Cemil Meriç henüz 4 yaşındayken 4 derece miyoptu. Sonraki dönemlerde gözlerindeki sorun ilerler ve ortaokula geldiğinde gözlerinin derecesi 10'a çıkar. Yıl 1953'e geldiğinde Meriç'in görme yetisi iyiden iyiye azalır: 12,5 miyop, kuvvetli hipermetrop. Cemil Meriç, bir gün aile dostları Ahmet Çipe'yi ziyaret ettikten sonra merdivenlerden düşer. Bu düşme sonucunda kahredici şu soruyla karşılaşır eşi Fevziye Hanım: "Fevziye, hiçbir şey görmüyorum. Elektrikler mi kesik?"
Dante cehennemi anlayamamış dostum. Cehennem hatıraların küllenmesi, ümitlerin susması. Cehennem haykıramamak, ağlayamamak. Cehennem çöl değil, kuyu; sularında yıldızlar parıldamayan kör bir kuyu cehennem. Çölde yıldızlar konuşur, rüzgâr konuşur. Görmek yaşamaktır. Vuslattır görmek. Her bakış dış dünyaya atılan bir kementtir. Bir kucaklayıştır, bir busedir her bakış. Gözbebeklerimizden fışkıran seyyale, mekân canavarını bir anda ehlileştirir. Görmek sahip olmaktır. Gören, hangi hakla yalnızlıktan şikâyet edebilir? Mevsimler bütün işveleriyle emrindedir, renkler bütün cilveleriyle hizmetindedir. Çiçekler onun için açılır, şafak onun için pırıldar. Gütenberg matbaayı onun için icat etmiştir. Hugo o okusun diye yazmıştır şiirlerini. Şehrin bütün kadınları onun için giyinip süslenir. Çocukların tebessümü onun içindir.