Dünyayı geziyoruz: Kuleler
Dünyanın en ünlü kuleleri, sahip oldukları ünlerini üzerlerinde harcanan emeğe ve ilginç mimarilerine borçlu. Bulundukları yerlerin simgesi haline gelmiş bu kuleler, şehirlerin silüetine şekil verirken milyonlarca seyahatseveri de bir araya getiriyor. Sizler için, "Dünyayı geziyoruz" adlı yeni serimizde kimine merdivenle nefes nefese kalarak çıkılan, kimineyse asansör kullanarak tüm şehri kuş bakışı izleyebileceğiniz kuleleri derledik.
Giriş Tarihi: 18.05.2020
14:48
Güncelleme Tarihi: 18.05.2020
14:50
Kule ismini, inşa ettiren firma olan Gustave Eiffel'den alır. Eyfel Kulesi 1887 ile 1889 yılları arasında Gustave Eiffel'in firması tarafından, Fransız Devrimi'nin 100. yıl kutlamaları çerçevesinde düzenlenen Expo 1889 Paris fuarının giriş kapısı olarak inşa edilmiştir.
* Kulenin yapımında 18.038 parça demir kullanıldı.
Aslında kulenin mimarı Gustave Eiffel değil, İsviçreli Maurice Koechlin 'in siparişi üzerine tasarlayan Stephen Sauvestre'dir. Kulenin, 7.739.401 Frank 31 Sent tutan inşaat masrafları, Gustave Eiffel'in tahminlerinin 1 milyon frank üstündedir. 1889 yılındaki açılış tarihden önceki 5 ayda 1,9 milyon kişi ziyaret edince, yıl sonuna kadar toplam masrafın 3/4'ü çıkartılmıştır.
3.000 işçi 26 ay boyunca 18.038 adet demir parçayı 2,5 milyon perçinle bir araya getirdi. Hiç ölüm vakası yaşanmamış olması, o günün şartlarında şaşırtıcı bir durumdur.
Ancak kule, onu bir utanç lekesi olarak gören Paris halkının tepkisini de çekmiştir. Bazı sanatçılar devasa bir sokak lambasına benzetirken, bir fabrika bacası gibi Paris'in görsel itibarını zedeleyeceğini ileri sürmüşlerdir. Bugün ise Eyfel Kulesi, en güzel mimari yapılarından biri olarak kabul edilir. Parisliler onu Demir Bayan olarak adlandırırlar.
Kız Kulesi, hakkında çeşitli rivayetler anlatılan, efsanelere konu olan, İstanbul Boğazı'nın Marmara Denizi'ne yakın kısmında, Salacak açıklarında yer alan küçük adacık üzerinde inşa edilmiş yapıdır. Üsküdar'ın sembolü haline gelen kule, Üsküdar'da Bizans devrinden kalan tek eserdir.
Bu kule, pek çok efsane barındırıyor. Bunlardan biri, kuleye adını da vermiş olan Leandros Efsanesi'dir. Aralarındaki denize meydan okuyan aşıklar Leondros ve Hero'nun hikayesi trajediyle bitecektir. Fırtınalı bir gecede, Leondros kulede ışık yandığını görünce, Hero'nun kendisini çağırdığını düşünür ve denize atlar. Oysaki bu kez ışığı yakan Hero değil, gizlice buluştuklarını anlayan bir başkasıdır ve ışığı söndürür. Leondros, Boğazın dalgalarına gömülür; bunun acısına dayanamayan Hero ise kuleden atlayarak hayatına son verir. Efsanenin sonunda bu sevginin adına kulenin olduğu yere bir deniz feneri yapılır.
Kız Kulesi, uzun tarihi boyunca savunma kalesi, sürgün istasyonu, hapishane, karantina odası, radyo istasyonu, vergi noktası ve deniz feneri olarak kullanılmış. Üsküdar'ın sembolü olan kule, 2000 yılında özel bir şirket tarafından restore edildikten sonra gün içerisinde kafe ve restoran olarak hizmete açılmıştır.
Dünyanın en eski kulelerinden Galata Kulesi'nin kesin yapılış tarihi bilinmese de, kulenin 507'de İmparator Justinianos'un veya 528'de Anastasios'un "fener kulesi" olarak yaptırıldığı tahmin ediliyor.
Bizanslıların Büyük Kule diye andığı Galata, 1204'deki 4'üncü Haçlı Seferi'nde tahrip edilince 1348'de yığma taşlar kullanılarak tekrar yapıldı.
* İstanbul'un fethi ile Osmanlı'nın eline geçtikten sonra 1509 depreminde büyük hasar gören kule, devrin ünlü mimarı Hayrettin tarafından onarıldı.