➡ 1776'da kurulan ABD, yaklaşık yüz otuz yıl boyunca maddi gelişimini tamamlamaya çalışmıştı. Amerikan emperyalizmi, kırktan fazla milletin uçsuz bucaksız, münbit topraklarda, bir zihin etrafında toplanmasını ifade eder. Bu kavimler kültür potasından ziyade güçlünün zayıfı yemesi üzerinden bir Amerikan emperyalizmi kurdu.
➡ Yirminci yüzyılın başlaması ile beraber Amerika, sömürgeciliğin getirdiği reflekslerle bitmeyecek bir sömürü aracı keşfederek artık silahın yanında kültür ve yaşam tarzı da ihraç eden bir ülke haline geldi. Bugün dahi tüm dünyayı Amerikan pop kültürünün bir uydusu olarak görebiliriz. Bu kültüre uyumda sıkıntı yaşayan ülkeler, Amerika tarafından "demokrasi getirmek" vaadiyle işgal edilir. Bu değişmez kanunun uygulanabilmesi için öne çıkan yapı ise "Hollywood"dur. Sinema, Amerikan emperyalizmi ile birlikte bir endüstri haline gelerek büyük bir silaha dönüştü. Bu silah çevrildiği her ülkede güzelce karşılandı ve başköşeye kuruldu.
➡ Peki, sinemanın altındaki bu alt metin nasıl bu günlere geldi? Bu minvalde kültürler ve kültürel geçişler hakkında yaptığı eşsiz çalışmaları ile tanınan Turkuvaz Kitap yazarı Alev Alatlı, Sabah gazetesine verdiği mülakatta bu hususa yer veriyor: "Amerika'da bugün Hollywood dördüncü kuvvet konumundadır: Yasama, yürütme, yargı, medya. Sinema endüstrisi bugün Amerikan Kongresi'nden daha güçlüdür. Hollywood'u arkasına almayan bir politikacı siyasette başarılı olamaz. En son örnek, Trump... ABD'nin 'Halkla İlişkiler Sorumlusu'dur sinema endüstrisi. Amerikan tarihini sinema yazar. Dostunu düşmanını sinema belirler. İç ve dış politikasını yönlendirir. Siyasi kurumlarını, toplumsal örgütlerini, hatta dini inançlarını şekillendirir. Meselâ Hazreti İsa, esmer bir Filistinli delikanlıyken, sarardıkça sararmış, Hollywood sayesinde sarışın mavi gözlü bir jön olmuştur. Sağ yanağı tokatlandığında sol yanağını döndüren, fevkalede insancıl, sakin bir adamdı ya; Hazreti İsa'nın kişiliği bile yeniden formlandı, vurdu mu oturtan, güçlü kuvvetli 'fit' ve ilâhi bir imaj yaratıldı. Uzayın derinliklerinden nevhuzur Superman'ler, Batman'ler, Terminatörler, Robocoplar vs..."
(x) Röportajın tamamını okumak için tıklayın
(x) 📌 Alev Alatlı kimdir?
(x) 1944 doğumlu yazar ve kültür araştırmacısı. Alatlı, kültür emperyalizmi ve dünya kültür meseleleri gibi ilgilisinin çok az olduğu alanlarda yazmış olduğu eserleri ve ortaya koyduğu özgün düşünceleri ile tebarüz etmiş bir düşünce işçisidir.
➡ Alev Alatlı'nın sözleri meseleyi sinemadan açıp süper kahramanlara getirmesi bakımından epey önemli. Yaklaşık yüzyıldır Amerika, kültürünü dünyaya yaymak için elinden gelen her şeyi yapıyor. Bu noktada kültür ihracı için en mühim malzeme ise sinema oldu. Hayatlarında ilk defa bir kutudan bir şeyler seyreden milyonlarca insan, Amerikan kültürüne direkt olarak maruz kaldı. Zaman içerisinde ortaya çıkan "süper kahraman" filmleri ise superman, spiderman, batman gibi karakterler üzerinden bir kapitalizm ve emperyalizm muhafazakârlığını ortaya çıkardı. Bu sözde süper kahramanlar, sistemin koruyuculuğunu yaptıkları gibi aynı zamanda kültür ihraç etmenin de en iyi yolu olarak görüldü. Çocuklar üzerinde etki kuran bu filmler sıfırdan kuşaklar yetiştirdi.