Arama

Deprem sonrası psikolojik travmalar

Yüzyılın depremi olarak tanımlanan 7,7 ve 7,6 büyüklüğünde gerçekleşen iki Kahramanmaraş depremi on ilde, derin yaralar açtı. Yaşanan bu afet, tüm ülkeyi yasa boğarken afet bölgesinden gelen haberler herkesi derinden sarstı. Yaşanan afet insanların psikolojisini olumsuz yönde etkiledi ve travmalara sebep oldu. Peki, bu durumla nasıl baş edebiliriz?

PSİKOLOJİK TRAVMALAR

🔸 6 Şubat 2023 günü önce Kahramanmaraş'ın Pazarcık ilçesinde saat 04.17'de 7,7 büyüklüğünde, ardından 13.24'te Elbistan'da 7,6'lık birbirinden bağımsız büyük iki deprem meydana geldi. Yüzyılın felaketi olarak adlandırılan ve artçı sarsıntıları hala devam eden bu büyük afet, insanlar üzerinde derin psikolojik travmalar bıraktı.

🔸 "Kişinin beklemediği bir olaya sınırlarını zorlayan bir şekilde maruz kalması" anlamına gelen psikolojik travma, normal insan deneyiminin ötesinde seyreden olaylar sonucu gerçekleşir. Bunlar doğal afetler, trafik kazası, yangın gibi hem bireyi hem toplumu etkileyen olaylardır.

🔸 Deprem bölgesinde sarsıcı anlara şahit olan, enkaz altında kurtarılmayı bekleyen, yıkılan binaların başında yakınlarına dair haber duymayı uman ve uzakta olup haberleri takip eden, afet bölgesine yardımlar gönderenler olarak hepimiz bu acıyı paylaşmakta ve olaylardan etkilenmekteyiz.

Acının tarifsiz fotoğrafları

"TOPLUMU DÜŞÜNEN BİR MİLLETİZ"

🔸 Depremin ülkenin üçte birini etkilediği, vefat sayılarının her geçen gün arttığı, ulaşılamayan ilçelerin olduğu ve sosyal medyada sürekli videoların yayıldığı bir dönemden geçiyoruz. Tüm ülkeyi yasa boğan bu elim olay, her alanda etkisini devam ettirmekte ve insanların travma yaşamasına neden olmaktadır. Komşusunun canının yandığı bu dönemde vatandaşlar, bölgede olmasa dahi yaşananlardan derin bir üzüntü duymaktadır.

🔸 Vav TV'de yayınlanan Kendini Bilmek programına konuk olan Nöropsikolog Şehadet Ekmen Peynirci konuyla ilgili şöyle konuştu:

"Biz bireysel bir millet değiliz. Benim keyfim yerinde, diğerininkinin hayatı mahvolsa bile çok umurumda değil diyen bir millet değiliz. Kültürlerin bizi bağladığı bir milletiz. Bizim, bir insana muhabbet ederken bile 'nerelisin kardeşim' diye başlayarak bir bağ kurmaya ihtiyacımız olan bir milletiz . Bağları kurarak da zaten sohbeti derinleştiren, aynı memleketten olmasa bile 'olsun bizdendir' diyen, konunun tatlıya bağlandığı bir insani yapımız var. Bu aslında bizim gerçekten de kişiler arasında bağlantıları çok kuvvetli hissettiğimiz ve 'kardeşim ya da komşum yanarsa ben de üzülürüm' diyebilecek bir milletiz. Yani 'tuzum kuruysa ben iyiyim' diyen bir millet değiliz."

FARKINDALIK KAYGISI

🔸 Yaşanan musibetler, aslında insanların kendileri ve çevreleri ile ilgili bir şeyleri fark etmelerine neden olmaktadır. Kendini, hayatını sorgulamaya başlayan birey, aslında bazı şeyler için ne kadar gereksiz üzüldüğünü fark eder, sevdiklerinin kıymetini anlar ve onlara daha çok bağlanır.

🔸 Bu nedenle insanlardaki farkındalık kaygısının arttığını söyleyen Peynirci, psikolojiye etkisini anlattı:

"Üzüntü çok fazla yaşanıyor insanlarda. Uzaktan sadece haberleri izlemek bile kişilerin ağlamasına ve sabahlara kadar uyumamasına sebep olabiliyor ve aynı zamanda aile, bu olaylardan dolayı daha fazla birbirine bağlanmaya çalışıyor. Çocuğuna daha fazla bakıyor, daha fazla onunla zaman geçirmek istiyor. Eşiyle olan diyaloglarını derinleştirmek, onları da kaybedersem gibi psikolojiye geçiyor. Bu kötü bir şey mi? Hayır, aslında kötü bir şey değil."

Deprem sonrasında psikolojik destek nasıl sağlanır?

"LÜTFEN ÜZÜLÜN, AĞLAYIN"

🔸 Afetlerden, yaşanan sıkıntılı durumlardan etkilenen kişi, yaşadıklarını dışarıya üzüntü ve ağlama şeklinde duygu durumları ile yansıtır. Bu insanın verdiği olağan tepkilerdir. Yaşanan üzüntüler, acılar, gece uyumama, her an haberleri takip etme gibi durumlar, hala insan olduğumuzun, maddeleşen dünyada duygularımızı kaybetmediğimizin bir göstergesidir.

🔸 Konuyla ilgili Peynirci de verilen tepkilerin psikolojik açıdan gayet normal olduğunu vurguladı:

"İnsanlar diyor ya çok üzülüyorum, mahvoluyorum, içim çok kötü oluyor. Lütfen böyle olun. Lütfen üzülün, ağlayın, canınız yansın, uyumayın. Lütfen uyumayın, o insanlar sabaha kadar uyumuyor. Yani bu, ben hayatımı mahvedeyim demek değildir. Hayır, bu hala insan olduğumuzun göstergesidir. Hala insanız ve hala duygularımız var. Hala dünyanın bu kadar materyalleştiği, çıkar ilişkisine geldiği bir ortamda siz insani duyguları yaşıyorsanız ve bu birkaç haftayı buluyorsa, o insanların yaşadığı gibi siz de bu durumu yaşıyorsanız bu kötü bir şey değil. Gerçekten çok iyi bir yerdesiniz. Hala insansınız, hala insani değerleriniz var demektir."

Bu süreci uzaktan takip eden insanların psikolojik anlamda yapması gerekenler:

◾ Aktif bir insansa, biraz durgunlaşmak
◾ Hayatı, afeti düşünmek
◾ Tefekkür etmek
◾ Dua etmek
◾ Nereden geldiğini ve nereye gidiyor olduğunu sorgulamak
◾ Sessizliğini sürdürmek

Hafızamızdaki taze yaralar: Depremler

2024 Fikriyat. Tüm hakları saklıdır.
BİZE ULAŞIN