Arama

Çocuklarımızı sosyal medyanın karanlık yüzünden nasıl koruruz?

Son günlerde ülkece yaşadığımız acı dolu hadiselerden ötürü ebeveynler, çocuklarına nasıl yaklaşacakları ve onları çevrelerindeki tehlikelerden nasıl koruyacakları konusunda oldukça endişeli. Bu endişeler doğrultusunda Fikriyat.com olarak, "Çocuklarımıza nasıl yaklaşmalıyız, nelere hassasiyet göstermeliyiz ve nasıl bir yol izlemeliyiz?" sorularını Klinik Psikolog Gökhan Ergür ile konuştuk. Odalarına kapanan, insanlarla iletişim kurmayan çocuklar konusunda ne yapabileceğimizden, ebeveynlerin dijital dünyaya nasıl ayak uydurabileceğine ve kendilerini bu konuda nasıl geliştirmeleri gerektiğine kadar pek çok önemli meseleye değindik. Ayrıca, bir çocuğun uzman yardımı alması gerektiğini nasıl anlayabileceğimiz üzerine de önemli bilgiler edindik.

Kural 1: Çocuk bilgisayarında, tabletinde ne ile uğraşıyor, dijital dünyada hangi uygulamaları kullanıyor? Bunları bilebilmek.

Kural 2: Çocukla her daim irtibat halinde kalabilmek. Çocuk sosyal medyada, dijital dünyada bir zorluk yaşadığı zaman, bir zorbalama yaşadığı zaman birileri tarafından tehdit edilebildiği zaman bunu anne ve babasına rahatlıkla söyleyebileceği iletişim kanallarını ebeveynlerimizin açık tutması gerekiyor. Çocukla konuşmak, çocukla sohbet etmek, çocukla dijital dünya üzerine sohbet edebilmek. Onları yargılamadan "Saatlerce bunun başındasın, kalkmıyorsun, ne yapıyorsun" demeden "Gel bakalım oynadığın oyunlar neler, kullandığın uygulamalar neler" diyebilmek. Biraz da böyle meraklı gözükerek çocukların bunu bize anlatmasına fırsat sağlayarak onun dijital dünyada neler yaptığını öğrenebiliriz. Burada iletişim kanallarını açık tutmak, çocukla yargılamadan konuşmak, çocuğu kapsayıcı bir biçimde konuşmak çok çok önemli.

Soru:

Gençler nasıl ve neden bu kadar çok "kötülükle" baş başa kaldı? Çocuklar neden gizemli ve bilinmeyen örgütlere ilgi duyarlar?

Gökhan Ergür:

🔸 Çocuklarımızın ve gençlerimizin dijital dünya ile bu kadar baş başa kalmalarının sebebi onların gerçek hayattan uzaklaşmalarıdır. Çocuk ailesiyle ya da sosyal çevresiyle vakit geçiremediği zaman, çeşitli aktivitelere, kurslara katılamadığı zaman eğlenceli ve keyifli en kolay yol olarak dijital dünyayı görüyor. İşte bilgisayar oyunları, telefon, çeşitli programlar uygulamalar gibi alanları görüyor. Bizler eğer çocuğu bilgisayar başından kaldıracak aktivitelerde bulunamazsak, ebeveynler olarak onlara bu imkânları sağlayamazsak, belediyeler olarak, ilgili makamlar olarak çocuklarımıza dışarıda vakit geçirebilecekleri bir alan, ortam, kurslar, etkinlikler ayarlayamazsak çocuk da doğal olarak evde bilgisayarın başında vakit geçiriyor. Zaten bu bilgisayarın başında vakit geçirmesi için elinde telefon ömürlerimizi tüketmemiz için dijital dünya baronlarının harcadıkları paraların haddi hesabı yok. Tek amaç bizim ekrana daha fazla bakabilmemiz. Onlar buna "brain hacking" diyorlar yani "beyni hack'lemek", beyne dopamin duşu aldırmak ve uygulamalara bizi bağımlı kılmak için milyon dolarlar harcıyorlar. Haliyle çocuklar da biz yetişkinlerde bu uygulamaların ağına düşüyoruz. Burada temel konu çocuğu bilgisayarın başından kaldırabilecek etkinlikler ve aktiviteler bulabilmek.

