Eşyalar Osmanlı motifine nasıl yansıdı?
Mimari bir yapıyı incelediğinizde, kullanılan malzemesinden, tarzından, detaylarından hangi döneme ait olduğunu, hangi devri temsil ettiğini, milliyetini, hatta ustasını bile tayin edebilmek mümkün. Bir pencere detayından o yapının gotik olduğunu, giriş kapısı detayından barok üslubunun izlerini yansıttığını anlayabilir, belki de sadece cumbalarına bakarak eserin klasik sanat anlayışıyla inşa edildiğini tespit edebiliriz. Sizler için Osmanlı döneminde sepet, vazo, sehpa gibi eşyaların motiflere nasıl işlendiğini araştırdık.
Gelinliğin üzerine ve nişan törenlerinde yüzüklere bağlanan, okumaya yeni geçmiş çocukların yakasına takılan kırmızı kurdeleler, hep uğuru ve kısmeti temsil eder. Ayrıca kurdelenin insanı kötü ruhların şerrinden koruduğuna inanılır. Ağaçlara bez, çaput ve kurdele bağlamak da, dilek tutmak ve dileğin gerçekleşmesini beklemek için yapılan adak çeşitlerindendir. Kürdeler, Batı sanatında heykel, resim gibi alanlarda kullanılan bir resimsel öge iken, Osmanlı coğrafyasında motif olarak kullanılmıştır.
Kurdele, tezhib sanatından kalem işi sanatına kadar birçok sanat kolunda karşılık bulmuştur. Tezhib sanatında, Batılılaşma sürecinde barok, rokoko, ampir tarzlarının sanatçılarımız tarafından özgün bir tarzda işlendiği halkar tarzında yapılan çalışmalarda, yazı kenarında kullanılan kompozisyonlarda kurdele motifi kullanılmıştır. Motiflerde altın kullanıldığı gibi, renk ile yapılan çalışmalar da mevcuttur. Bordür uygulamalarının yanı sıra bir çiçek buketini saran kurdele çalışmaları da vardır.
Tezhib dışında cilt kapaklarında da genelde altın ile yapılmış eklektik tarzda örnekler mevcuttur. Kalem işi sanatı uygulamalarında da kullanılan motifi, Topkapı Sarayı Harem Dairesi'nde, Kara Ağalar Koğuşu'ndaki sıva üzeri çalışmalarında görülmektedir. Dolmabahçe Sarayı 40\398 numaralı envanter kaydında yer alan seccade üzerinde yer alan kompozisyonda da kurdele motifi uygulanmıştır.
Kurdele, kordon, püskül, ip gibi motif unsurları, yüzyıllar içinde bezemelerde değişik gelişimler göstermiş, belirli dönemlerde sıkça kullanılmış, uygulandığı kompozisyonlar içerisinde belirleyici ana tema olmaktan uzak, ama tamamlayıcı birer unsur olarak değişik yüzeyler üzerinde ve sanatın her dalında yer almıştır. Fiyonk da bu sınıfta değerlendirebileceğimiz yardımcı süsleme elemanlarından birisidir. Mermer yüzeylerden lahitlere, heykellerden mimari yapılara kadar geniş bir kullanım alanı olan fiyonklar, aslında kompozisyon içerisinde kurdelenin veya ipi ya da girland demetinin bağlayıcısı olarak kullanılmıştır.
Eski Roma İmparatorluğu ya da Bizans sanat eserlerinde kullanılan süsleme unsurlarından biri olan kurdelelerin ya da bez şeritlerin bağlanma biçimi olan fiyonklar, bazen bir imparatorun zırhının tam merkezinde, zırhı saran medusanın düğümlendiği yer, bazen kurdelenin bağlandığı yer olmuştur. Osmanlı İmparatorluğu'nun Batılılaşma sürecinde sanatın da Batı eğilimli olmasından ötürü kurdele, ip, urgan, püskül gibi fiyonk motifi de eserlerimizde yer almıştır. Tezhibli eserlerde, bordürlerde ve şükufe adını verdiğimiz çiçek buketlerinde bağlayıcı olarak fiyonk kullanılmış ve motif olarak değerlendirilmiştir.
Topkapı Sarayı II. Giriş Kapısı üzerinde yer alan elips tuğra çerçevesinin üzerindeki fiyonk ise, motifin net olarak kullanıldığı güzel bir örnektir. Enteresan örneklerden bir tanesi de, kadife doğum tebriği olarak envanterlere geçen Topkapı Sarayı Arşivi'nde yer alan 31\1466 envanter numaralı örnektir.