Rauf Paşa Konağı'nın hikayesi
İstanbul, geçmişten günümüze kültür başkenti olarak anılan ve kabul edilen güzide bir şehrimizdi. Osmanlı döneminde her mahalle estetik yönden kuvvetliydi. Ama farklı vasıfları ile öne çıkardı. Daha çok devlet erkanının ve basın çevrelerinin bulunduğu Cağaloğlu'nda bulunan ve mimarisiyle oldukça dikkat çeken Rauf Paşa Konağı'nın ise önemli bir hikayesi vardı. İşte, Rauf Paşa Konağı'nın hikayesi...
Giriş Tarihi: 20.05.2024
09:02
Güncelleme Tarihi: 20.05.2024
11:35
◼ Bu tarihi konağı yok pahasına, Tütün (Reji) İdaresi' ne satacakken Sadrazam Said Paşa 'nın müdahalesi ile pazarlık iptal edilir. Çünkü Said Paşa, bu alım-satımı sakıncalı bulmaktadır.
◼ Yönetimin merkezi konumunda, çok stratejik bir mevki olan Bâbıâli 'nin hemen dibinde olan konak, Tütün İdaresi 'ne satılması bölgede birçok değişikliği de beraberinde getirecekti.
Said Paşa kimdir?
Osmanlı başvekili ve sadrazamı olan Said Paşa, 1838 ile 1914 yılları arasında yaşamıştı.
◼ Tüm bunların yanında, Bâbıâli 'nin çevresinde gereksiz bir kalabalık oluşacak ve bölgenin demografik yapısını tamamen değiştirecekti.
◼ Sonuç olarak Said Paşa , Avrupalıları hükmetin merkezine girmesine izin vermiş olacaktı. Reji İdaresi' nde birçok yabancı çalışıyordu ve işte, asıl bu kabul edilebilir bir durum değildi.
İstanbul'un fethinden sonra inşa edilen ilk hamam
◼ Said Paşa, konak ile ilgili gelişmeleri Sultan II. Abdülhamid 'e bildirdi ve konağın Reji'nin teklif ettiği miktara devlet tarafından satın alınmasını talep etti.
◼ Padişah 13 Haziran 1885 tarihin, sadrazamının teklifini onayladı ve Rauf Paşa Konağı 10 bin altın liraya satın aldı. Ardından Bâbıâli 'nin bir parçası haline gelen Rauf Paşa Konağı hemen restorasyona tâbi tutuldu.
RAUF PAŞA KONAĞININ MİMARİSİ
◼ Konak, 6064 metre arsa üzerine yaklaşık 1.000 metrekare olarak inşa edilmişti ve toplamda 37 odası bulunuyordu. Rauf Paşa Konağı 'nın mevkisi, sağlamlığı ve planı oldukça başarılıydı.
◼ Kagir üç katlı yapıya sonradan birçok ekleme yapıldığı için özgün halinden birçok şey kaybetmişti. Çünkü ne kadar iyi niyetli de olsa yapı esasını yitirmişti.
İhmal edilmiş hazine: Osmanlı mimarisi
◼ Bina, Osmanlı İmparatorluğu 'nun son döneminde Nafia Nezareti 'ne devredildi. 1932 yılına gelindiğinde İstanbul Maarif Müdürlüğü 'ne verildi.
◼ 1983 senesine gelindiğinde ise konak, İstanbul Milli Eğitim Müdürlüğü 'ne tahsis edildi. 24 Aralık 2012 tarihinde meydana gelen yangından sonra uzun süre restorasyonda kaldı ve günümüzde müze olmayı bekliyor.
Nafia Nezareti nedir?
Nafia Nezareti Osmanlı Devleti'nde Bayındırlık Bakanlığı'na verilen isimdir. II. Mahmut dönemine kadar Osmanlı Devleti'ndeki imar işleri eyalet ve sancaklar tarafından yürütülmektedir.