🔸 Çocuklar ve gençler ergenlik ve ön ergenlik döneminde ait olma ihtiyacı hissederler. Genç bu kimlik bulma, kimlik kazanımı döneminde bir yerlere, bir gruba, bir taraftar grubuna, bir partiye, bir topluluğa ait olmak ister. Çünkü onun amacı çocukluktan kurtulup "Bakın işte ben de bu dünyada varım, ben de büyüdüm ve ben de bir bireyim" diyebilmek. Çocuklar bu dönemde çeşitli rol modeller alırlar. Baba yorgun argın eve dönüyor çocuk ile çok görüşemiyor. Anne ev işleriyle yine dışarıdaki işlerle iş hayatında yoruluyor çocuğa çok vakit harcayamıyor çocuk da haliyle kendisine rol model alınacak alacak birisini arıyor. Youtuberlar, İnfluencerler, dijital dünyadaki fenomenler hepsi çocuklarımızın rol model aldığı kişiler haline dönüşmüş vaziyetteler. Takdir edersiniz ki bu rol modellerin birçoğu da problemli tipler. Gayri ahlaki ögeler üzerine takipçi toplayan, şiddet üzerine takipçi toplayan, pornografi üzerine takipçi toplayan tipler. Çocuklar da bunların etkisinde kalarak yönlendirmeleri ile çeşitli faaliyetlerde bulunuyorlar. İşte, Discord skandalının ortaya çıkış sebebi de bu. Çocukların bir yere ait olma ve kimlik edinme istekleri, arzuları.

Soru:

Nasıl oluyor da 12-13 yaşındaki çocuklar kadın düşmanı oluyor? Gençleri şiddet, ayrılık ve nefret gibi duygulara iten sebepler nelerdir?

Gökhan Ergür:

🔸 Toplumda özellikle son yıllarda kadına karşı şiddeti, kadın cinayetlerini konuşuyoruz. Bunun aslında bazı temel sebepleri var. Reklam endüstrisi bunun en temel sebeplerinden bir tanesi. Kadını bir meta, satış nesnesi haline getirip toplumun önüne sunuyorlar. Basit bir dondurma reklamında bile kadını bir cinsel obje olarak kullanıyorlar ve haliyle bu duygu düşünce topluma yayılıyor. Aslında burada temel konu: Kadını değersizleştirmek… İkinci konu ise müzik sektörü. Şu an meşhur müzik uygulamalarında rap şarkılarına bir bakın, Türkçe rap şarkılarına bir bakın. Burada tüm rap şarkılarını bu alana dâhil etmiyoruz ama birçok rap şarkısının içerisinde kadına karşı şiddet, kadını değersizleştirme, kadını cinsel bir meta olarak kullanan sözler var. Haliyle bu da daha küçücük yaştaki çocukların zihninde "Kadınlar şiddete uğrayabilir, kadınlar değersizdir, kadınlar kötüdür" algısını oluşturuyor. Burada bir diğer faktör de sosyal medyadaki özellikle "X" platformundaki şu an güncel olarak yapılan kadın düşmanlığıdır. Kendilerine "incel" adını veren bazı erkek toplulukları var. Bunlara İngilizcede "İstemsiz Bekarlar" deniyor. Bu istemsiz bekarlar yani inceller şu an sosyal medya üzerinden kadın düşmanlığı yapmakta. Dolayısıyla bu tip örgütlere, bu tip gruplara ilgi duyan, yakalanan çocukların sayısı da hayli fazla…

Soru:

Çizimler ve psikoloji olarak nasıl bir bağ var? Çocuklarımızın hangi ruh durumunda olduğunu çizdiklerinden anlamak mümkün mü?

Gökhan Ergür:

🔸 Özellikle küçük yaş grubu çocuklarına resim yaptırırız. Evi nasıl çiziyor, anne-babayı nasıl çiziyor inceleriz. Çocuğun kendini güvende hissedip hissetmediği, annesi ile güvenli bağlanıp bağlanamadığını bizler bu çizimler sayesinde görebiliyoruz, anlayabiliyoruz. İşin diğer bir tarafı da yetişkinlerde kullandığımız sanat terapisi. Yetişkinlere yaptırdığımız o sanat terapisindeki etkinlikler; çizimler, boyamalar, yazı yazma etkinlikleri, şiir yazma etkinlikleri… Bu, benliğimizi, ruhumuzu dışa vurduğumuz alanlarda bizler aslında o içimizdeki öfkeyi, nefreti, sevinci, huzuru, bozuklukları da ortaya sermiş oluyoruz. Dolayısıyla anne-babaların çocuklarının çizdiği resimlere, defterlerine karaladıklarına özellikle dikkat etmeleri gerekiyor.

2024 Fikriyat. Tüm hakları saklıdır.
BİZE ULAŞIN