Farabi’nin mutlu insanlar coğrafyası: Erdemli şehir
Muallim-i sani olarak bilinen Farabi, İslam felsefesini metot ve problemler açısından temellendiren ünlü bir filozoftu. Devlet yapısıyla ilgili yaptığı çalışmalar ile İslam medeniyetinde siyaset felsefesinin kurucusu oldu. Faziletli bir toplum meydana getirmek için Kur'an-ı Kerim'in ortaya koyduğu hayat tarzını dikkate alarak bir 'erdemli şehir' tasarladı. Peki, Farabi'nin mutlu insanlar coğrafyası erdemli şehir neydi?
Felsefe alanındaki çalışmalarıyla nam salan ünlü İslam filozofu Farabi, bugün Kazakistan sınırları içinde yer alan Farab şehrinde doğdu. İlk öğrenimini burada alan Farabi, medreseyi Rey ve Bağdat'ta okudu. Önceleri Türkistan'da kadılık yapan ünlü düşünür, kendini felsefeye vererek Harran'da felsefe araştırmaları yaptı. Arapça, Farsça, Süryanice ve Yunanca gibi pek çok dili bilen filozof, aynı zamanda hekim ve müzisyendi.
Dönemin tanınmış alimlerinden ahlak, politika, psikoloji, doğa ilimlerini tahsil eden Farabi, özellikle felsefe ve mantığa önem veriyordu. Birçok alanda da eserler veren Farabi; Aristoteles, Platon, Zenon, Plotinos gibi Yunan düşünürlerini yorumladı ve bunların görüşlerine kendi görüşlerini de kattı. Batı'da Farabi, "Alfarabius" ve "Abunaser" olarak anıldı.
Farabi yüze yakın eser yazdı. En ünlü eseri, Aklın İnci Tanesi adlı küçük tezi oldu. Ona göre olması gereken ideal devleti anlattığı El-Medinetül Fazıla adlı eseri de büyük ilgi uyandırdı. Farabi, 950'de vefat etti.
Farabi'nin devlet anlayışı insan merkezlidir. Bu konudaki düşüncelerini El-Medinetü'l-Fazıla isimli eserinde kaleme aldı. Bu eserinde erdemli şehir adını verdiği ideal devlet yapısını anlatır.
El-Medinetü'l-Fazıla kitabını incelemek ve satın almak için tıklayın.
Devlet yapısıyla ilgili yaptığı çalışma ile İslam medeniyetinde siyaset felsefesinin kurucusu oldu.
Farabi'nin oluşturduğu ideal devlet anlayışında amaç toplumda yaşayan insanların mutlak saadete ulaşmasıydı. Bu da ancak erdemli şehirle mümkün olurdu.
Farabi, kişinin dünya ve ahiret mutluluğunu, toplumun dirlik ve düzenliğini sağlayan Kur'ân-ı Kerîm'in ortaya koyduğu hayat tarzını dikkate alarak bir ideal devlet düzeni oluşturdu. Farabi'ye göre insan tek başına üstesinden gelemeyeceği ihtiyaçlarını karşılayabilmek için iş bölümünün ve dayanışmanın en yüksek düzeyde gerçekleşeceği büyük çapta bir örgütlenmeyi düşünerek devleti kurdu.
Devleti canlı bir yapıya benzeten Farabi, insan gibi devletin de uzvu olduğu, her uzvun da görevini yerine getirmek için uzmanlaşması gerektiğini belirtir.
Devlet ve halk arasında mutlaka adalet ve güven tesis edilmesi gerektiğini, halk arasında da insanların birbirine sevgi ile bağlanmaları gerektiğini söyler.