Edebiyat ve müzikte “babalar ve oğullar”
Geleneksel sanatımızda hem görgü hem de genetik yollarla aile mesleğini devam ettirme süreci başarıyla ilerledi. Öyle ki nazımla geleneğin kol kola verdiği klasik şiir ve bunun yanı sıra müzik, uzun yıllar devam etmesini bir ölçüde de baba- oğul şairlere borçluydu. Sizler için şiir ve müzik dünyasında birbirlerine ilham kaynağı olmuş baba ve oğul ikilileri derledik.
Giriş Tarihi: 25.08.2019
15:09
Güncelleme Tarihi: 25.08.2019
15:37
Mevlânâ ve oğlu Sultan Veled
Pek çoğumuz Mevlana Celaleddin Rumi'yi ustalıkla tanıdığını sanır. Oysa yine pek çoğumuz onun bir oğlu olduğunu ve bu evladın Mevlana'nın açıklayıcısı, devamcısı, eserlerinin anahtarı ve esaslarını ortaya koyduğu Mevlevi yolunun düzenleyicisi olduğunu bilmez. Sultan Veled 25 Nisan 1226'da Lârende'de doğan, Mevlânâ Celâleddîn-i Rûmî'nin büyük oğludur. Mevlânâ tarafından ona dedesinin (Bahâeddin Muhammed Veled) adı verilmiştir. Bu nedenle şiirlerinde "Veled " mahlasını kullanmıştır. Annesi Semerkantlı Lala Şerefeddin'in kızı Gevher Hatun'dur.
Mevlânâ ve oğlu Sultan Veled
Oğlu Veled'in yetişmesine büyük bir özen gösteren, onu tüm ilim cemiyetlerinde yanında bulunduran Mevlana, ona özel bir sevgi ve merhamet gösterdi. Hatta çoğu zaman onları baba-oğul değil kardeş sandılar. Sultan Veled, yetmiş yıl boyunca aralıksız olarak açık bir üslupla babasının sözlerini açıkladı. Dini, şer'i ve tasavvufî kültürünü de katarak babasının sırlarını açıklamak ve hadisleri tefsir etmekte olağanüstü bir başarı gösterdi. Türkçeye babasından daha fazla yer verir ve babası gibi bir divan, üç mesnevi ve bir de Maârif adlı meşhur eser bıraktı. Sultan Veled 10 Receb 712'de (11 Kasım 1312) Konya'da vefat etti ve babasının sağ tarafına defnedildi.
Mevlânâ ve oğlu Sultan Veled
Divanındaki bütün şiirlerinde Mevlânâ'nın edası, ifadesi, istiareleri, kullandığı vezin ve redifler vardır. Diğer eserlerinde çoğu zaman onun sözlerinden aynen iktibaslarda bulunmuştur. Ancak Mevlânâ'ya oranla Sultan Veled'de hikâyeli anlatım oldukça azdır. Bu yönüyle Sultan Veled'in mesnevileri Mevlânâ'nın Mesnevi'sinden farklılaşır. Sultan Veled eserlerinde sade ve akıcı bir Farsça kullanmış, bazen Türkçe şiirler de söylemiştir. Divanında on dört Türkçe gazel bulunmaktadır. Velednâme'nin yetmiş altı, Rebâbnâme'nin 162 beyti Türkçe'dir. Türk edebiyatında Mevlânâ tesiri onunla başlamıştır. Farsça ve Türkçe şiirleri yanında Arapça ve Rumca şiirleri de vardır.
Maraşlı Sünbülzade Vehbî ve oğlu Vehbizâde Hayrullah Hayrî Efendi
Nâbî'den bir asır sonra yaşayan ve Raşid isminde şair bir babaya sahip Maraşlı Sünbülzade Vehbî , oğlu Lütfullah için kaleme aldığı Lütfiyye serlevhalı mesnevisinde şairlikle ilgili birtakım tecrübelerini oğluna aktarır. Bu arada, tezkire yazarı Fatîn'in (ö. 1867) verdiği bilgiye göre diğer oğlu Vehbizâde Hayrullah Hayrî Efendi , aşk ateşiyle kor gibi tutuşan mısraların sahibi bir şairzade şairdir.
Fatih Sultan Mehmed ve oğulları II. Bayezid ile Cem
Avni mahlasıyla aşıkane ve rindane şiirler yazan Fatih Sultan Mehmed , hem toprak hem de gönül fethederken, oğulları Adlî mahlaslı II. Bayezid ve Cem mahlaslı Cem Sultan şiir vadisinde ona ayak uydururlar. Her biri divan sahibi bu üç isimden Adlî ve Cem, tarihin en dramatik kardeş kavgasının baş aktörleri olsalar da şiir söyleyişi bakımından aynı duyguları paylaşırlar.