Riya nedir? Riya hakkında ayet ve hadisler nelerdir? Riyanın ibadetlere vereceği zarar…
Riya, Allah için ifa edilmesi gereken amel ve ibadetlerin, kullara gösteriş amacıyla yapılması manasına gelir. Riya, ihlas kavramının zıddı olarak kullanılır ve başta Kur'an-ı Kerim'deki ayetler olmak üzere, İslam kaynaklarında riyanın tanımına, hükmüne ve çeşitlerine değinilir. Nitekim Peygamber Efendimiz riyanın "küçük şirk" olduğunu vurgulamış; Cenab-ı Hakk'ın kullarına "İşlediği bir amelde benden başkasını bana ortak koşan kişiyi de onun şirkini de reddederim" buyurduğunu nakletmiştir. Peki, riya nedir, nasıl tanımlanır? Riya hakkında ayet ve hadisler nelerdir? Riyanın ibadetlere vereceği zarar nasıl açıklanır?
Önceki Resimler için Tıklayınız
🔸 Büyük Selçuklu Devleti devrinin İslam âlimi, mutasavvıfı ve müderrisi olan Gazzâlî, riya konusu ile ilgili Muhâsibî'nin fikirlerinden büyük ölçüde faydalanmıştır.
🔸 Kaleme aldığı İhyâʾü ʿulûmi'd-dîn'de bu konuya ilişkin hem psikolojik hem de pedagojik açıdan ilginç tahliller yapmıştır.
🔸 40 bölümden oluşan eserinin bir bölümünü "Mevki Hırsı ve Riyanın Yerilmesi" başlığına ayıran Gazzâlî, insanlardaki mevki tutkusunu dikkatlice incelemiştir.
🔸 Konuya ilişkin ayet ve hadislere yer veren müellif, din büyüklerinin sözlerinden örnekler sunmuş; ardından riyanın tanımı, mahiyeti, dışa vurumu, dereceleri ve nasıl önleneceğine değinmiştir.
🔸 Riya olur korkusu ile ibadetleri terk etmenin hükmüne de değinen Gazzâlî, her durumda "amelleri Allah'ın bilmesinin" önemli olduğuna işaret etmiştir.
🔸 Riyanın farklı derecelerine de değinen Gazzâlî, gösteriş niyetinin arttıkça riyanın zararının da artacağına; Allah'ın rızası, ibadet ve sevap göz önünde bulunduruldukça riyanın zararının azalacağına dikkat çekmiştir.
🔸 En tehlikeli riyayı ise kalpte sadece Allah'a gösterilmesi gereken itaati Allah'tan başkasına göstermek olarak tanımlamış; bundan dolayı riyanın gizli şirk olduğunu ifade etmiştir.
🔸 Tasavvuf ehli başta olmak üzere diğer İslam âlimleri de riyayı gizli şirk ya da münafıklık olarak nitelendirmişlerdir.
🔸 10. yüzyılda yaşayan İslam âlimi İbn Hazm, el-Ahlak eserinde riya ve şöhret tutkusunu şirke yakın bir kötülük olarak açıklamıştır.
🔸 Abdulkerim Kuşeyri'nin naklettiği bilgilere göre Horasan'ın ilk büyük âlimlerinden Fudayl bin İyâz, bu konuda şöyle bir tanımlamaya gitmiştir:
"Kınanma kaygısıyla ameli terk etmek riya, insanlara gösteriş olsun diye amel etmek şirk, bu iki kusurdan kurtulmak ihlâstır."
🔸 Sufiler, riyakâr kişinin münafığa benzediğini ifade etmişler; riya duygusunu yalnızca ihlas ehlinin tanıyabileceğini, zararlarını da amellerini boşa çıkarmaktan korkanların kavrayabileceğini belirtmişlerdir.
(X) 🔎 Abdülkerim Kuşeyri kimdir? Kuşeyri tefsiri Letaifu'l İşarat...
🔸 Riyanın ibadet ve amellere ne şekilde zarar vereceği konusu da kaynaklarda ele alınan hususlardan biridir.
🔸 Nitekim amellerde esas olanın gizlilik olduğu vurgulanmış; gizliliğin ise ihlaslı olmayı ve riyadan sakınmayı sağladığı ifade edilmiştir.
Kur'an-ı Kerim'de bu konuya ilişkin şöyle buyrulmuştur:
"Sadakaları aşikâre olarak verirseniz bu ne güzel! Eğer yoksullara gizlice verirseniz bu sizin için daha hayırlıdır."
(X) 📕 Bakara suresi 271. ayetin tefsiri
🔸 Bununla beraber hac, cihad, Cuma namazı gibi gizlenmesi mümkün olmayan ibadetler de bulunur.
🔸 Namaz, oruç ve sadaka gibi gizlice yapılabilen ibadetlerin ise diğer insanlara örnek teşkil etmesi ve onları da bu hayırlı amellere teşvik etmesi bakımından açıktan yapılması faziletli görülmüştür.
🔸 Peygamber Efendimiz (sav) bu amacı taşıyan ve başkasına örnek olarak ibadet etmesini sağlayan kişinin hem kendi hem de örnek olduğu kişi nedeniyle iki misli sevap kazanacağını ifade etmiştir.
(X) Müsned, II, 397, 505; Müslim, Zekât, 70; Ebû Dâvûd, Sünnet, 6
🔸 İslam âlimleri, başkasına örnek olma amacı ile öncülük etmek için yapılan ibadetlerin açıktan olmasını faziletli görmüş; gösteriş tehlikesinden kaygılanıldığında ise gizliliğin daha faziletli olduğunu belirtmişlerdir.