İslam'da vatan mefhumu
Vatan kavramı Müslümanlar için sadece toprak parçalarından ibaret değildir. İmandan sonra en büyük nimet olarak kabul edilen vatan, uğrunda ne verilirse verilsin vazgeçmeyeceğimiz cennet yurdumuzdur. Varlıklarını bir potada eriterek İslam için feda eden atalarımızın bizlere emaneti olan vatanımız, bu manada üzerimizdeki kutsal emanettir. Müslümanlar için vatanlarını korumak mukaddes bir vazife olduğu gibi savaşa hazırlıklı olmak da dini bir vecibedir.
Önceki Resimler için Tıklayınız
◾ Milletimiz tarihin farklı dönemlerinde zor durumlarda kalır. Lakin bunların hiçbirinde istiklal ve istikbalinden vazgeçmez, vatanı, dini uğruna savaşır.
◾ 1071 senesinde bizlere açılan bu cennet yurdumuz da aynı şekilde pek çok bela, musibet ve zorluğa duçar oldu. Lakin müminler onu savunmaktan bir an olsun vazgeçmediler.
"Allah size yardım ederse artık sizi yenecek hiçbir kimse yoktur; eğer sizi yardımsız bırakırsa O'ndan sonra size kim yardım edebilir? Müminler yalnız Allah'a güvensinler."
Âl-i İmrân Suresi 160. Ayet
Âl-i İmrân Suresi 160. Ayeti okumak ve mealini dinlemek için tıklayın
Âl-i İmrân Suresi 160. Ayet Tefsiri
◾ "150. âyette buyurulduğu üzere müminlerin yardımcısı yüce Allah'tır ve O, en iyi yardımcıdır. O, dostlarını ve sevdiği kullarını korur, gözetir ve onlara yardım eder. Nitekim Bedir Savaşı'nda melekleriyle müminlere yardım etmiş ve onları düşmanlarına galip getirmişti. Uhud Savaşı'nda da müminler tamamen imha edilmekten Allah'ın yardımıyla kurtulmuşlardır. Allah'ın dostluğunu ve yardımını kazanmış olan kimse başkalarının yardımına muhtaç olmaz. O'nun yardımının tecelli ettiği yerde mağlûbiyet yoktur; yardımsız bıraktıkları ise iflâh olmazlar."
◾ Resulullah (SAV) bazı hadislerinde vatan sevgisi ve vatan savunmasını övmüş, bu eylemi hayırlı ve cehennem ateşini dokunmayacağı eylemlerden saymıştır.
➡ İbn Abbâs'dan (RA) rivayetle, Resulullah (SAV) şöyle buyurmuştur:
"İki göz vardır ki Cehennem ateşi onlara dokunmaz: Allah korkusundan ağlayan göz ve gecesini Allah yolunda nöbet tutarak geçiren göz."
(Tirmizî, Fedâilü'l-cihâd 12)
➡ Abdullah b. Adî b. Hamrâ (RA) anlatıyor:
"Resûlullah'ın Hazvere denilen mevkide durup şöyle buyurduğunu gördüm: '(Ey Mekke!) Vallahi sen Allah'ın en hayırlı ve Allah'a en sevimli olan beldesisin. Senden (zorla) çıkarılmış olmasaydım seni asla terk etmezdim.'"
(Tirmizî, Menâkıb 68; İbn Mâce, Menâsik 103)
◾ Vatanımız uğruna asırlardır nice kahramanlar canlarından, cananlarından, ailelerinden geçerek şehit oldular. Müslümanlar, bu toprakları yüzyıllar boyunca kanlarıyla İslam yurdu kıldılar.
◾ Bu uğurda milyonlarca isimsiz kahraman toprak altında yatıyor. Onların fedakarlığı bizlere vatanımızı emnaet kıldığı gibi bizim fedakarlıklarımız da torunlarımıza cennet vatanımızı hediye edecek.
◾ İman nimetinden sonra en büyük, en kutsal nimetlerden biri olarak kabul edilen vatan, kulluk anlayışımız bakımından müstesna bir mevkide durur.
◾ Bu açıdan ele aldığımızda Müslümanlık ve vatan kavramları iç içe geçmiş mefhumlardır. Milletimiz bu amillerin farkında olarak asırlar boyunca din-millet-vatan kavramları etrafına yoğunlaşır. Yurdumuz uğruna gerçekleştirdiğimiz tüm fedakarlıklar, vazgeçişler ve feragatler dini bir hizmet olarak addedilir.