Kitaplardan sinemaya uyarlanmış en beğenilen filmler
Kitap ve film ilişkisi bölünmez bir parçanın bütünleri gibidir. Kendi hayal gücünüzün etkili olduğu kitaplar filmlere uyarlanınca bu kitaplara farklı bir bakış açısıyla bakmanızı sağlıyor. Aslında bu sinemaya edebi lezzet getiren bir yöntem. İnsanlara büyülü bir dünya sunan kitaplardan bazıları uyarlandıkları filmin gölgesinde kalsa da bazıları ise bu durumun tam tersi kitaptaki heyecanı filme aktaramaz. İşte sizler için kitaplardan beyaz perdeye uyarlanmış ve büyük beğeni görmüş filmleri sizler için derledik.
Önceki Resimler için Tıklayınız
Yaşadığı hayattan nefret eden, ölüm düşüncesini saplantı haline getirmiş, insani yakınlığı kanser dayanışma gruplarında arayan genç bir adam. Aynı dayanışma gruplarının bir başka müdavimi, toplum kaçkını bir genç kadın. Ve Tyler Durden; yalanlar ve mutsuzlukla dolu bir dünyaya kendi yöntemleriyle saldıran yarı çılgın bir kurtarıcı, baştan çıkarıcı bir intikam meleği. Tyler'ın felsefesine göre, tüketim kültürünün madde kullanımının etkisinden kurtulmanın yolu, fiziksel acıyla tanışarak yeniden doğmaktı. Çok geçmeden, gecenin geç saatlerinde bar bodrumlarında toplanan gizli bir "dövüş kulübü", ülkenin dört bir yanını sarar. Ama Tyler'ın dünyasında sınırlara ve kurallara yer yok. Kendi bedenini örseleyen bir müritler ordusu, toplum düzenini ve konformizmi imha etmek üzere Tyler'ın peşine takılır.
Chuck Palahniuk'un ilk romanı, tüketim kültürüne, hırs ve üstünlük duygusuna, güzellik idealine ve iş dünyasına zehir zemberek bir eleştiri yöneltiyor. Palahniuk, karanlık bir mizahla desteklediği güçlü ve çarpıcı üslubuyla, yaşadığımız dünyanın çirkin suretine ayna tutuyor.
Son dönemin en özgün, en sarsıcı romanları arasında sayılan Dövüş Kulübü bir klasik eser düzeyine ulaşıyor...
Dövüş Kulübünün birinci kuralı: Asla Dövüş Kulübü hakkında konuşma... Dövüş Kulübünün ikinci kuralı: Asla ve asla dövüş kulübü hakkında konuşma... Jack, hayatın sıradanlığına kapılmış bir sigorta memuruydu. Uzun bir süredir uykusuzluk hastalığından şikayetçi olmasından dolayı kendi psikolojik sıkıntılarından kurtulabilmek için grup terapilerine katılır.Terapiler esnasında Marla adında bir kızla tanışır. Bir süre sonra da hayatını değiştirecek olan Tyler Durden ile... Durden, Jack'in ulaşmak istediği tüm hedeflere ulaşmış olan bir adamdır ve Jack'i asla hakkında konuşulmaması gereken bir organizasyon olan 'Dövüş Kulübü' ile tanıştırır. Filmin başrollerinde de Brad Pitt, Edward Norton ve Helena Bonham Carter gibi ünlü oyuncular yer alır.
Yönetmen: David Fincher
Tür: Drama
Süre: 2 saat 19 dakika
IMDb puanı: 8,8
Şiddet dolu, katı, kırılan ama bükülmeyen bir gelenek. Gerekirse kanla korunan alternatif bir ahlak. Bir jest olarak ölünen ve öldürülen, stilize bir savaş... Hatırlanacak ve unutulacak ne çok şey var..
Kitabın yazarı Mario Puzo, 1969'a değin çeşitli riskler alarak kitaplar yazsa da geniş kitlelere ulaşamadı. Bu dönem maddi bir sıkıntı da çeken Puzo büyük bir risk alarak Godfather'ı yazıp varını yoğunu bu projeye yatırdı ve Godfather tüm Amerika ve dünyada bestseller oldu. Yazar ayrıca Sicilyalı, Last Don, Omerta, Dördüncü K, Ana gibi önemli yapıtlara imza atmış yeni başarılar elde etmişti.
Francis Ford Coppola'nın yönettiği Baba (1972) filmi, Hollywood'daki film anlayışını kökünden değiştirdi. Sinema gişelerinin önünde uzun kuyrukların oluşmasına sebep olan bu film, sanatsal anlatım ile ticari başarıyı bir araya getiren ilk filmlerden biriydi. Serisi çekilen, gerçek hayattaki gangsterleri derinden etkileyen, birçok konuda aşılamaz bir film olan Baba, Jon Lewis'in yaptığı gibi derinden incelenmeyi hak ediyor.
Baba, 40'lar ve 50'lerin Amerika'sında, bir İtalyan mafya ailesinin destansı öyküsünü konu alıyor. Don Corleone'nin kızı Connie'nin düğününde, ailenin en küçük oğlu ve bir savaş gazisi olan Michael babasıyla barışır. Bir suikast girişimi, Don'u artık işleri yönetemeyecek duruma düşürünce, ailenin başına Michael ve ağabeyi Sonny geçer. Danışmanları Tom Hagen'in de yardımlarıyla diğer ailelere savaş açan Corleone ailesi, eski moda yöntemleri de değiştirmeye başlar.
Mario Puzo'nun çok satan kitabından Puzo ve yönetmen Francis Ford Coppola tarafından sinemaya uyarlanan film o yıl En İyi Film, En İyi Erkek Oyuncu ve En İyi Uyarlama Senaryo dallarında Oscar kazandı.. Yapılan araştırmalar sonucu Türkiye'de en fazla izlenen ve satılan film olma özelliği de taşır.
Yönetmen: Francis Ford Coppola
Tür: Drama, Suç
Süre: 2 saat 55 dakika
IMDb puanı: 9,2
Dostoyevski'nin "Rus çoğunluğunun hakiki insanı" dediği bir isimsiz kahramanın yalın ve karanlık düşünceleri... Edebiyat tarihinin en ünlü isimsizlerinden Yeraltı Adamı, insanların oradan oraya üşüşen karıncalara dönüştüğü St. Petersburg'un gri kaldırımlarında itilip kakılırken, yaşama isteğini yavaş ama emin adımlarla mutlak bir öç isteğiyle değiş tokuş eder. Yeraltı Adamı'nın bir devlet memuru olarak geçirdiği tekdüze günler, yanında bir türlü rahat hissedemediği arkadaşları ve hayattaki mutlak yalnızlığı, bıkkın bir öfke ve küçük, imkânsız pazarlıklarla gittikçe daha fazla lekelenir, ta ki kendisini bir arada tutan görünmez ipler yavaşça çözülmeye başlayana kadar. Yeraltından Notlar, yayımlandığı 1864 yılından beri öfke ve sessizliğin en güçlü manifestolarından biri oldu.
Yeraltından notlar gerçek dünyadan kendini soyutlamış bir kişinin iç çatışmalarını ve hezeyanlarını konu alır. Bu roman Dostoyevski'nin daha sonra yazacağı büyük romanların ipuçlarını taşır.