir: Peygamberimize (sav) "Ey Allah'ın Resûlü, İslamiyet hakkında bana öyle bir öğüt ver ki, sizden sonra artık kimseden bir şey sormaya ihtiyacım kalmasın." dedim.
Bunun üzerine Peygamberimiz (sav) şöyle buyurmuştur: "Allah'a inandım de, sonra da dosdoğru ol" buyurdu. (Müslim, İman, 13)
(x) Fikriyat Kur'an-ı Kerim uygulamasından sureleri okumak için tıklayın
Dünya hayatında insanlara fayda sağlayacak en güzel şey
◾ Dünya hayatında insanlara fayda sağlayacak en güzel şey doğruluktur.
◾ Kişi, her daim kendi ile muhasebe halinde olarak doğruluğunu sorgulamalıdır. Nitekim Peygamber Efendimiz (sav) şöyle buyurur: "Sana şüphe veren şeyi terk et, emin olduğun şeye ulaşıncaya kadar git. Zira doğruluk kalbin mutmain olmasıdır, yalan ise insanın kalbinde kuşku uyanmasıdır." (Tirmizî, Kıyâme, 61; Nesaî, Eşribe, 50)
◾ Dürüstlüğü ve güvenirliği ile nam salan, düşmanlarının dahi "Muhammedü'l-emîn", "El-emîn" dediği Peygamber Efendimizin (sav) "Sana buyurulduğu gibi dosdoğru ol!" ayetinin gelmesi ile dosdoğru olamamak endişesiyle yaşlandığını söylemesi, insanların ne kadar dikkat etmesi gerektiğini gösterir.
◾ Müslümanlar kendine çeki düzen vermeli, çevresindeki tüm insanlara doğruluğu ile örnek olmalıdır.
(x) Fikriyat e-kitap uygulamasından Peygamber Efendimizin (sav) hayatını okumak için tıklayın
Müslümanların kurtuluşu doğruluktan geçer
◾ Peygamber Efendimiz (sav) kurtuluşun doğruluktan geçtiğini buyurur:
"Daima doğruluğu araştırın. Tehlikeyi doğrulukta görseniz de doğruluktan ayrılmayınız. Zira kurtuluş ancak ondadır." (Kenzü'l-Ummal, 3/344)
◾ Peygamber Efendimizin (sav) terbiyesinden geçen sahabiler de doğruluktan ayrılmazdı. Eğer içlerinden biri doğruluktan saparsa kendini düzeltinceye kadar ona toplantılarında yer vermez ve iltifat etmezlerdi.