Kur'an ışığında cesaret ve iman
Her insan, hem korkak hem de cesur olabilecek bir yapıya sahip bir varlıktır. İman, Allah'a kulluk ve her türlü iyiliğin kaynağı olduğu gibi cesaretin de temelidir. Kadim geçmişe bakıldığında ise tarih, cesaretin şanlı örnekleriyle doludur. Sizlere bu yazımızda, cesaretin iman ile ilişkisine değindik.
"Allah"ım! Kederden, üzüntüden, tembellikten, cimrilikten, korkaklıktan, borç yükünden ve halkın galeyana gelerek taşkınlığından sana sığınırım."
(Nesâî, İstiâze, 25)
🔶 Milli ve manevi değerlerimizin önde gelenlerinden biri cesarettir. Hatta tarih, cesaretin şanlı örnekleriyle doludur. Bu tarihi cesaretin ardında koca bir birikim ve İslami kimlik bulunur. İslam'ın kudsi hazineleri, gelenek ve görenekleri bu tarihi cesaretin temelini oluşturmaktadır.
Ebû Hüreyre, Resûlullah"ı (sav) şöyle buyururken işitmiştir:
"Bir kişide bulunan (huy)ların en kötüsü, aşırı cimrilik ve şiddetli korkaklıktır."
(Ebû Dâvûd, Cihâd, 21)
🔶Cesaret, şecaat ve yüreklilik; olağanüstü bir hadise anında ve karşısında sabır ve sebat göstererek soğukkanlılığı koruyup endişeye kapılmadan sakin bir şekilde hareket etmektir.
🔶Cesaret, Müslüman da bulunması gereken ve en çok da ona yakışan vasıflardan biridir. Zira Müslüman; metanetini, azmini ve kararlılığını imanından alır.
➡ Müslüman; gevşemez, üzüntüye kapılmaz. Çünkü imanının onu üstün kılacağını, zafere eriştireceğini her zaman bilir.
"Yürüyebildikleri ayakları mı var onların; tutabilecekleri elleri, görebilecekleri gözleri, işitebilecekleri kulakları mı var onların! De ki: "Haydi ortak olarak gördüğünüz o varlıkları çağırın, sonra bana karşı planınızı kurun, göz açtırmayın bana!"
Araf Suresi, 195. Ayet
🔶Cesaret ifade etmek için "şehamet" kelimesi de kullanır. Bu kelime; yüreklilik, gözü peklik, keskin zekâlılık ve anlayışlılık anlamlarına gelmektedir. Bu manalara bakıldığında cesaret ve şecaatin temelinde akıl ile zeka bulunduğu görülür. Dolaysıyla insanın öfke duygusunu aklın kontrolünde yaşaması ve bu minvalde erdemini geliştirmesi gereklidir.
📌 Zira insanın; hem kendi haklarını hem de mazlumların hakkını koruması ancak cesaret ve iman ile mümkün olur.
De ki: "Sizin bizim hakkımızda beklediğiniz, ancak iki güzellikten biridir. Bizim sizinle ilgili beklentimize gelince, Allah ya katından bir belâ gönderecek veya sizin cezanızı bizim elimizle verecektir. O halde sonucu siz de bekleyin, biz de sizinle birlikte bekleyelim."
Tevbe Suresi, 52. Ayet
▶ Peygamber Efendimizin (SAV), hicret esnasında Sevr mağarasında sergilediği şu tavır, iman ve cesaret tablolarındandır:
Mekke döneminin son zamanlarında müşriklerin önde gelenleri, Daru'n-Nedve denilen toplantı salonunda toplanırlar. Hz. Peygambere (SAV) karşı ne yapmaları gerektiğini tartışırlar. Bir kısmı hapsetmek, bir kısmı sürgüne göndermek, bir kısmı da öldürmek fikrini öne sürer.
"Öldürelim" diyen Ebu Cehil, her kabileden bir kişinin seçilip toptan Resulullah'a (SAV), hücum edilmesi ve öldürülmesi fikrini ileri sürer ve bu fikri kabul ederler.
"Onlara Nûh'un kıssasını da oku! O, kavmine şöyle demişti: "Ey kavmim! Eğer benim aranızda bulunmam ve Allah'ın âyetlerini bildirmem zorunuza gidiyorsa, bilin ki ben yalnız Allah'a dayanıp güveniyorum; siz de ortaklarınızı toplayıp ne yapacağınızı kararlaştırın, yapacağınız iş içinizde niyet olarak kalmasın ve bana mühlet de vermeden yapacağınızı yapın."
Yunus Suresi, 71. Ayet
🔶 Efendimiz Hz. Muhammed (SAV) müşriklerin kıskacında olduğu bu gibi bir durumda hicreti tercih eder. Hicrette yol arkadaşı ise Hz. Ebu Bekir'dir. Hz. Ebu Bekir (RA) ile Hz. Peygamber (SAV), birlikte Sevr mağarasında tam üç gün kalırlar.