İslam’dan önce Peygamber Efendimizin yaşamı
Peygamber Efendimiz, İslam'dan önce de temiz bir hayat yaşamış; Hz. İbrahim'in Hanif dinine mensup bir yaşam sürmüştür. Hayatı boyunca hiçbir zaman putlara tapmamış; Allah'a inanıp O'na yönelmiş, küfür ve şirk gibi dönemin yaygın inançlarına hiç bulaşmamıştır. Ticaretle uğraşan Resul-i Ekrem Efendimiz, Mekke'de dürüstlüğü ile tanınmış; bu nedenle kendisine emniyet ve itimat edilmiş, "el Emîn" unvanı ile anılmıştır.
Mekke'de Peygamberimiz (sav) ve ailesinin de içinde bulunduğu Kureyş kabilesi mensuplarının ticaretle uğraştıkları bilinir.
💠
🔸 Amcası Ebû Tâlib'e yardım etmek amacıyla ticaret hayatına başlayan Resul-i Ekrem Efendimiz (sav), amcasının yaşlandığı yıllarda ticarete kendisi devam etmiştir.
🔸 Mekkeli bir zatla ticarî ortaklık kuran Peygamberimiz (sav), bu dönemde çeşitli yerlere ticaret amacıyla seyahatlerde bulunmuştur.
🔸 Hubâşe panayırına, bir veya iki defa Yemen'e, ayrıca Doğu Arabistan'daki Muşakkar ve Debâ panayırlarına, hatta Habeşistan'a gittiği bilinmektedir.
🔸 Bu sayede hem ticareti öğrenmiş hem de Arabistan'ın çeşitli yerlerinde yaşayan insanları yakından tanımış; onların dil ve lehçelerini, dinî, siyasî ve içtimaî durumlarını öğrenme imkânını elde etmiştir.
Kaynaklar Peygamber Efendimizin (sav), Cahiliye döneminin yaygın kötülüklerinin hiçbirine bulaşmadan temiz bir yaşam sürdüğünü ittifakla bildirmişlerdir.
💠
🔸 Resul-i Ekrem Efendimiz (sav), risaletinden önce de çevresinde iffeti, mertliği, merhameti ve hak severliği ile bilinmiştir.
🔸 Ticaret hayatında güvenilirliği sebebiyle "Muhammedü'l-emîn", "El-emîn" unvanıyla anılmıştır.
🔸 20'li yaşlarını geçtiğinde, hastalandığı için kervanlarını götüremeyen bir tüccarın mallarını götürüp başarılı bir sonuç elde etmiş; bunun ardından bu tür teklifler almaya başlamıştır.
📌 HZ. HATİCE İLE EVLENMESİNE VESİLE OLAN OLAY
🔹 Tavsiye üzerine Hz. Hatice, Peygamber Efendimize (sav) ticaret ortaklığı teklifinde bulunmuş; yapılan anlaşma sonrası Peygamberimiz (sav), Hz. Hatice'nin yardımcısı Meysere ile birlikte Suriye'ye gitmiş ve kârlı bir sonuçla Mekke'ye dönmüştür.
🔹 Meysere'nin Peygamber Efendimizden (sav) övgüyle söz etmesi, onun güvenilir bir kimse olduğunu söylemesi Hz. Hatice'nin Peygamberimize güvenini arttırmış ve ona evlenme teklifinde bulunmuştur.
Peygamber Efendimizin (sav) nübüvvetine kadar olan hayatı hakkında kaynaklarda detaylı bilgi bulunmamaktadır.
💠
🔸 Bu durumun tek istisnası ise 35 yaşlarındayken üstlendiği önemli bir görevdir.
🔸 Kâbe'nin Kureyşliler tarafından yeniden inşasında bir anlaşmazlık çıkmış; Hacerülesved'in yerine konulması hususunda ihtilafa düşülmüştür. Hatta bu yüzden savaşı bile göze alanlar olmuştur.
🔍 Mekke'yi ihya eden Kusay bin Kilab
🔹 Bu anlaşmazlık sonucu Kureyş ileri gelenlerinden Ebû Ümeyye bin Mugîre'nin, Benî Şeybe kapısından Kâbe'ye ilk girecek kimsenin vereceği karara uyulması yolundaki teklifi benimsenmiştir.
🔹 Benî Şeybe kapısından Kâbe'ye giren Resul-i Ekrem Efendimiz (sav)'dir ve bu konuda onun hakemliğine başvurulmuştur.
🔹 Peygamberimiz (sav), Hacerülesved'i bir örtü içine koymuştur bütün kabile reislerinin iştirakiyle örtüyü kaldırmış ve taşı kendi eliyle yerine yerleştirmiştir.
Arapların İslam'dan önceki dinî ve sosyal hayatı, kişilerin ve toplumların günah ve isyanlarını ifade eden dönem "cahiliye" dönemi olarak anılır.
💠
🔸 Cehl kökünden türeyen bu kelimeye ilmin zıddı olarak genellikle "bilgisizlik" anlamı verilir. İslam'dan önceki dönemi ifade etmek üzere İslami literatürde yaygın olarak bu şekilde zikredilir.
🔸 Cahiliye devrinde kişilerin Allah'ı hakkıyla bilmedikleri, O'na şeksiz ve şirksiz iman etmedikleri belirtilir.
🔸 Hem ferdî hem de toplumsal hayatta bilgiden, nizamdan, sulh ve sükûndan uzak oldukları, güçlü ve asil sayılanları daima haklı kabul ettikleri ve adaletten yoksun bir hayat yaşadıkları vurgulanmıştır.
🔸 Cahiliye devrinde fazilet kabul edilen birçok telakki ve gelenek Peygamber Efendimiz (sav) tarafından reddedilmiş ve yasaklanmıştır.
İslam, kabilecilik anlayışına dayanan cahiliye dönemindeki yardım ve kan davasını kaldırmış; ihtilâfları adalet ve hukuk kuralları çerçevesinde halletme yolunu tutmuştur.
💠
🔸 İslam'da suçun ferdîliği esası kabul edilmiş; bundan dolayı cahiliye davasını sürdürmek ve bu şekildeki davete icabet etmek de büyük günah sayılmıştır.
🔸 Tevhid inancının esas olduğu İslam, putperestliğe karşı kesin tavır almış; bu inanışın eseri olan ve insan şerefine yakışmayan bütün kötü adetleri ortadan kaldırmış, putlara tapmayı yasaklamıştır.
🔸 Hukuki ve ahlaki açıdan cahiliye döneminin uygulamalarına mücadele verilmiş ve ahlak dışı, zalim davranışlara son verilerek yeni bir hayat düzeni kurulmuştur.
🔸 Peygamber Efendimiz (sav), Veda Haccı'ndaki meşhur hutbesinde cahiliye devrinin "faiz" uygulamasını ve kan davasını kaldırmış; hacılara su sağlama ve Kâbe'nin bakımı dışındaki bütün dini gelenek ve uygulamalarını yasaklamıştır.
🔍 Peygamber Efendimizin insanlığa son mesajı Veda hutbesi...