Toplumsal izolasyonu yaşam biçimi haline getiren şizoid kişilikler
Şizoid kavramı ilk kez İsviçreli psikiyatr Eugen Bleuler tarafından "kendi iç dünyasına yönelen insanları" tanımlamak için kullanılmış. Şizoid kişilik bozukluğu veya şizoid kişilik, sosyal ilişkilere ilgi azlığı, duygusal soğukluk, içe dönüklük ve yalnızlığı yaşam biçimi haline getirme ile karakterize edilmiş bir kişilik bozukluğudur. Koronavirüs sebebiyle toplumsal izolasyon yaşadığımız şu günlerde, bu durumdan zevk alan ve toplumsal izolasyonu bir yaşam biçimi haline getiren insanların kişilik özelliklerine göz atmak ilgi çekici görünüyor. O halde şizoid kişiliklerin "izole" edilmiş kapalı dünyalarına adım atmaya var mısınız?
Kişilik bozukluğu diğer bir adıyla borderline sağlıksız bir düşünme, işleyiş ve davranış tarzına sahip olunan bir tür zihinsel bozukluktur. Kişilik bozukluğu olan bir kişi, durumları ve insanları algılamakta veya ilişkilendirmekte zorlanır. Kişilik bozukluğu bireylerin ilişkilerinde, sosyal aktivitelerinde, iş ve okulda önemli sorunlara ve sınırlamalara neden olur.
Şizoid kişilik bozukluğu tanısı ömür boyu sosyal ilişki kurmaktan kaçınan ve yalnızlığı tercih eden kişilere konur. Bu kişiler kendi aile fertleriyle bile sosyal ilişki kurmaktan pek hoşlanmazlar. Yakın arkadaşları yoktur. Televizyon seyretmek gibi tek başına yapılan etkinliklerden hoşlanırlar. Duygusal tepki göstermezler, konuşurken jest ve mimiklerle karşılık vermezler.
Yalnız olmayı tercih ederler: Yalnız kalma ihtiyacını çok hissederler. Yalnız olduklarında kısmen rahatlarlar ancak bu durum yalnız başına her zaman iyi hissettikleri ve iyi vakit geçirdikleri anlamına gelmez. Başkaları ile duygusal paylaşım yaşama arzuları vardır ancak bu durum o kadar kaygı ve sıkıntı yaratır ki yalnız kaldıklarında kendilerini rahatlamış hissederler. Ancak bir süre sonra bu yalnızlığın sonucu olarak boşluk duygusuna kapılabilirler, kimse tarafından sevilmediklerini düşünebilirler ve hiçbir çıkış olmadığını hissedip intihar etmeye teşebbüs edebilirler.