Ramazan ayında müminin rızkı artar
Teravih namazı nafile bir ibadettir. Bu nedenle, yorgunluk, meşguliyet ve benzeri sebeplerle, teravih namazı evde 8, 10, 12, 14, 16 veya 18 rekât olarak kılınabilir. Bu şekilde kılınması halinde yine sünnet yerine gelmiş olur. Ancak cemaatle camide kılmanın sevabı daha çoktur. Ramazan orucunda, sabrın sevabı ise cennettir. Ramazan, yardım etme ve ihsanda bulunma ayıdır. Bu ayda müminin rızkı artar.
🔹 Hz. Aişe (RANHA) validemiz Peygamberimizin (SAV) teravih namazı kılması ile ilgili olarak şu bilgiyi vermiştir:
🔹 "Bir gece yarısı camiye gidip teravih namazı kıldı, insanlar da onunla birlikte kıldılar. Sabah olunca insanlar bunu birbirlerine anlattılar. Bunun üzerine ertesi gece camide daha çok cemaat toplandı. Hz. Peygamber (SAV) mescide geldi teravih namazı kıldı, halk da ona uyup teravih namazı kıldı. Sabah olunca bu durumu halk yine birbirine anlattı. Üçüncü gecede camiye daha çok insan geldi. Hz. Peygamber mescide gelip teravih namazı kıldı, cemaat de onunla birlikte teravih namazı kıldı. Dördüncü teravih namazı kılmak üzere gelen halkı cami almadı. Fakat Hz. Peygamber (SAV) teravih kılmak üzere camiye gitmedi. İnsanlar "namaz!" diye seslenmeye başladılar. Hz. Peygamber (SAV) yine de camiye gitmedi. Nihayet sabah namazına gitti. Sabah namazını kıldırdı, cemaate döndü, kelime-i şahadet getirdi. Sonra şöyle konuştu. "Dün geceki durumunuzdan haberdarım. Sizin cemaatle teravih namazı kılmaya olan arzunuzu gördüm. Sizinle teravih namazı kılmaya engel bir durumum yoktu. (Müslim, "Salâtü'l-Müsafirîn", 177) Fakat gece namazı (yani teravih namazı) size farz olur da bundan aciz olursunuz diye korktum." (Müslim, "Salâtü'l-Müsafirîn", 178)
🔹 Peygamberimizin (SAV) zamanında bu üç günün dışında teravih cemaatle kılınmadı. Herkes kendisi kıldı. Bu durum Hz. Ömer'in (RA) (devlet başkanlığı zamanına kadar devam etti.) Hz. Ömer (RA) halife olunca, halkın camide dağınık bir şekilde kıldığı teravih namazının cemaatle kılınmasının daha hoş olacağını düşündü. Übey ibn Ka'b'ı imam yaptı. Halkın Übeyy ibn Ka'b'in arkasında teravih namazı kıldıklarını görünce "Ne güzel bir uygulama oldu" dedi. (Malik, "Salât fi Ramazan", 2)
🔹 Teravih namazı nafile bir ibadettir. Bu nedenle, yorgunluk, meşguliyet ve benzeri sebeplerle, teravih namazı evde 8, 10, 12, 14, 16 veya 18 rekât olarak kılınabilir. Bu şekilde kılınması halinde yine sünnet yerine gelmiş olur. Ancak cemaatle camide kılmanın sevabı daha çoktur. Peygamberimiz nafile olarak kıldığı gece namazlarını ikişer ikişer veya dörder dörder kılmıştır. (Malik, "Salâtü'l-Leyl", 2; Müslim, "Salâtü'l-Müsafirîn", 12) Bu itibarla teravih namazı iki veya dört rekâtta bir selam verilerek kılınabilir. Dört gece kılınınca biraz dinlenmek müstehaptır.
Bu dinlenmelerde lâ ilâhe illâllah ve salât ve selam cümleleri okunur. Teravih namazını kıldıran imam, okuyuşu uzatarak cemaati bıktırmamalı; çabuk kıldırarak namaza noksanlık getirmemelidir. Teravih namazında da diğer namazlarda olduğu gibi, kıraatin gereği gibi yapılmasına ve ta'dil-i erkâna riayet edilmesine özen gösterilmelidir. Teravih namazı Ramazan ayının bir sünnetidir, bu itibarla mazeretleri sebebiyle oruç tutamayanlar da teravih namazı kılabilirler.
