Sanat tarihinin karanlık sayfası: Bitmemiş Senfoni
Hümanist özelliği ile insanları kucaklayan bir müziğin temsilcisiydi Franz Schubert. Melodi zenginliği ile dikkat çeken şaheserlere imza attı; 600'ün üzerinde şarkı, 9 senfoni, çok sayıda oda müziği, opera ve piyano parçaları besteledi. Onun en ilginç eseri ise, "Bitmemiş Senfoni" ydi. Schubert, 6 yıl boyunca bu ünlü yapıtını bitirmemiş ve ölümüne yakın, onu arkadaşına emanet etmişti. Senfoniyi bitirmek için daha sonra yarışmalar düzenlense de, eserin niteliğine uygun görülecek bir yapıta rastlanmamış ve senfoni yarım kalmıştı…
Giriş Tarihi: 12.09.2018
15:54
Güncelleme Tarihi: 13.09.2018
11:54
Franz Peter Schubert, 31 Ocak 1797 yılında Avusturya'nın başkenti Viyana'da dünyaya geldi. Hayatı boyunca maddi ve manevi yönlerden onu destekleyen bir arkadaş çevresi oldu.
Schubert, Çek asıllı Lichtenthal'de sevilen ve sayılan okul müdürü ve aynı zamanda amatör müzisyen olan bir baba ve Moravyalı bir annenin oğluydu. Annesi 14 çocuk doğurmuş, bunlardan dokuzu henüz bir yaşına dahi gelmeden ölmüştü. Geriye, Franz Schubert ile birlikte dört kardeşi kalmıştı.
İLK MÜZİK EĞİTİMİNİ AİLEDE ALDI
Beş yaşına geldiğinde, ilk müzik derslerini ailesinden aldı. Babası ona temel müzik bilgisini ve keman çalmayı öğretti.
Franz'dan 13 yaş büyük ağabeyi Ignaz da, piyano dersleri veriyordu. Ancak aradan birkaç ay geçmişti ki, ağabeyi ona piyano konusunda verecek daha fazla bilgi bulamadı: Franz onu geçmişti.
Franz'ın olağanüstü yeteneği babasının da dikkatini çekti. Üstelik sesi de çok güzeldi.
Ona Lichtenthal korosunun şefi Michael Holzer'den piyano, org ve şan dersleri aldırdı. Lichtenthal korosunun ilk soprano sesli erkek koristi olarak ünü kısa zamanda Lichtenthal'de yayıldı.
OKULU HALK ARASINDA ‘CEZAEVİ’ OLARAK ANILIYORDU
9 Ekim 1808'de Viyana'da açılan bir sınavı kazanarak Kraliyet Kilisesi Korosu'na katıldı. Sınavı yapan jüride, dönemin ünlü müzisyeni Kraliyet Orkestrası Şefi Antonio Salieri de vardı.
Eğitimini sürdüreceği okul, halk arasında "cezaevi" adıyla anılıyor, müzik dünyasında katı disipliniyle tanınıyordu. Ancak küçük dâhi için bu, önemli değildi.
Kısa zamanda kendini herkese sevdirdi. Burada kaldığı beş yıl boyunca çok şey öğrendi. Özellikle Salieri, bu küçük dehanın yetişmesi için çok çalıştı ve ona her yönden destek oldu.
BESTECİLİK YETENEĞİ ORTAYA ÇIKMAYA BAŞLADI
Bu dönemde, Allah vergisi olan bestecilik yeteneği de, patlamaya hazır bir volkan gibi gün yüzüne çıkmaya başladı.
Arkadaş çevresinin ve öğretmenlerinin ortak bir kanısı vardı: "Tanrı ona her şeyi öğretmişti"
Okul yaşamı biterken, birçok bestesinin yanı sıra ilk senfonisini de yazmıştı.
SCHUBERT’İN KADERİNİN DÖNÜM NOKTASI
1815 yılı, Schubert için bir dönüm noktası oldu.
Almanya'da doğup büyüyen İsveç asıllı Franz von Schober, iyi bir aileye sahip, ekonomik sorunları olmayan bir hukuk öğrencisiydi. Schubert'in şarkılarını duyup çok etkilendi ve kendisiyle tanışmak üzere Viyana'ya geldi. Birkaç kez onu evini ziyaret etti.
O günlerde, Lichtenthal'deki öğretmenlik görevinden çok sıkılan Schubert, yeni arkadaşına beste yapmaya zaman bulamamaktan yakınıyordu. Schober, ona okulu bırakmasını, ailesinden ayrılıp yalnız yaşayacağı bir eve taşınmasını ve tüm zamanını beste çalışmalarına vermesini öğütledi.
Öğretmenlik onun yaratıcılığını köstekliyordu.