Arama

Kur’an-ı Kerim’i doğru anlamak için bilinmesi gereken 23 kavram

Kur'an, yaratan ile yaratılan, Allah ile insan arasında bir köprüdür. Bir tanışma ve anlaşma aracıdır. Kur'an-ı Kerim'i okumak bir ibadettir. Yüce kitabımızı okumaktan gaye ise onu düşünerek ve anlayarak okumaktır. Bakara Suresi'nin 2. ayetinde Allah, Kur'an'ın inananlar ve muttakiler için bir "hidayet" kitabı olduğunu beyan eder. İşte, Kur'an-ı Kerim'i doğru anlamak için bilinmesi gereken 23 kavram...

  • 20
  • 23
MUKABELE
MUKABELE

Mukabele, bir başkasının Kur'ân-ı Kerîm'i okuyuşunu takip etmek ve bu suretle hatim indirme anlamında kıraat terimidir.

Sözlükte "iki şeyi birbiriyle karşılaştırmak" anlamına gelen mukabele, Peygamberimizin Ramazan aylarında inen sure ve ayetleri vahiy meleği Cebrail'e okumasına dayanmaktadır ki buna "arza" denmiştir.

Mukabele,üç aylarda ve bilhassa Ramazanlarda cami, mescid ve evlerde daha çok sabah, öğle, ikindi namazları öncesinde hâfızlar tarafından okunan Kur'an'ı takip etmek suretiyle hatim indirme geleneğine ad olmuş, zamanla hâfızların bu okuyuşları için de aynı terim kullanılmıştır.

Ramazan mukabelesi oku

  • 21
  • 23
SEBEB-İ NÜZÛL
SEBEB-İ NÜZÛL

Sebeb-i nüzûl, iniş sebebi demektir. Kur'ân-ı Kerim'in bazı sure ve ayetlerinin, bir kısım olaylar sebebiyle inmesine bu isim verilmiştir. Her âyet için bir nüzul sebebi yoktur. Nüzul sebeplerini bilmenin yolu sahih hadislerdir. Bir olay bir çok âyetin inmesine sebep olabilir. Nüzul sebeplerinin bilinmesi, âyetlerin anlamının ve emredilen şeyin hikmetinin anlaşılmasını kolaylaştırmaktadır.

  • 22
  • 23
TECVİD
TECVİD

"Tecvîd", sözlükte bir şeyi iyi, güzel ve sağlam yapmak demektir. Kıraat ilminde tecvîd, her harfi mahrecinden hakkını vererek okumaktır. Kur'ân'ı tecvîd kurallarına uygun olarak okumak Müzzemmil suresinin 4'üncü ayeti ile "Kim Kur'ân'ı sesini güzelleştirerek okumazsa bizden değildir." (Ebu Dâvûd, Salât, 355) anlamındaki hadis-i şerifin gereğidir.

Kur'ân'ın lafızlarını güzel okumak, Kur'ân'ın her lafzın ve her harfin hakkını vermek, kelime ve terkiplerin eda ve şivesini gözeterek okumaktır.

Kur'ân-ı Kerim Arap lisanı ile nazil olması sebebiyle okunan ayetlerden murat edilen maksadın hâsıl olabilmesi için, Arapça lafız ve harfleri doğru bir şekilde telaffuz etmek gerekir. Çünkü bir harf yanlış okunduğu zaman kastedilen mana ifade edilmiş olmaz.

Tecvidin gayesi; Kuran-ı Kerim'i tilavet ederken dilin hatadan korunması, okuyanların dünya ve ahiret sorumluluğundan kurtarılmasıdır. Çünkü tecvid; Kur'ân tilavetini, harflerin mahreç ve sıfatlarının hakkını düşürmeden, ilave ve eksiklik yapmadan ve zorluk çekmeden meleke kazanarak güzel yapmayı öğretmektir. Tecvid ilmini teorik olarak öğrenmek farz-ı kifaye; Kur'ân harflerini lazımî sıfatlarına uygun kendi mahreçlerinden düzgün ve doğru okumak farz-ı ayn; harfleri birbirleri arasındaki kurallara uyarak okumak ise vaciptir.

"Biz ona (peygambere) Kur'ân'ı tertil ile okuduk" (Furkan 25/32) ve "(Ey Peygamberim!) Kur'ân'ı tertil ile oku" (Müzzemmil 73/4) anlamındaki ayet-i kerimelerinden Kur'ân ayetlerinin Hz. Peygambere tertil üzere indirildiğini ashaba da aynı ölçülere uyularak öğretildiğini anlıyoruz ve Kur'ân'ın tertil üzere yani tecvid kurallarına riayet ederek okunması gerektiğini öğreniyoruz.

Tecvit ilmi; Kuran'ın lafız ve harflerini hatasız olarak, ahenk ve şivesine riayet ederek ve bütün özellikleri ile Kuran-ı Kerim'in harf ve kelimelerinin düzgün okunmasını temin etmektir.

