'Dünyanın yarısı' İsfahan
"Nısfh-ı cihan" yani dünyanın yarısı olarak adlandırılan İsfahan, İran'ın üçüncü büyük şehridir. Türk ve İran tarihi için en önemli merkez olan kadim şehir, UNESCO Dünya Listesi'ne alınmış eserlere ev sahipliği yapıyor.
İsfahan'ın tarihi, Yontma Taş Devri'ne kadar uzanıyor. M.S. 642'de Arapların eline geçen İsfahan, 11. yüzyılın ortalarında Selçuklu Devleti'nin kurucusu Tuğrul Bey zamanında başkent yapıldı. Torunu Melikşah yönetiminde, İsfahan büyüyüp zenginleşir. Selçuklu Devleti'nin yıkılışından sonra İsfahan gerilemeye başlar, 13. yüzyılda önce Moğollar ardından da Timur tarafından yağmalanır. Sonrasında İsfahan, Safevîler zamanında tekrar gelişmeye başlar ve Şah I. Abbas, İsfahan'ı başkent yapar. 16. yüzyılın en büyük ve güzel şehirlerinden biri olan İsfahan'da birçok camii ve kütüphane yaptırılır. Zaman içerisinde tahrip olan bu eserler, Rıza Şah Pehlevi döneminde onarılır, günümüzde bu eserlerin çoğunu görmek mümkün.
17. yüzyılda yapılan ve dünyanın en büyük meydanlarından sayılan Nakş-ı Cihan Meydanı (İmam Humeyni Meydanı), Dünya Miras Listesi'ne alınıp UNESCO tarafından korunuyor. Etrafında iç ve dış yapısı baştan aşağıya çinilerle süslenmiş iki büyük camii ile bir saray bulunuyor. Bir şaheser olan Firuze renkli kubbeleri ile camilerin yanında Siosepol adı verilen ve otuz üç kemerden oluşan köprü, şehrin en popüler eserlerinden biri.
Selçuklu devrinin en önemli yapısı İsfahan Cuma Cami'dir. Daha önce Vezir Sâhib b. Abbâd'ın yaptırmış olduğu küçük bir caminin yerinde 1080 yılında Vezir Nizâmülmülk tarafından yaptırılan tuğla yapı güzel ve büyük bir kubbeyle örtüldü. Burada görülen mihrap önünde geniş çaplı kubbe uygulaması, erken İslâm mimarisinin klasik, basit ve çok destekli camiler mimarisinde önemli bir aşama olduğu gibi Türklerin dinî yapı sanatında bir kubbe hâkimiyetine önem vermelerinin de ilk örneklerinin başında gelir.
Diğer Selçuklu yapılarından olan 1107 tarihli tuğla süsleme ve kûfî kitâbeleriyle dikkat çeken Çihilduhterân Minaresi, XVI ve XVII. yüzyıllarda son şeklini alan Mescid-i Ali yanındaki tuğla süslemeli ve kûfî kitâbeli minare (Minâre-i Ali), tuğla süslemeleriyle temâyüz eden Ziyâr Minaresi, sülüs ve kûfî kitâbeleri, tuğla ve çini süslemeleriyle dikkat çeken Sârbân Minaresi, şehrin kuzeydoğusundaki Bersiyân Mescidi, İmamzâde İsmâil Mescidi ve İmamzâde Ahmed Türbesi ile Şehristan köyündeki Râşid-Billâh Türbesi gibi eserler ilk mimari örneklerdir.