KUR'AN-I KERİM UYGULAMAMIZDAN MUKABELE DİNLEMEK İÇİN TIKLAYIN
CÜZ, MEAL, SURE, AŞR-I ŞERİF DİNLEMEK İÇİN TIKLAYIN
Ramazan ayını ihya eden müminin günahları bağışlanır
🔹 Ramazan ayını ihya etmek, son derece önemlidir. Kur'ân okumak, zikir ve tefekkürle meşgul olmak, Hz. Peygamber'in hayatını okumak, ilimle meşgul olmak, dinî sohbetlere, ahlakî ve sosyal içerikli etkinliklere katılmak Ramazan ayını ihya etmek kapsamındadır. Şu hadis bunun açık delilidir: "Beş vakit namaz, cuma namazı diğer cuma namazına kadar, Ramazan ayı diğer Ramazan ayına kadar büyük günahlardan kaçındığı zaman işlenen küçük günahlara kefarettir." (Müslim, "Tahâre", 17) İçki, kumar, zina, hırsızlık, yalan ve gıybet, namaz kılmama, malın zekâtını vermeme gibi büyük günahlardan kurtulmak için şartlarına uygun tövbe ve istiğfar yapılması gerekir.
Ramazan rahmet ve bereket, sosyal yardımlaşma ve dayanışma ayıdır
🔹 Peygamberimiz (SAV) Ramazan ayının rahmet, mağfiret ve bereket, sosyal yardımlaşma ve dayanışma ayı olduğunu ashabına yaptığı şu konuşmasında veciz bir şekilde ifade etmiştir: Sahabeden Selman el-Farisî (RA) anlatıyor:
🔹 Allah'ın elçisi Şaban ayının son günü bize bir konuşma yaptı ve şöyle buyurdu: Ey insanlar! Bereketli ve büyük bir ayın gölgesi üzerinize düşmüştür. Bu öyle bir ay ki onda bin aydan daha hayırlı olan bir gece vardır. O öyle bir ay ki Allah o ayda oruç tutmayı farz kılmış, gecelerini nafile ibadet (teravih namazı) ile geçirmeyi teşvik etmiştir. Kim Ramazan ayında hayır işlerse Ramazan ayı dışında farz bir ibadeti yapan kimse gibi sevap kazanır. Kim Ramazan ayında bir farzı eda ederse Ramazan ayı dışında yetmiş farzı eda eden kimse gibi sevap kazanır. Ramazan ayı sabır ayıdır. (Ebû Dâvûd, "Savm", 55)
KUR'AN-I KERİM UYGULAMAMIZDAN MUKABELE DİNLEMEK İÇİN TIKLAYIN
CÜZ, MEAL, SURE, AŞR-I ŞERİF DİNLEMEK İÇİN TIKLAYIN
🔹 Sabrın sevabı ise cennettir. Ramazan, yardım etme ve ihsanda bulunma ayıdır. Bu ayda müminin rızkı artar. Kim bu ayda oruç tutan bir mümine iftar yemeği verirse bu, günahlarının bağışlanması ve cehennem ateşinden azat olmasına vesile olur, iftar verdiği kimsenin oruç ile kazandığı kadar sevap kazanır, oruç tutanın sevabında da eksilme olmaz.
🔹 Sahabe, "Ey Allah'ın elçisi! Hepimiz iftar verecek güce sahip değiliz ki" dedi. Bunun üzerine Hz. Peygamber (SAV), "Allah, bu sevabı bir tek hurma veya bir bardak su veya bir içimlik süt ikramı ile de verir" buyurdu. (Konuşmasına şöyle devam etti): Ramazan, evveli rahmet, ortası mağfiret ve sonu cehennem ateşinden kurtulma ayıdır. Kim bu ayda işçisinin / hizmetçisinin işini hafifletirse Allah onu bağışlar ve cehennem ateşinden azat eder.