Türk sanat müziği meraklılarının bilmesi gereken terimler
Kökleri Osmanlı coğrafyasındaki müzik türlerine dayanan Klasik Türk müziği veya Türk sanat müziği; zengin kültürümüzü günümüze taşıyan önemli miraslarımızdan biridir. Köklerini geçmişten alan yüksek bir değere sahip olan Türk sanat müziği; eşsiz zenginlikte bir repertuvara sahiptir. Gelenek sahibi bir müzik olmasıyla da öne çıkan Türk sanat müziği; bu yönüyle Batılıların klasik müziği ve Hint müziğiyle birlikte dünyanın üç klasik müzik türünden biri olarak kabul edilir. Türk sanat müziği meraklıları için bilinmesi gereken terimleri derledik.
Genellikle büyük usûllerle ve Farsça sözler kullanılarak yazılan, Türk müziğindeki din-dışı sözlü eserler içerisindeki en büyük form. Fasıl içerisindeki yeri peşrevle beste arasındadır. Güftesi murabbâ olup, çoğunlukla da daha fazla mısralıdır ve bolca terennüm içerir. Terennümle başlaması, usûl geçkisi yapılması ve daha uzun olması gibi bazı teknik özellikleriyle bestelerden ayrılır. Özellikle 18. yüzyıl öncesinde en çok kullanılan formlardan biri olup, bestecinin yetkinliği kârlarında gösterdiği başarı ile ölçülürdü.
Kuralları geçmiş dönemlerde belirlenmiş, teknik ve üslûp özellikleri itibarı ile geleneksel bir nitelik taşıyan ve daha çok şehir muhiti içinde varlık gösteren müzik türü. Bu müziği, Avrupa müziğine görülen "Klâsik Dönem" müziği ile eş değer düşünmemek gerekir. Eski ile bağlantılı, geleneksel müzik anlamını veren bu terim Osmanlı-Türk müziğinin eski vasfını ortaya koymasından ötürü geçerli olarak kabul edilmiş ve kullanılmıştır. Bu terim yerine bir dönem önerilen "Sanat müziği" terimi ise halk arasında aynı anlamda kullanılmaktadır. Klâsik Türk Müziği her ne kadar geçmişle bağlantı kurulan bir müzik türü ise de günümüzde de yaşatılmaya çalışılan ve bazı geleneksel kalıpları ile son dönem besteci ve icrâcıları tarafından yeniden üretilen bir müzik türünü ifade etmektedir.
Yapı ve biçim bakımından kanunu andıran, tokmaklarla çalınan telli bir çalgı. Türk müziğinde bir dönem çok kullanıldığı ve Türk bestecisi Santurî Edhem Efendi ile özdeş hâle geldiği halde günümüzde unutulmak üzere olan bir çalgıdır. Aslında n Asya kültürlerinin pek çoğunda 20 yüzyılın başlarına kadar kullanıldıysa da kanun adlı çalgının yaygınlaşmasıyla hükmünü yitirmiştir.