  • 23
  • 23
TİLÂVET SECDESİ
TİLÂVET SECDESİ

Kur'ân'da on dört yerde geçen secde âyetlerinin okunması veya işitilmesi halinde yapılan secdeye denir. Bu secdenin yapılması vaciptir. Tilavet secdesiyle ilgili olarak Kur'ân-ı Kerim'de geçen bir ayette şöyle buyrulmaktadır: "Onlara Kur'ân okunduğu zaman secde etmiyorlar!" (İnşikâk 84 / 21) Tilavet secdesinin vacip oluşuna delil olarak Abdullah bin Ömer şöyle bir rivayette bulunmuştur: "Peygamber (sav) Kur'ân okurken içinde secde ayeti bulunan bir sureye geldiğinde secde ederdi. Biz de kendisiyle birlikte secde ederdik. Öyle ki, bir kısmımız alnını koyacak yer bulamazdı. Resûlullah (sav) buyurdular ki: "Ademoğlu secde ayetini okuduğunda secde ederse, şeytan ağlayarak oradan uzaklaşır ve şöyle der: Eyvah! Ademoğlu secde etmekle emr olundu, secde etti; ona cennet var. Ben de secde etmekle emr olundum ama isyan ettim; bana da ateş var!" (Müslim, İman,133; İbn Mâce, İkame, 70)

Kur'ân-ı kerimdeki secde ayetlerinden birinin okunması halinde secde etmenin gerekliliği hususunda Müslümanlar görüş birliği etmişlerdir.

Tilavet secdesinin sebepleri: Tilavet secdesinin sebepleri üç tanedir:

Secde ayetinin okunması. Sağır olmak gibi bir sebepten dolayı kendisi duymasa bile secde ayetini okuyan kimsenin secde etmesi vaciptir. Bu ayeti ister namaz dışında, ister namazda, gerek imamın ve gerekse yalnız başına namaz kılmakta olanın okuması halinde secde etmesi vaciptir. İmama uyarak namaz kılmakta olan kişiye, secde ayetini okusa bile secde etmek vacip olmaz. Çünkü bu kişinin, imamın arkasında namaz kılmaktayken Kur'ân okuması yasaktır. Dolayısıyla okuması da secde etmesini gerektirmez. Hatip, Cuma hutbesini okurken secde ayetini okursa hem kendisinin hem de kendisini dinleyenlerin secde etmeleri vacip olur. Bu secdeyi minberden inerek yapar ve cemaat de kendisiyle birlikte secde eder. Ancak minberdeyken secde ayeti okuması mekruhtur. Namazdayken secde ayeti okuması halinde bu secdeyi rüku zımnında veya namazın asli secdesiyle birlikte yapması mekruh olmaz. Ama bu durumda yalnız kendisinin secde etmesi bunun aksinedir. Bu durumda namaz kılanları şaşırtacağı için mekruh bir fiil işlemiş olur.

Secde ayetini başkasından işitmek. İşiten kişi ya namazda olur ya da namaz dışında olur. Okuyan kişi de bu iki durumdan birinde olur. İşiten kişi namazda ise, ister imam ister yalnız başına namaz kılmakta olan biri olsun, bu secdeyi namaz dışında yapması gerekir. Ancak bu ayeti imama uyan biriden işitecek olursa, kuvvetli görüşe göre secde etmesi gerekmez. Secde ayetini işiten kişi, imama uyarak namaz kılmakta olup bu ayeti kendi imamından başka birinden duyarsa yine secde etmesi gerekmez. Eğer kendi imamından duyar ve kendisi de müdrik; namazın başından beri imamla birlikteyse, secdede de imama uyması gerekir. Secde ayetinin okunduğu rekattan sonraki bir rekatta imama tabi olmuşsa, namazdan sonra tilavet secdesini yapması gerekir.

İmama uyma. İmam secde ayetini okuduğunda, kendisine uyanlar bunu işitmeseler bile secde etmekle yükümlü olurlar.Tilavet secdesinin yapılışı: Tilavet secdesi şöyle yapılır:Abdestli olarak kıbleye yönelerek tilavet secdesi niyetiyle eller kaldırılmaksızın Allahü ekber diyerek secdeye varılır. Secdede üç defa (Sübhane Rabbiyel a'lâ) dedikten sonra Allahü ekber diyerek kalkılır. Secdeden sonra selam verilmez. Namaz kılmakta olan bir kimsenin bu secdeyi rüku ederek ve namazın asli secdesine vararak yerine getirmesi, hastanın veya binek üzerindeki yolcunun da ima ederek ifa etmeleri mümkündür. Oturmaktayken secde ayetini okuyan kimsenin, ayağa kalkıp ondan sonra eğilip secdeye varması müstehap olur.

Secde ayetleri: Kur'ân-ı Kerimde geçen secde ayetleri, 14 tanedir:

A'râf suresinin 206;
Ra'd suresinin 15,
Nahl suresinin 49,
İsra suresinin 107,
Meryem suresinin 58,
Hac suresinin 18,
Sâd suresinin 24,
Furkan suresinin 60
Neml suresinin 25,
Secde suresinin 15,
Fussılet suresinin 37,
Necm suresinin 62,
İnşikâk suresinin 21,
Alak suresinin 19'uncu ayetidir.

2024 Fikriyat. Tüm hakları saklıdır.
BİZE ULAŞIN