İhtişamlı mimarisiyle Hamidiye Camii
Osmanlı selatin camilerinin sonuncusu olan Yıldız Hamidiye Camii'nde, Sultan Abdülhamid'in el işçiliğinin ürünü olan iki eserin bulunduğunu biliyor muydunuz? Mimari açıdan pek çok üslubun birleştiği Hamidiye Camii, Osmanlı mimari yapılarına benzemeyen stiliyle ve ihtişamlı mimarisiyle göz kamaştırıyor. Her bir köşesinde farklı bir detayın yer aldığı Hamidiye Camii'nin mimarisine dair bilinmeyenleri sizler için derledik.
Giriş Tarihi: 27.08.2019
16:26
OSMANLI SELATİN CAMİLERİNİN SONUNCUSU ‘HAMİDİYE‘
İstanbul'un Beşiktaş ilçesinde Yıldız Sarayı'nın Barbaros Bulvarı'ndaki giriş kapısının alt tarafındadır.
Sultan II. Abdülhamid tarafından 1881-1885 yılları arasında inşa ettirilen eser, Osmanlı selatin camilerinin sonuncusudur.
HAMİDİYE CAMİİ’NİN MİMARI KİM?
Caminin mimarı olarak Sarkis Balyan ismi bilinse de Dolmabahçe Sarayı Arşivi'ndeki belgede Osmanlı kayıtlarında Nikolaki Kalfa adıyla bahsedilen mimar Nikolaidis Jelpuylo olduğu yazılmıştır.
Eser, Yıldız Camii ve Hamidiye Camii adlarıyla anılmaktadır.
ALIŞILMIŞ MİMARİNİN DIŞINDA BİR ÜSLUP
Dış görünümü, planı ve dekorasyonu açısından son dönem Osmanlı mimari yapılarına benzemeyen cami, barok, ampir, rokoko üsluplarının karışımı olan "eklektik stili" nin son örneğidir.
Hamidiye Camii'nin yaklaşık on dönümlük arsasının etrafı demir parmaklıklarla çevrilidir ve üç kapısı bulunur.
ZAFER TACINA BENZEYEN İNCE SÜSLEME
1440 metrekare üzerine inşa edilen caminin iki yanında sağlı sollu beyaz mermer merdivenler ve onların arasında yüksek bir taç kapı bulunuır.
Bu büyük kapının üzerinde zafer tacına benzeyen ince bir süsleme yer alır.
TAVANI 18 AYAR ALTIN İLE SÜSLENEN SÜFERA ODASI
Süslemenin hemen altındaki mermer zeminde ise "Besmele-i Şerife" ve nefis bir hatla yazılmış bir "Ayet-i Kerime" görülür.
Sağ ve solda merdivenle çıkılan odaları vardır. Sağda elçiler için tavanı 18 ayar altından yapılmış süslü süfera odası, soldaysa tavanı yağlıboya tablolu ve çok süslü olan hünkâr mahfili bulunur.