Kur'an'ın sayfalarında ışıldayan peygamberlerin isimleri
Kur'an, ilk peygamber Hz. Âdem'den son peygamber Hz. Muhammed'e kadar pek çok peygamberin gelip geçtiğini ve her kavme Allah'ın peygamber gönderdiğini bize haber verir. Ancak bunlardan sadece 25 tanesinin ismi Kur'an-ı Kerim'de zikredilir. Peki, Kur'an'da geçen peygamberlerin isimleri nelerdir? Sizler için sırasıyla, Kur'an'da adı geçen peygamberleri listeledik.
Önceki Resimler için Tıklayınız
Büyük peygamberler arasında sayılan, kendisine inanmayan kavmi tûfan ile helâk edilen peygamber. Adı İbrânîce'de Nôah, Yunanca'da Nôe şeklindedir. Tevrat'a göre babası Lamek, "Rabbin lânetlediği bu toprak yüzünden çektiğimiz eziyeti, harcadığımız emeği bu çocuk hafifletip bizi rahatlatacak." diyerek oğluna Nûh adını vermiştir. Diğer taraftan Nûh'un, tûfan hadisesinin Sumer ve Bâbil versiyonlarındaki kahramanlarıyla aynı kişi olduğu da söylenmektedir. Habeş dilinde nâha kelimesinden türeyen Nûh'un "uzun zaman" manasına geldiği ve "ömrü uzun" anlamında kullanıldığı söylenir.
Kur'ân-ı Kerîm'de Âd kavmine gönderildiği bildirilen peygamber. Şeceresiyle ilgili olarak İslâmî kaynaklarda değişik rivayetler bulunmakla birlikte genellikle Âd b. Us b. Aram b. Sâm b. Nûh'a çıkarılmakta; Âbir'le aynı kişi sayıldığı gibi onun oğlu olarak da gösterilir. Kur'an'da adı 10 defa geçmektedir. Kur'an'ın 11'inci suresi onun adını taşımaktadır.
Kur'an'da Semûd kavmine gönderildiği bildirilen peygamber. Kur'ân-ı Kerîm'de Semûd kabilesine peygamber olarak gönderildiği bildirilen Hz. Sâlih'in, kavminin en itibarlı ailesine mensup olduğu rivayet edilir. Şeceresi İslâm kaynaklarında Nûh oğlu Sâm oğlu İrem oğlu Âmir (Âbir) oğlu Semûd oğlu Hâzir oğlu Ubeyd oğlu Mâşih (Mâsih) oğlu Esif (Âsif) oğlu Ubeyd oğlu Sâlih şeklinde Hz. Nûh'a bağlanır. Sâlih peygamber kendi milleti arasında güvenilir, hastaları ziyaret eden, zayıfları ve yoksulları gözeten, hayır işleriyle uğraşan bir kişi olarak tanınır. Ayrıca "geleceğe dair kendisinden ümit beklenen bir kimse" olarak tanımlanır. Kur'an'da adı 8 defa geçmektedir.
Tevrat'ta Terah'ın çocuklarından Haran'ın oğlu ve İbrâhim'in yeğeni olarak gösterilir. İslâm öncesi Arap toplumunda bilinmeyen lût kelimesinin İbrânîce veya Süryânîce olduğu ileri sürülür. Haran Ur şehrinde öldükten sonra Terah oğlu İbrâhim'i, gelini Sâre'yi ve torunu Lût'u alarak Harran'a gelmiş, Terah Harran'da öldükten sonra Hz. İbrâhim yeğeniyle birlikte Ken'ân diyarına gitmiştir. Lût, İbrâhim'in Mısır yolculuğuna da katılmış, Ölüdeniz (Lut gölü) yazmalarından Genesis Apocryphon'a göre Firavun'un görevlilerine karşı İbrâhim'in sözcülüğünü yapmış, pek çok mülk edinmiş ve orada evlenmiştir. Mısır'dan tekrar Ken'ân diyarına dönen Hz. İbrâhim ile Lût'un çok miktarda koyun ve sığır sürüleri vardı. Buna karşılık bölgede az sayıda kuyu bulunduğu için adamları arasında tartışmalar çıkınca Lût onlardan ayrılarak verimli Erden havzasına yönelmiş ve Sodom çevresinde (günümüzde Ölüdeniz'in güneyindeki Usdum tepesi civarında) çadırlarını kurmuştur. Erden havzasındaki Sodom, Gomore, Adma, Tseboim ve Bela şehirlerinin halkı Elâm Kralı Kedorlaomer'e isyan edip yenilince Lût da esir alınmış, ancak yeğeniyle ilgisini kesmeyen İbrâhim tarafından kurtarılmıştır. Kur'an'da adı 27 defa geçmektedir.
Kur'an'da İbrâhim ismi altmış dokuz yerde geçmektedir. Kur'an ve hadisler dışındaki İslâmî kaynaklarda kelimenin meşhur olan "İbrâhîm" şeklinden başka telaffuzları da vardır. Kur'an'ın 14. suresi onun adını taşımaktadır. Oğlu İsmail ile birlikte Kâbe'yi inşa etmiştir. Çok misafirperver biriydi. Kurban kesmeyi bize o öğretmiştir. Kendisine 10 sayfalık kitap verilmiştir. Babil hükümdarı Nemrut tarafından ateşe atılmış, ateş kendisini yakmamıştır. Halilullah yani Allah'ın dostu olarak anılır.