Kudüs'ün üç Sultanı
1917'de Osmanlıların "zarar görmemesi" maksadıyla çekildikleri Kudüs-ü Şerif, tüm zorlamalara, hukuksuzluklara, yıkımlara rağmen hala İslam şehri hüviyetini koruyor. Hz. Ömer'in (RA) fethinin ardından farklı idareciler tarafından üzerine titrenen şehrin tarihinde Hz. Ömer (RA), Selahaddin Eyyubi ve Sultan II. Abdülhamid Han önemli noktada duruyor. Kudüs'ün üç sultanı şehre yaptıkları hizmetlerle anılıyor.
🔳 İlk kıblemizi içinde barındıran mukaddes şehir Kudüs'ün Müslümanlar için önemi hem Hak Teala'nın ayeti ile hem de Resul-i Zişan Efendimizin (SAV) hadis-i şerifleri ile sabittir.
🔳 Bu kudsiyete atıf olarak da asırlar boyunca Müslümanlar şehrin bakımına, ihtiyaçlarının giderilmesine, tadilat ve tamiratına önem göstermiş, Hac kervanları evvela Kudüs'e uğramıştır.
🔳 Her türlü ihtimama rağmen tarihe yakından bakıldığında şehrin tarihinde üç önemli idareci öne çıkar. Bunlar: Hz. Ömer (RA), Selahaddin Eyyubi ve Sultan II. Abdülhamid'dir.
🔳 Hz. Ömer (RA) şehri teslim almış, Selahaddin Eyyubi bir asra yakın süren Haçlı işgaline son vermiş, Osmanlı Sultanı II. Abdülhamid de her türlü zorlu şarta rağmen şehri Müslümanların elinde tutmuştur.
🔳 Her köşesi peygamber hatıraları dolu olan Kudüs'e tarih boyunca en büyük ilgi, alaka ve özveriyi Müslümanlar göstermiş, şehri adeta baştan imar etmişlerdir.
🔳 Hz. Ömer (RA) döneminde diğer din mensuplarının da ibadetlerini yerine getirebilmeleri Kudüs'ü dünya üzerinde barış ve selametin merkezi haline getirir.
🔳 Üretimden uzak, kaosun kol gezdiği Avrupalaların gözünü Müslümanların hüküm sürdüğü topraklara çevirmesiyle ortaya Haçlı seferleri çıkar. Böylece bir hayasız akın Anadolu, Afrika üzerinden Kudüs'e yönelir.
🔳 Katılımcılarına Kilise affı da vaat eden bu vahşi akına lordlar, baronlar kadar katiller başta olmak üzere suçlular da dahil olur. Böylece bir kıta dolusu insana Kudüs'e akın eder.
🔳 Şehri ele geçiren, 88 yıl hükümleri altında tutan zihniyet mensupları kendileri dışındaki tüm kutsallara hakaret ederek bir kötülük imparatorluğu oluştururlar.
🔳 Tüm bunlara karşı çıkan, kötülüğe karşı Hak'ı savunan, Kudüs işgal altındayken tebessüm etmeyen bir hükümdar olan Selahaddin Eyyubi, iyi bir hazırlığın ardından şehri fethederek tekrar Darü'l İslam'a dahil eder.
