Kabe'nin az bilinen fotoğrafları
Kabe'nin Hz. Adem'den beri var olduğunu ancak aradan geçen zamanın ve tabiat hadiselerinin ona dair izleri ortadan kaldırdığını, Hz. İbrahim'in bu mabede ait temelleri yeniden bularak duvarlarını yükseltmek suretiyle bugünkü haline kavuşturduğunu biliyor muydunuz? Peki, Kabe bundan 100 yıl önce nasıl görünüyordu? Müslümanların kıblesi olan Kabe'nin bilinmeyen fotoğraflarını sizler için derledik.
Giriş Tarihi: 12.06.2019
14:30
Güncelleme Tarihi: 17.09.2019
17:42
Müminlerin kıblesi Kâbe-i Muazzama, Cenâb-ı Hakk'ın Kur'an-ı Kerîm'de:
"Secde et ve yaklaş!" (el-Alak, 19) buyruğu ile emrettiği namaz ibâdetinin istikamet hedefidir. Aynı zamanda bütün Müslümanların müştereken teveccüh ettiği nokta, olan İslam dünyasının nabzının attığı yerdir.
İlahi nazarların insandaki tecelligahı kalbi olduğu gibi, kainattaki tecelligâhı da Kâbe'dir. Yani evren içinde Kâbe, bir aninsan vücudundaki kalb mesâbesindedir.
Beytullâh, yani Allaâh'ın evi olarak nitelendirilen edilen Kâbe'nin, Âdem -aleyhisselâm-'dan itibâren mukaddes bir mâbed olduğu ve gücü yetenler için onu haccetmenin farz hükmünde bulunduğu, âyet-i kerîmelerde şöyle bildirilir:
"Şüphesiz, âlemlere bereket ve hidâyet kaynağı olarak insanlar için kurulan ilk ev (mâbed), Mekke'deki (Kâbe)'dir.
Orada ibret alınacak alâmetler vardır; (aynı zamanda Hazret-i) İbrâhim'in makâmı (oradadır). Kim oraya girerse, Hakk'ın gölgesinde emîn bir kişi olur. Oranın yoluna gücü yetenlere, (Allâh rızâsı için)«Beytullâh»ı haccetmesi, Allâh'ın insanlar üzerinde bir hakkıdır (farzdır). İnkâr edenler de bilsinler ki, Allâh bütün âlemlerden müstağnîdir."
(Âl-i İmrân, 96-97)
Bu ayetler, yeryüzünde ilk olarak inşa edilen mabedin Kâbe olduğunu ortaya koymaktadır. "Kare şeklinde, küp gibi" anlamına gelen Kâbe'nin, Hz. Adem'den beri var olduğu, ancak aradan geçen zamanın ve tabiat hadiselerinin ona dair izleri ortadan kaldırdığı, Hz. İbrahim'in bu mabede ait temelleri yeniden bularak duvarlarını yükseltmek suretiyle bugünkü haline kavuşturduğu, kaynaklarda aktarılan bilgilerdir.
Yine ayette geçen "alemler için hidayet kaynağı" ifadesi ise bütün Müslümanların kıblesi olmak; namazda ona yönelmek; hac ve umre ibadetlerini orada ifa etmek, emniyet ve huzur veren bir belde olması anlamlarına gelmektedir.