Kuss bin Saide kimdir? Kuss bin Saide'nin meşhur hutbesi...
Kuss bin Saide, Cahiliye döneminin önemli isimlerinden biriydi. O dönemde putperest inanç yaygın olmasına rağmen Hz. İbrahim'in tevhid akidesine bağlıydı. Bilgeliği ve hatipliği ile tanınan Kuss bin Saide'nin Uraz panayırında yaptığı konuşmasını Allah Resulü de dinlemiş ve beğenmişti. Vahiyler indirilmeden önce, Peygamber Efendimizin geleceğini müjdeledi. Peki, Resulullah kendisi için nasıl dua etti? Kuss bin Saide meşhur hutbesinde insanlara neler söyledi?
İlahi emirlerin nuru insanların gönlüne düştüğü vakit, çevre kabilelerden birçok topluluk İslam'la şereflenmek için Peygamber Efendimizin huzuruna geliyordu. Bunlardan biri de İyad kabilesiydi.
Cârûd b. Abdullah başkanlığında gelen kabile ile görüşürken Peygamber Efendimiz "Kuss b. Sâide'yi bilirsiniz, o ne yapıyor" diyerek bu ünlü hatibi sordu. Vefat ettiği kendisine söylenince Allah Resulü, tevhîd inancına vurgu yaptığı için çok beğendiği bu konuşmayı hatırlatmış, ancak ezberlemediğini söylemişti.
Hz. Ebubekir, "Ya Resulallah, benim aklımda, müsaade ederseniz tekrarlayayım" diyerek hutbeyi okudu.
Peygamber Efendimizin dinleyip beğendiği bu hutbe şöyleydi:
"Ey insanlar! Geliniz, dinleyiniz, belleyiniz, dinlediklerinizi belleyiniz ve ondan faydalanınız.
Gerçek şudur ki, yaşayan ölür, ölen fena bulur. Olacak olur, yağmur yağar, otlar biter; çocuklar doğar, anaların babaların yerini tutar. Sonra hepsi mahvolur gider. Olayların ardı arkası kesilmez; hepsi birbirini takip eder.
Kulak veriniz, dikkat ediniz, gökte haber var, yerde ibret alınacak şeyler var. Yeryüzü bir sarayın döşemesi, gökyüzü bir yüksek tavan. Yıldızlar yürür, denizler durur. Gelen kalmaz, giden gelmez. Acaba vardıkları yerden hoşnut olup da mı kalıyorlar, yoksa orada bırakılıp uykuya mı dalıyorlar?
Yemin ederim, Allah'ın bir dini vardır ki, şimdi bulunduğunuz dinden daha sevgilidir; Allah'ın gelecek bir peygamberi vardır ki, onun gelmesi pek yakındır. Gölgesi üzerinize gelmiştir. Ne mutlu o kimseye ki, ona inanıp doğru yolu bulur. Ne yazık o talihsize ki, ona karşı gelip isyan eder. Yazıklar olsun ömürleri gaflette geçenlere!
Ey İyâd kabilesi! Hani babalarınız ve dedeleriniz, hani süslü köşkler ve taştan evler yapan Âd ve Semûd kavmi? Hani dünya varlığına aldanıp da kavmine "Ben sizin en büyük rabbinizim" diyen Firavunlar, Nemrutlar! Onlar sizden daha zengin ve daha güçlü değiller miydi? Bu toprak onları değirmeninde öğütüp toz etti, yok etti. Kemikleri bile çürüyüp dağıldı. Evleri yıkılıp ıssız kaldı. Yerlerini, yurtlarını şimdi köpekler şenlendiriyor!
Sakın onlar gibi etmeyin; onların yolundan gitmeyin. Her şey geçicidir. Kalıcı olan ancak Allah'tır ki, birdir, eşi ve benzeri yoktur. Tapılacak ancak O'dur. Doğmamış ve doğurmamıştır. Evvel gelip geçenlerden bizim ibret alacağımız şey çoktur.
Ölüm ırmağının girecek yerleri var, ama çıkacak yerleri yoktur. Büyük küçük, genç yaşlı herkes göçüp gidiyor. Giden geri dönmüyor. İyice anladım ki, herkese olan bana da olacaktır..."
Allah Resulü, tekrar dinlediği bu hutbeyi doğru bularak "Allah Kuss'a rahmet eylesin. Kıyamet gününde onun ayrı bir ümmet olarak diriltileceğini umarım" buyurdu.
Peygamber Efendimiz, İkaz kabilesi ile görüşürken o topluluktan biri kalkıp Kuss bin Sâide'nin şiirlerinden birini okudu. Bu dizelerde Peygamberimizin soyu olan Hâşimoğulları'ndan büyük bir peygamberin çıkacağı, açıkça bildiriliyordu.
(İbn-i Kesîr, el-Bidâye, II, 234-241)
"Aşırı tutkusuyla gönül andı onu.
Arasında gündüz olan geceleri yad etti.
Bulutlardan boşalan sağanak yağmur,
Damlaları arasında ateş vardı.
Ateş ışığı gözleri kamaştırıyordu.
Şimşek parıltısı gözler önünde uçuyordu.
Sağlam inşa edilmiş bazı köşklerde hayırlar vardı.
Diğerleri ise ıssız ve bomboştu.
Yeri durduran yüce dağlardır.
Denizlerin suları ise engindir.
Yıldızlar gece karanlığında parlar.
Bunların döndüğünü her gün görürüz.
Sonra güneşi gecenin ayı kışkırtır.
Hepsi birbirini hızla takip eder.
Büyük, küçük karışık olan her şey,
Gün gelir toprağa girer, mezar olur.
Şaşmayan kalplerin tahminleri bile,
Birçok şeyi kavrayamaz, aciz kalır.
Doğruyu görüp ibret alan kimseler için,
Benim bu söylediklerim, Allah'a giden yolu gösterir."