Zihnimizin içindeki gizli bağımlılık
Duygularımız, yaşamımızın birer parçasıdır. İnsan, hissettikçe var olduğunu anlar. Sevmek, mutlu olmak nasıl ki doğalsa aynı şekilde kızmak, üzülmek, nefret etmek de bir o kadar doğaldır. Ancak bir süre boyunca aynı duyguyu hissetmek, ardından büyük tehlikeleri getiriyor. Bağımlılık, kişinin kullandığı bir nesne veya yaptığı bir eylem üzerinde kontrolünü kaybetmesi anlamına geliyorsa bir duyguyu devamlı surette hissetmek 'duygu bağımlılığı' anlamına geliyor. İşte, zihnimizin içerisindeki gizli bağımlılık hakkında bilinmeyenler…
Giriş Tarihi: 11.02.2019
15:46
Güncelleme Tarihi: 11.02.2019
15:47
BAĞIMLILIK CİDDİ BİR HASTALIKTIR
Fiziksel bağımlılık, kullanılan maddeye karşı bir adaptasyon gelişmesine bağlı olarak maddenin varlığına karşı duyulan fizyolojik bir istektir. Ruhsal bağımlılık ise kişinin duygusal ya da kişilik yapısı gereği, gereksinimlerini tatmin etme/giderme amacı ile o maddeye düşkünlüğüdür. Bağımlılık ciddi bir hastalıktır.
BAĞIMLILAR, HASTALIKLARINI KABUL ETMELİ
Bağımlılığa ilişkin beyinde birçok nörokimyasal, nörofizyolojik değişimler saptanmıştır. Bağımlılık tedavisi, belirli şemaları ve ilkeleri içeren kapsamlı bir protokol ile sağlanabilir. Bağımlı kişiler bağımlılığın bir hastalık olduğunu kabul eder ve hastalıklarda uyulması gereken kurallar olduğunu bilirlerse tedaviye uyumları artmaktadır.
HAYATIMIZDA HER DUYGU AYNI ORANDA HİSSEDİLMEZ
Hayatta her duyguyu aynı oranda yaşamayız, bazıları daha yoğun bazıları ise gelip geçicidir. Ancak yoğun yaşanan duygular, bir süre sonra farkında olmadan alışkanlık ve bağımlılığa dönüşerek hayatı çekilmez kılabilirler.
Sigara, alkol, alışveriş, telefon ya da uyuşturucu gibi birçok bağımlılık türü vardır. Bağımlılıkların nedenleri arasında psikolojik etmenler olabildiği gibi beynin uzun süre aynı duruma maruz bırakılması da etkilidir. Belirli zaman sonra alışkanlık yerine getirilmediğinde vücut kendini rahatsız hisseder ve bilinçaltımız o eylemi yerine getirmek için elinden geleni yapar.
BAĞIMLILIK SADECE FİZİKSEL DEĞİLDİR
Yapılan araştırmalar aynı durumun duygularımız için de geçerli olduğunu ortaya çıktı. Duygular, beynin salgıladığı hormonlarla hissedilir ve bir hormon fazla salgılandığında tıpkı nikotin gibi vücut bu duyguya bağımlı hale gelebilir.
Stres ya da mutsuzluk gibi sürekli hissettiğiniz bir duygu varsa, salgılanan hormonlara bağımlı hale gelmiş olabilirsiniz. Böylece bilinçaltınız siz farkında olmasanız bile alıştığı hormonu salgılatarak o duyguyu yaşamaya yönlendirir.
Örneğin, zamanlamanızı doğru yapsanız bile evden daha geç çıkacak ve işe geç kalma stresi yaşayacaksınız. Ya da vücudunuzun alışık olduğunu yerine getirmek için başkalarının söylediği cümlelerde alt anlamlar arayacak ve kendinizi strese sokmak için küçük detaylara takılacaksınız. Çünkü beyniniz, sizin bu duyguyu hissettirmeniz için elinden geleni yapmaya çalışacak.
Kendinizi gözden geçirin ve bir duyguyu alışkanlık haline getirdiyseniz bunu fark etmeye çalışın. Eğer sürekli mutsuz, heyecanlı ya da sinirli hissediyorsanız, duygu bağımlılığı yolunda ilerliyor olabilirsiniz. Bu döngüden çıkmak için en etkili yol duyguları kontrol edebilmektir ancak bu, o kadar da kolay bir şey değildir.