İki kişi Hz. Aişe validemizi ziyarete giderler ve "Peygamber Efendimizde gördüğünüz etkileyici bir şeyi anlatır mısınız?" diye sorarlar.
Hz. Aişe validemiz şöyle der; "Rasûlullah bir gece kalktı, abdest aldı, namaz kıldı. Namazda çok ağladı. Öyle ki, secde esnasında yerleri ıslattı, mübarek gözyaşlarıyla… Sonra Hz. Bilal geldi. Onu öyle görünce "Sizin geçmiş ve gelecek tüm günahlarınız affedilmişken, sizi ağlatan nedir?" diye sordu.
Resûlullah;
"Şükreden bir kul olmayayım mı? Bu gece Allah bir ayet indirdi. Bu ayeti okuyup ta üzerinde tefekkürde bulunmayan, düşünmeyen kişilere yazıklar olsun!" dedi ve şu ayeti okudu:
"Göklerin ve yerin yaratılışında, gece ile gündüzün farklı oluşunda aklıselim sahipleri için elbette ibretler vardır. Onlar ayakta dururken, otururken, yatarken hep Allah'ı anarlar; göklerin ve yerin yaratılışını düşünürler (ve şöyle derler:) "Rabbimiz! Sen bunu boş yere yaratmadın, seni tenzih ve takdis ederiz. Bizi cehennem azabından koru!" İbn Hibban.
Âl-i İmrân Suresi - 190 - 191
Âl-i İmrân suresi ilgili ayetin tefsiri
İshak Danış'ın sesinden Âl-i İmrân suresi
◾ İdrak ettiğiniz gibi Rabbimizin (CC) yarattığı her şeyde öyle büyük bir nizam ve ahenk var ki hayran kalmamak mümkün değil. Göklerin ve yerin yaratılışında, gece gündüzün peş peşe gelişinde… Öyle ki merhametinde bile bir rahmet vardır Allah Teâlâ'nın (CC)…
◾ Bir hadiste şöyle buyrulur:
"Yüce Allah, rahmeti yüz parça yapmış, bunun doksan dokuzunu kendisinde tutmuş, bir parçasını yeryüzüne indirmiştir. Bu bir parça rahmet sebebiyle yaratılmışlar birbirlerine merhamet ediyorlar. 0 kadar ki hayvanlar, yavrularına zarar verir korkusuyla ayaklarını kaldırmaktadırlar."
Buhari, Edeb 19, Rikak 19, Muslim 17
Ne kadar şükretsek az kalır değil mi?