Denizcilerin karınlarında başlayan isyan: Potemkin Zırhlısı
Ayzenştayn'ın ikinci filmi Potemkin Zırhlısı (sessiz film 1925), tüm zamanların en etkileyici filmlerinden biri olarak sinema tarihine altın harflerle kazındı. Potemkin Zırhlısı'nın içeriği ve sinema sanatına birçok yenilik getiren biçimi öylesine kaynaşmıştı ki, sinemada yenilikleri hep güçlükle benimsemiş olan seyirciler bile bu filmde hiçbir yadırgama duymuyorlardı. Bu sadelik ve açıklık aynı zamanda Potemkin Zırhlısı'nın, aradan geçen yarım yüzyıla yakın zamana, bu arada sinema alanında meydana gelen büyük ilerleme ve gelişmelere rağmen; canlılığından, tazeliğinden, yeniliğinden hiçbir şey yitirmemesini sağlıyordu.
Alman film sansür kurulu "gösterilen gemilerin sayı ve biçimleri, Sovyet Donanmasının gücünü göstererek Alman İmparatorluğu için tartışma yarattığı" gerekçesini öne sürerek filmi yasaklar. Bazı sinemalardaysa film yasaklanmaz ancak, Meisel'in yaptığı müziğin çalınmasına izin verilmez. Amerika'da gösterildiğinde "New York Sun" gazetesi filmi, yılın en büyük olayı ilan eder. Chaplin, yapımın dünyadaki en iyi film olduğunu söyler.
Film, 1958 yılında yirmi beş ülkenin 117 film tarihçisi tarafından "tüm zamanların en iyi filmi" seçilir fakat filmin orijinal negatifleri Almanya'da hasar görür, bu kopyalara Ayzenştayn'ın algılamasına tamamen yabancı olan bir ses versiyonu yapılır.
Ayzenştayn'ın ikinci filmi Potemkin Zırhlısı (sessiz film 1925), tüm zamanların en etkileyici filmlerinden biri olarak sinema tarihine altın harflerle kazındı. Film, 1905 devriminin 20'nci yıldönümü için yapılmıştı. 1925 yılında çekildi. Potemkin'de bahsettiği coşturuculuk yapısındaki dolaysız yöntemi "Odessa Merdivenleri" ayrımıyla gösterdi. Ayrıca kafasını kaldırıp, uyanan aslan, uyanışa geçen halkı temsil ediyordu. Potemkin Zırhlısı'nda kullanılan simgesellik, tamamen gerçekçi anlatımı destekler niteliktedir. Eisenstein; Potemkin Zırhlısı'nı adeta problem gibi çözerek, oluşturmuş, her detayı anlamlandırıp, alt yapısını da ona göre kurmuştur.
Film, 1905 Bolşevik İhtilalini anlatması için devlet tarafından sipariş edilmiş olmasına rağmen, Ayzenştayn filmi yepyeni montaj teknikleri, estetik anlatımı ve etki yöntemleriyle basit bir propaganda filmi olmanın çok ötesinde bir klasik haline getirdi.
Halkın ordu tarafından katledildiği Odessa kırları sahnesi, o zamanki seyircileri, içerdiği vahşet kadar güçlü tekniğiyle de afallattı. Bu sekans-1905'te Çar'a karşı yapılan ve başarısız olan denizci ayaklanması sırasındaki hayali bir an-film tarihinin en ünlü sahnelerinden biri oldu. Filminde herhangi bir karakterin öne çıkmasına izin vermeyen Ayzenştayn, perdeye çoğunlukla amatör oyuncuların canlandırdığı, kolayca fark edilebilen karakterleri yansıtmıştı. Bunların arasında oğlunu vurdukları için askerleri paylayan bir anne, bebek arabasını merdivenlerden iten genç bir kadın ve korku dolu, kanlı yüzüyle yaşlı bir kadın vardı.
Potemkin Zırhlısı, , her çeşit seyircinin kolaylıkla anlayabileceği sadelikteydi. Bu da her şeyden önce Ayzenştayn'ın söylemek istediğini en kestirme ve en etkili yoldan ortaya koymasından ileri geliyordu. Potemkin Zırhlısı'nın içeriği ve sinema sanatına birçok yenilik getiren biçimi öylesine kaynaşmıştı ki sinemada yenilikleri hep güçlükle benimsemiş olan seyirciler bile bu filmde hiçbir yadırgama duymuyorlardı. Bu sadelik ve açıklık ayni zamanda Potemkin Zırhlısı'nın, aradan geçen yarım yüzyıla yakın zamana, bu arada sinema alanında meydana gelen büyük ilerleme ve gelişmelere rağmen; canlılığından, tazeliğinden, yeniliğinden hiçbir şey yitirmemesini sağlıyordu.
Ayzenştayn filmi beş perdelik trajedi gibi düşünmüştü. I) İnsanlar ve kurtlar II) Arka güvertedeki facia III) Kan "intikam" diye bağırıyor IV) Odessa merdivenleri V)Filonun arkasından geçiş. . Ayzenştayn ayrıca dramatik bütünlüğü sağlamak için gerçek olaydan ana çizgileriyle ayrılmamış ama ayrıntılarıyla daha serbest kalmıştı. Örneğin merdivenlerdeki kıyım gerçekte başka türlü olmuştu.
Sovyet Sineması, devrimden sonra oluştu ve bunun ışığında gelişti. Bundan dolayı ilk yıllarda açılan sinema okulu ve yapılan çalışmalar propagandaya yönelik de çalıştı. Ayzenştayn, 1929 tarihli bir yazısında şöyle bir ifade kullanır:
"Ancak şimdi gerçek Sovyet sinemasının oluşturulacağı yöntemlerle ilgili kestirimlerde bulunabiliriz, yani yalnızca kentsoylu sinemanın sınıfsal niteliklerine karşı çıkmakla kalmayan aynı zamanda kendi yöntemleriyle bu sinemayı alt eden gerçek Sovyet Sineması'nın yöntemleri. "